Ah o günler ve bu günler

Demirci Eğitim Fakültesinin mezuniyet yürüyüşü geleneği Türkiye'de bir ilkti.
4 yıl boyunca fakültede eğitimlerini tamamlamış, Demirci'nin havasını solumuş öğrenciler, mezun olma coşkularını ailelerinin de gelmesiyle yaşarken, fakültenin önünden başlayan yürüyüş Atatürk Anıtında son bulurdu.


Yürüyüşe davet edilen siyasiler, milletvekilleri, akademisyenler ve aileler yürürken, esnaflar yol boyunca önlerine geçer çiçek verir, bazende balkonlardan, pencerelerden yürüyüştekileri çiçek yağmuruna tutardı.
Bu görüntüler muhteşemdi.


Bu görselleri biz gazeteciler ise haber için seçerken inanın çok zorlanırdık.
Birbirinden güzel görüntüler arasında zor karar verir, ulusal haberlere servis ederdik.
Bu haberler ulusal gazetelerde ve internet sitelerinde ve hatta televizyonlarda dikkat çekici olurdu. Zira başka hiç bir yerde emsali yoktu. Çoğu üniversitenin mezuniyet törenleri de olurdu ama ya bir statda toplaşılır, ya da kampüslerde bu törenler yapılırdı.
Demirci halkı aslında öğrencilere  bu yürüyüşte veda ederdi. Halkın ve eğitim camiasının, öğrencilerin birbirine en yakın temasta bulunduğu şenlikler günlerce sürer, konserler, etkinlikler peşi sıra yaşanır, halk için bir sosyal faaliyet, fakülteden mezun olan öğrenci için de farkındalık," iyi ki Demirci Eğitim Fakültesinden mezunum" dedirten bir gurur kaynağı olurdu.


Fakülte de protokol keşkek kazanının kapağını açar, gelen ailelere , konuklara orijinal Demirci keşkeği ikram edilirdi.
Öyle yıllar hatırlıyorum ki, fakültenin bahçesinde günlerce nöbet tutardık, peşi sıra  yapılan söyleşileri, sergileri ve Türkiye'nin en tanınmış sanatçılarının muhteşem konserlerini tarihe not düşer gibi haber yapardık. Bu şenlikleri takip ederken yorgunluktan bitap düştüğümü çok iyi hatırlıyorum. Dolu dolu yaşanan günlerdi.


SONRA BU İŞİN BÜYÜSÜ BOZULDU


Fakülteye yeni gelen öğretim üyesinin, dekanın ilk duyduğunda şaşkınlıkla karşıladığı bu yürüyüş ve şenlikler kendileri de katılım sağlayınca halkın ilgisi ve etkinliğin yarattığı rüzgarın arasına onlarda gülümseyen gözlerle katılır, yaşadıkça bu farklı sevgi yağmurunda onlarda ıslanmanın hazzını yaşarlardı.

****
Haftada 2 gün ilçeye gelerek  dekanlık yapan şimdilerin rektörü Prof. Dr. Ahmet Ataç  döneminde yaşanan bir "dombra krizi" bu etkinliklerin havasının kaçmasında en büyük etken oldu.

****
2 günlük gelip gittiği Demirci, dekan Ataç için adeta bir kariyer yapma yeri oldu. Bu ikbal beklentisi içinde iktidara şirin gözükmek, bir yerlere rektör olmak için yapmadığını bırakmadı.

****
Öğretmen okulunun bahçesine yeni bir bölüm açmak, 100-200 daha öğrenci gelmesini sağlayacağı yerde cami yapmayı bile becerdi. 
Kortejin yürüyüşü sırasında henüz 2-3 yıl önce seçim şarkısı niteliğinde kullanılan bu "DOMBRA" ezgiSİnin, kortejde çalınması misafir olarak gelen farklı farklı siyasilerin tepkisini çekmişti. İşte bu kırılma noktası olan olaydan sonra bu işin tadı tuzu kaçtı. Vizyonsuz, bu şenliklerin ve yürüyüşün halkın ve kamuoyunun cephesinde ne anlama geldiğini bilmeyen anlayış bir iken iki oluverince bu işin ayarı da tadı da kaçıverdi.

