Başkan Selçuk kılıfı sonradan hazırladı

Demirci’nin siyasi hafızası ve tarih hafızası maalesef yetersiz, Demircili kendine gireni, çıkanı çabuk unutuyor, şikâyet ediyor, sonra da gidip oy veriyor, bunu hayretle ve kızgınlıkla izleyen bir gazeteci olarak tarihe not düşmek adına böyle bir yazıyı yazmak zorunda kalıyorum.

Demirci’de AKP’li Selami Selçuk döneminde “ ben yaptım oldu” mantığıyla inşaası yapılmış, ancak kanun dışı işlerden biri olan “ kaçak balık pazarı” ile ilgili suskunluk bu süreye kadar devam etti. Çıkıp “ hayır bu doğru değil, bu haber yalan” diyemediler.

Adli süreç başlatıldı, bununla birlikte idari soruşturma da devam etti.

Savcılık gerekli incelemeleri yaptı. Valilik Muhakkik tayin etti. Kimin ne yaptığını, kimin adaleti yanıltmak için ne hamleler yaptığını bu konuda dosya elimde olduğu için biliyorum.

Muhakkik tayin edilen ve olayı aydınlatmak için değil, kapatmak için geldiği yazdığı ve yaptığı araştırmalardan anlaşılan İl Ticaret Müdürünü buraya not düşüyorum.

Gün gelecek onu da adaleti yanılttığı için adalet cezalandıracaktır.

Muhakkik suçu tespit etmek yerine, nasıl ortadan kaldırılır, yöntem öğretmeye, zamanı uzatarak, kılıf hazırlanırken zaman kazandırmaya uğraşmış, dosya önümde kabak gibi bu çok belli oluyor.

Notu yazdık mı unutulmaz, öyle zamanı gelene kadar durur yerinde.

Umarım yanılttığı adalet, bir gün kendisine de lazım olmaz.

Her ne ise, bu konuda da savcılık kendine has incelemeyi tamamladı. Yasa gereği seçilmiş belediye başkanı memur pozisyonunda olduğu için yargılama izni için İçişleri Bakanlığı’na gönderdi.

Çok basit bir hukuki ifadeyi herkes anlayacağı için burada belirtmek istiyorum. Yapılan bir suç duyurusunda suç teşkil eden bir durum yok ise Savcılık “ kovuşturmaya yer yoktur” kararı verir, şikâyet sahibi ve şikâyet olunana da bu kararı posta ile gönderir.

Diğer kaçak inşaatlarda olduğu gibi bu kaçak balık pazarı işinde de savcılık, İçişleri Bakanlığından Demirci Belediye Başkanı Selami Selçuk’u yargılama izni istemiş durumdadır. Gerekçesi de kamuyu zarara uğratma ve görevi kötüye kullanmadır.

Dolayısıyla arka taraftan işi kılıfına uydurma eylemleri, şu an itibariyle meclis kararlarıyla bu işi savuşturmaya çalışsalar da döneminde bizim ortaya koyduğumuz haber doğrudur. Yani kaçak balık pazarı hazine arazisi üzerine yapılmıştır.

Böyle olduğu içindir ki o dönem yapılan tüm harcamalar, ihaleler, müstecirlerden toplanan paralar, tahsil edilen paralar usulsüz ve yasa dışıdır.

Soruşturma devam ederken, ilk başta yapılması gerekenler yapılmıştır, gerekli yazışmalar hızlı bir şekilde yürütülmüştür, dosyada ki tarih sıralamasından bu kolaylıkla anlaşılmaktadır.

Eylül ayı Meclis toplantısında da hazineden alınan bu bölge, kaçak kullanım kiraları ve tazminatları da ödenerek, (bu milletin parası bunu unutmamak gerekiyor) belediye tarafından alınmıştır. Şimdi bu imar planında yol olarak gözüken yer, hazine mülkü iken, alındıktan sonra, meclis kararı bir düzenleme ile yine ticari alana dönüştürülmüştür.

Bir başka üzücü olay ise İYİ Partili üyeler de buna evet oyu vermişlerdir.

Sebepleri umarım, belediye yeterince zarara uğradı, artık en azından uğramasındır.

Burada yazının başındaki Demirci’nin siyasi hafızasının yetersizliğine dem vurduğum konuya geliyorum.

O dönem ve bugüne kadar gelinen süreçte yapılan ne var ise gayri yasaldır, kamu zararıdır ve Selami Selçuk’un görevini kötüye kullandığının adeta bir belgesidir.

