Ayrıca Milli Piyango idaresi bir devlet kurumu, bilet satışından para kazanıyor, ikramiyeler üzerinden de devlet vergisini çatır, çatır alıyor. Sadece o mu? Devlet bahisten, totodan, lotodan, içkiden, genel ev patronlarının gelirinden ve daha birçok kanunen meşru ama dinen haram olan işlerden vergi elde ediyor, tahvil, bono v.s ihraç ediyor faiz alıyor, veriyor, o parayla da ahkâm kesen zevatın maaşını ödüyor. Biraz da onlara kafa yormak gerekmez mi?
Piyangodan söz edince aklıma herkesin bildiği bir fıkra geldi. Hani garibanın biri her çekiliş dönemi, Allah’a yakarır piyango çıkması için dua eder ama hiç birinde bilet almazmış ya! İşte o fıkra. Eh ne diyelim? Bilet almazsan ne kadar yakarırsan yakar ikramiye çıkmaz. Bu fıkradan çıkaracağımız kıssa ile biraz da güncel konulara değinmek istedim.
Manisa B.Ş.B Demirci koordinatörü sevgili Kazım Aysan, zaman zaman sosyal medya hesabından Demirci’ye ilişkin konular açar, müzakere başlatır. Baştan sona izlerim, yeri gelirse de katılırım. İyi de yapıyor. En azından, memleket meselelerine kafa yoran veya yorması gereken kişilerde bir farkındalık yaratıyor. Belki de uyuyanları uyandırıyor, tabi başları göğe ermiş, derin uykulara dalmış, kendilerini dev aynasında görenlere bir yararı olur mu bilmem.
Ne diyor Sayın Aysan? Demirci’nin nüfusu azalıyor diyor. Fakültesi bile olmayan Akhisar’ın üniversite kurmaya talip olacak bir vizyona sahip olduğunu söylüyor. Son başlattığı müzakere ise ilçemiz sınırlarındaki Sidas antik kentinde çıkarılan bir mozaiğin sergilenmek üzere Manisa müzesine götürülmesi üzerine Demirci’de müze açılır mı tartışması.
Bakıyorum da bu tartışmalara fikir beyan eden çok sayıda hemşerimiz var. Demek ki; bir farkındalık yaratılıyor, ama neye yarar. Asıl eyleme geçmesi gerekenlerde tıs yok. Tabiri caizse ikramiye duasına çıkan gariban gibi hep söyleniyor ama bilet alan maalesef yok. Bir de ağlamayan çocuğa meme verilmez denir ya! Ne ağlayan var ne bilet alan, konuşulanlar, yazılanlar hep havada kalıyor.
Otoyol meselesini burada defalarca yazdım. İlk proje Uşak kuzeyinden geçerek Selendi, Demirci yakınlarından aşağı inerek Salihli’ye ulaşacaktı. Uyardım! Uşaklı vekillerin projeyi güneye çekmeye çalıştıklarını, Ulubey, Eşme üzerine kaydırmak istediklerini söyledim, yazdım. Bilet alan olmadı, umursamadılar bile, sonunda Uşaklılar galip geldi. İnsanın ne Eşme’ymiş be! Diyesi geliyor. Eşme deyince büyük dedem, babaannemin babası Mehmet Sıtkı efendinin bir beyitini burada hatırlatmak isterim.
Uşak Kütahya’ya bağlı bir kaza, Eşme ise Manisa’ya bağlı bir köy iken, iki köy birleştirilip kaza statüsüne geçmiş. Manisa’da Muhasebe-i Hususiye (Özel İdare) başkatibi olan büyük dedem ise oraya Kaymakam vekili olarak görevlendirilmiş. Eşme’ye gelmiş önce reisi sormuş, tarlada çift sürüyor demişler. Azaları sormuş yaylada davar güdüyorlar demişler. İyice sinirlenen dedem hemen oracıkta döktürüvermiş:
Kalkınmanın yolu Organize Sanayi Bölgesinden geçer dedik. Kulaklarını tıkadılar, Demirci T.S.O dışında sahiplenen olmadı. Bazı sanayici arkadaşlarımız, sevindiler, destek oldular ama hevesleri kursaklarında kaldı. Çünkü bilet almazsan ikramiye çıkmaz.
Tamı tamına 7 yıl oldu Demirci’ye Akıncılar Üniversitesi yakışır dedim. Hazır Fakültemiz, meslek yüksekokulumuz, kampüsümüz, yurtlarımız, altyapımız var dedik dinleyen olmadı. Öneri, bizden geldi ya, hemen kulak arkası ediliverdi. 7 yıl sonra sevgili Kazım Aysan aynı konuyu gündeme getirdi, ama nafile sahiplenen olmaz. Benden söylemesi.
Doğal gaz kapımıza kadar geldi, paralar toplandı abonelikler bile yapıldı takip eden, sonuçlandıran çıkmadı.
Merhum Demirel’in söylediği gibi “Meşruiyet içinde çare tükenmez”. Çare nedir?
Çarenin ilk adımını muhalefet partilerinin Demirci’deki ilçe başkanları, iki genç kardeşim atmışlar. Bundan sonraki adım doğru kişiyi bulmaktan geçer. Ondan sonrası çorap söküğü gibi kendiliğinden gelir.
Demirci’ye termal turizmi, spor turizmi, doğa turizmi, ekolojik turizm, gibi projeleri kazandırabilecek, bu yazımda, önceki yazılarda, başkaları tarafından gündeme getirilen konulara kafası yatıyorsa sahip çıkacak. Kalkınmanın yolu nereden geçiyorsa ona kapı açacak. Beyin göçüne, sermaye göçüne engel olacak yolları arayıp bulacak. Akıl danışmaktan korkmayacak, kaçınmayacak. Hepsinden önemlisi biletini alacak ağlamasını bilecek. Unutmayın bilet almazsanız kazanamazsınız.
2019 yılının, huzur, barış, kardeşlik, refah ve saadet getirmesini temenni eder hayırlara vesile olmasını dilerim.
çok partili hayata geçildiğinden beri demirci sağ partilere oy verdi. yıllarca adalet partisine oy verdi, sonra da anavatan partisine. pulluca köyü muhtemelen adalet partisi döneminde, yahya uslunun kuyucakkarapınar köyü de özal döneminde demirciden ayrıldı. 1946 -1980 arasında demirci adalet partisine oy verdi ama ap salihli yolunu bile yapmadı. yazınıza katılmamak mümkün değil ama çok merak ediyorum: tariş genel müdürlüğünüz döneminde kaç demirciliyi istihdam ettiniz?