****
İkincisi kim diyeceksiniz?
Tabii ki Demirci Belediye Başkanı Selami Selçuk! Selçuk,  önceki başkanlardan farklı davrandı.
Yerel yönetimlerin bu mezuniyet şenliklerinde  varını yoğunu, ekibini ve imkanlarını seferber yapmasının aksine , daha çitası düşük, daha kalitesiz, daha seviyesi düşük içeriklerle, dostlar alışverişte görsün çizgisinde etkileri oldu.
Zakkum konseri rezaleti yine bu dönemde yaşandı.

****
Bolulu  bir sanatçı uydu da zor bulunan Tv'lerde yerel program yaparak , göbek atarak türkü söyleyerek geldiği Demirci'de, Türkiye'nin süper starı olarak anons bile edildi.

****
Selçuk'un yönetiminde bu kalitesiz kadro, müzikten sanattan anlamayan, işin ehilleri tarafından yapılmaması, panayırcı zihniyetin irade koyması bu için cılkını çıkardı.

****
Oysa Belediye bu işin altına elini soktuğu dönemlerde, halk, esnaf, STK'lar herkes bu işe katkı koyardı. Selçuk döneminin her işte olduğu gibi " ben yaptım oldu" anlayışı yine bu döneme de sıvanan, görüntüyü ve kaliteyi bozan etken oldu.


PANDEMİLİ GÜNLERDE ARA VERİLDİ


Tüm dünyayı kasıp kavuran Koronavirüs yüzünden uzun süre ara verilen bu etkinlik bu yıl pandeminin düşmesiyle 2 yıllık açığı da kapatılacak şekilde yapılır beklentisini körükledi. Ancak daha dakika 1, gol 1 hayal kırıklığı yaşandı.


BİR AFİŞ YAYINLANDI VE HEMEN GERİ ÇEKİLDİ


Bu yıl yapılacak etkinlikler için sosyal medya da bir afiş yayınlandı. Fakat ne hikmetse  hemen geri çekildi. Böyle olunca , benim okurlarımda kulağıma kar suyu kaçırınca şöyle bir iki dolandım sebep aradım.
Kulağıma gelen iddialar hiç hoş şeyler değil.
Belediye ve fakülte bir araya geldiklerinde, iddialar doğru ise fakülte yönetimi bu şenlikler için bir bütçesinin olmadığını, katkı yapamayacağını söylemiş.
Anlaşılan o ki "belediyede parayı veren benim, ben bilirim öyleyse" gibi bir modla davranmış.

Afişe bakınca yer kısmında Demirci Eğitim Fakültesi'nin sadece bahçesi yazılabilmiş. Oysa mezuniyet şenliğinde fakültenin adı olmalıydı. Ha başkan kendi adını yazdırmış mı, yazdırmış, mesele güya bitmiş. Ya belediyenin logosunu koy bilen bilir seni, böyle bir görgüsüzlük yapılır mı? Bu isim yazma merakını niye Astepeli dayımın dediği gibi  o tavan bölümüne sofra yaygısı çektiğin hayvan pazarına asacağın afişe  yazdırmıyorsun?

****
Burada atlanılan bir başka şey şu, yapılacak konserlerin öğrenci jenerasyonu içinde değerlendirilip değerlendirilmediği.
Bir başka husus belediyede bu işi yürüttüğünü zanneden sanat bilgisi yoksunu departmanın yetmezliği yine afişe de yansımış.
Türk Sanat Müziği Konserinde, konserin ortasında şefi ezip, koristleri saatlerce sahnede ayakta bekleten, tarih kitabı tanıtan, her üç şarkıda anons müdahalesi ile konserin içine eden kafa, konserin ortasında çiçek, plaket sunumu ile konseri konserlikten nasıl çıkardıysa yine aynı tavrı bu işte de sergilemiş gözüküyor.

****
Ses yarışmasını, sucuk, çiğ köfte hediyeli adeta rahmetli Cenk Koray'ın TRT'deki "Tele Kutu" programı gibi gargaraya getirip, sanat terminolojisi dışındaki üsluplarla bu sanatsal faaliyeti linç eden, sahnedeki sanatkarları, jürideki eğitimcileri bile panayır kültürünün içine sos eden kafa, burada da devreye girmiş gözüküyor.