Kamu hakkı geçmişe dönük de yargı sürecinde aranır. Gün gelir İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yıllardır beklettiği, elinde tuttuğu dosyalara izin verilir, yargı da tecelli eder.

İşte bunu da buraya tarihi not olarak düşüyorum.

Maski o dönem parsel ve ada numarası hazine arazisi olduğu için olmayan bu yere su aboneliği vermemiştir. Üstüne üstlük Demirci Belediyesi bu kaçak yaptığı, hazine arazisi üzerine işgal balık pazarına, mevcut hayvan pazarı üzerinden başka bir aboneden kaçak boru çekerek getirdiği kaçak su bağlama eyleminde de suçüstü yakalanmış ve Maski tarafından resmi işlem başlatılmıştır.

“Devlet sabırlıdır”, “Gerçeklerin gün gelir, gün yüzüne çıkma huyu vardır” sözlerini burada bir kez daha hatırlatmak gerekiyor.

İstanbul, Ankara ve diğer AKP'den el değiştiren belediyelerde neler oluyor takip ediyor musunuz?

Gün gelir Demirci'nin kirli çamaşırları da ortaya serilir diyor, şimdilik Ya sabır çekiyorum..

Akıncılar Mahallesindeki ihaleye çıkarılan, ancak ihaleye 3 gün kala iptal edilen şimdilerde marketlerin durduğu dükkânların satışı konusunda da yine haklı çıktık.

Yerel gazetede çıkan ihale ilanına göre Allah muhafaza biz haber yapmamış olsa idik, ihaleyi bu şekliyle kazanan Düğün Salonunu, Sağlık Ocağını ve marketlerin olduğu dükkânları da almış olacaktı.

Sebep ne biliyor musunuz?

Beceriksizlik. İş bilmemezlik.

Buralar ada ve parsel üzerinden ihale edildi. Yani kat mülkiyetleri katların ve alt kattaki dükkânların ayrı ayrı belgesi yoktu. İhale yapılmış olsa idi, tüm bina satılmış olacaktı. Belediye yönetmek ciddi iştir. Selami Selçuk ve tayfasının fıkra gibi işlerinden biri de bu olacaktı.

Şimdi söyleyin bakalım.

Ben bunu haber yapmasaydım ne olacaktı.

İhale olacaktı.

Ben art niyetli biri olsam, daha ihale ilanını gördüğüm an öğrendiğim bu eksikliği dile getirmez, bu beceriksizlerin bu ihaleyi yapmasını bekler, satış gerçekleşince de kıyameti koparabilir miydim?

Evet,  bunu yapardım.

Fakat bende art niyet değil, memleket sevdası var. Bu mevzuat bilgisi olmayan, Selçuk’un belediyedeki birimlere atayarak, liyakatsiz getirdiği beceriksizlere belediyecilik dersi vermek, belediyeyi de zarara uğratmamak tek amacımdı.

Buranın sosyal tesis alanı, nasıl ticari alan yapılacak da yeniden satışa çıkacak o da muamma halen.

Oturup ders çalışsın o beceriksiz tayfa öğrensin işin mahiyetini.

Demirci tarihine not düşmeye devam.

Demircililer bu kadroya oy verdi yeniden getirdi, bana göre hiçte iyi etmedi.

Demokrasinin gerekleri bazen yanlış sonuçları da çıkarıyor.

Selami Selçuk Demirci için en büyük talihsizliktir.

15 yıla yakındır, Demirci’ye verdiği zararın haddi hesabı yoktur.

Bunu da buraya yazmış olayım.

Merak edenler vardır. Selçuk seçimlerdeki gazla beni siyasi hayatında ilk kez Savcılığa şikâyet etti. Avukatı aracılığıyla yaptığı bu şikâyet de sonuçlandı. Savcılık Selçuk’un hakkımda yaptığı suçlamanın kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

Konu neydi falan diyen vardır şimdi.

Konu başta Cumhuriyet ve diğer gazetelerde manşetten verildi. Fox TV sabah ve ana haberde de yayınladı.

Millet ile birlikte Bakan Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan da izledi veya haberdar edildiler.

Sonuç diyeceksiniz. Tık bile yok.

Peki.

Yalan mı?

Vallahi de doğru, billahi de doğru.

Kamu vicdanına bırakıyorum.

Bu haberlerime bir gün çıkıp “yalan” diyemeden siyasi ömrü gelip geçecek muhteremlerin.

Adalet tecelli ettiği gün, bir çift sözüm olacak, onun da gününün gelmesini bekliyorum.

İşte böyle, kalın sağlıcakla…

04 Eylül 2019 

Mustafa Temiz

YORUM EKLE