Yeni fikir yeni yazılar

    ‘’Ancak yazıya geçmiş düşüncenin değeri vardır; geri kalanlar boş çırpınmalardan, rüzgârın alıp götürdüğü bir saatlik hayallerden, başka bir şey değildir’’ demiş natüralist yazar Emile Zola.
 Ne kadar da güzel bir tespit yapmış yazı yazma hastalığına. Evet, yazı yazma hastalığı insanın bütün bedenini adeta bir sarmaşık gibi saran tarifi imkânsız o güzel hastalık. Bir kere başladın mı durduramayacağın bir duygu, dilinin altındaki sözlerin kâğıdın üstünde hayat bulması. Bu yazı yazma virüsü küçük yaşlarda girmeye başladı kanıma. İlkokul hocam farketti bendeki bu sevdayı ve yaz dedi bırakma peşini yazının dedi. İşte o gün bu gündür yazıyorum. Her yaşadığımı, her mutluluğumu, her hüznümü ne kadar duygu varsa içimde yaşadığım yazıyorum. 
Bu yazı yazma hastalığımı da en çok hayatı gözlemleyen bi insan olmama bağlıyorum. Konuşmaktan çok etrafı inceleyen, her gözlemini de kâğıda döken bir insan olmam belki de tüm olay. 
Ee ne demişler söz uçar yazı kalır. İşte Demirci yazısı da bu gözlemlerimin bir ürünü. Bu güzel küçük ilçeye gelipte bu kadar bilgi, kültür incelemesi arasında tutamadım yine kalemimi, düştü yine çenesi şu kalemimin. Bu yazıyı Demirci’nin güzel insanlarıyla paylaştıktan sonra yaşadıklarımdan bahsetmek istiyorum birazda. Öncelikle yazımı çok büyük bir kolaylıkla bu güzel insanlarla ulaştırmamı sağlayan sosyal medyaya teşekkür etmem gerekiyor sanırım. Her ne kadar varlığı bir takım ilişkileri etkilese de bu teknoloji meredi, internet haberciliği olmasa sanırım bu kadar kısa sürede, bu kadar insana ulaşmak mümkün değildi. Gazete ve mecmua yayıncılığıyla  eskiden olsa bu duygularımı kaç kişiye ulaştırabilirdim, kaç kişiyle paylaşabilirdim ki bu heyecanımı ve mutluluğumu.
Gelelim şimdi yaşadıklarıma. Demirci’ye olan gözlemlerim ve Demirci’ye karşı oluşan sevgimle yazmaya başladığım küçük bir inceleme yazısıydı benim için başlarda bu yazı. Nerden bilebilirdim böyle bir çığ gibi büyüyebileceğini. Çok değerli büyüklerimden, bu işin üstadlarından, Demirci’nin yerlisinden öyle güzel mesajlar öyle güzel tepkiler aldım ki uzakta olsak o güzel insanlarla yan yana aynı mutluluğu, aynı heyecanı paylaştım.
Öyle güzel mesajlar geldi ki kimi evinin kızı yaptı beni en çok  o mutlu etti. ‘’Sende bizden biri olmuşsun’’ dediler yüreklerine kattılar beni. Arkadaşlarım kimi yolda görünce, kimisi telefonla ulaştı bana. En çokta İzmir’deki arkadaşlarımın bile bana ulaşması çok mutlu etti. Ailemin gururu olmak tabi o bambaşka bir şeydi. 
İşte bir yazı bile insanın hayatına neler katabiliyor, ne değerli insanlarla tanıştırıyor insanı, seni seven, senin yazını tebrik eden o insanların içtenliğini hissediyorsun, yeni aileler kazanıyorsun, teyzelerin amcaların kızı oluveriyorsun. 
Bana bu mutluluğu yaşatan Demirci halkına, beni yetiştiren akıl hocama, bana görüşleriyle yeni ufuklar açan üstadlarıma, aileme, arkadaşlarıma, her adımımda yanımda olan değerli insana çok teşekkür etmek istiyorum. Burada bulunduğum 4 sene boyunca her yazıda yeni fikirlerle tanışmak, yeni güzel insanlar katmak istiyorum hayatıma. 
Yeni fikirler yeni incelemeler yeni yazılar…
Beste Akgül  
YORUM VE ELEŞTİRİLERİNİZ İÇİN MAİL ADRESİM
besteakgulmanisasonhaber@gmail.com
YORUM EKLE
YORUMLAR
Yelda Çarmıklı Eğitimci-yazar
Yelda Çarmıklı Eğitimci-yazar - 8 yıl Önce

bu yaşta bu olgun ve duru dil sana gelecekte bu işten çok şeyler kazandıracak güzel kız.seni tebrik ediyorum,devam,hep devam etmelisin yazmaya..mustafa temiz seni keşfetmiş ve sütun açmışsa vardır bir bildiği...başarılar diliyorum.

Gülsevin Kıral
Gülsevin Kıral - 8 yıl Önce

yazı tutkunu öylesine güzel anlatmışsın ki.okuyunca kendi gençliğim aklıma geldi.devam seni izliyoruz beste.