****
Yahu hiç bir şey bilmiyorsan bari önce gözlemle, izle imkanlar geniş, aç You Tube bak, bari taklit et. Hiç olmazsa işi adabıyla, usulüyle taklit de etsen, adam gibi yapmış olacaksın.
Bu işlerin olmazsa olmazlarının dışında davranarak, kepazelik sergilemenin anlamı yok ki.

****


BU AFİŞ NİYE YAYINDAN KALDIRILDI!


Afişin niye kaldırıldığı konusu hala flu.
Yine bir başka husus var ki, belediye ile fakülte arasında sanırım iletişim kazası yaşanmış.
Çünkü fakültenin de bu şenlikler kapsamında günlere yaydığı kendi iç dinamikleriyle yapacağı konserler veya etkinlikler varmış, bunlar iletişimsizlik yüzünden çakışmış gözüküyor.
Sahi bu fakültenin artık Müzik Öğretmenliği bölümü var.
Bari bu afişteki getirilen tipleri bu akademik kadrolara sorsaydınız.
Kim biliyor bu sanatçıları, valla afişte gördüğüm sakallı gözlüklü oğlanı tanıyorum ben sadece. Onu da Acun'un ses yarışmasında gördüm, Manisalı olduğu için destek verdim. Bir iki defa da konuşmuşluğum var. Diğerlerini tanımıyorum. Bu afiştekilerle ilgili cehaletimi gidereyim diye aramalar yaptım, zar zor buldum. Hele birileri var ki klip çekmişler, len arkadaş ortalık toz duman yahu, rap denilen akımın içinde çerez olurlar sadece, klipteki görüntülerde çamaşır makineleri yanıyor, ortalık hopluyor, adeta narkotik şubenin bahçesinde ifade için sıra bekleyen tiplerin tripleri gibi klipli şeyler izledim.


NERDESİNİZ?


Bu mezuniyet şenliklerinde bir tertip komitesi olurdu. Ortak akılla hareket edilirdi. İşin ehilleri konu başlıklarına göre masaya düşüncelerini koyardı, bu birikim ve vizyonlu hamleler değerlendirilir şenlikler de şenlik gibi olurdu. Yani işin kısacası şu; İyiniyet, çaba, vizyon, kültür, birikim, tecrübe bir arada harmanlanılır, milletin karşısına çıkılırdı.
Merhum Kadir Kök, Mehmet Coşar, Ali İhsan Yaman, Hayati Cezayirlioğlu, Kazım Aysan, Ali Özkuyumcu, Metin Kıran, Semih Esen, İlk aklıma gelen isimler. Ya bu isimler ne büyük işler yapmışlar, farkında mısınız?

****
Kimleri izledik şenliklerde hatırlayın.
Hüseyin Turan, Gripin, Sümer Ezgi, Grup Laçin, Mecaz, Yavuz Seçkin, Ezginin Günlüğü, Aziz Üstel, Faik Çetiner, İhsan Kalkavan, Ömer Çavuşoğlu, Bulgaristan Halk Dansları, Yunus Yıldırım, Koray Gençerler, Grup Kolpa, ilk aklıma gelenler ama hatırlayamadıklarımda var...
Nereden nereye geldik....

****
Zakkum konseri rezaletini yaşatanlar, öğrencileri ve halkı hayal kırıklığına uğratanlar hala iradenin başında...İlçeyi 50 bin nüfustan alıp bu hale getirenler, kültür erozyonuna da uğratmışlar farkında mısınız?

****
Yıllar önce yazdıklarımı hatırlayan var mı?
Demirci 3. sınıf ilçe olunca iklimler bile değişecek demiştim, maalesef yine haklı çıktım değil mi?
Demirci'yi küme düşürenler, hıdırellez şenliklerinde Arapça rakamlı saati çocuklara hediye olarak verenler, öğretmen okulunun bahçesine cami yaparak iş yaptım sananlar, korteji Atatürk Anıtının önünde yıllardır yapılanın aksine saygı duruşu yaptırmadan, İstiklal Marşımızı söyletmeden, transit geçirip stada götürenlerin kafası bu!

****
Az kaldı! mevsimler yas tutuyor, güller ağlıyor belki ama bu kafalar gidecek, gitmeli...
Yoksa bu kafalarla  gidilirse, bir gün Demirci'den bu fakülte de gidecek, bak demedi demeyin!

****
1 Haziran 2022
Mustafa Temiz


 

YORUM EKLE