Bir Ağaç Yarattık Ki; Meyvesinden Hem Yağ Hem Katık Olur

 Yüce Kitabımız Kuran’ı Kerimin Muminun suresinin 20 inci ayetinden bir bölümü yazıma başlık olarak seçtim. Zeytin ve zeytin ağacında Kuran’da tam 7 kez söz edilmektedir. Diğer semavi dinlerin kitaplarında da zeytinden söz edildiği bilinmektedir. O nedenledir ki Kurani bir meyve olan zeytin ve zeytin ağacını inananların titizlikle koruması ve özen göstermesi gerekmektedir. 



Her ne kadar ayette Tur-i Sina’da bir ağaç yarattık diye söz edilmişse de zeytin ağacı Sina dağından, Filistin ve Lübnan kıyılarından Anadolu’ya ulaşmış, Akdeniz ve Ege sahillerinde yaygınlaşmıştır. Bu bakımdan Zeytin ağacının anavatanı Anadolu’dur dersek yanlış olmaz. Zira dört bin yıllık dünyanın ilk zeytinyağı tesisi Urla’da bulunmuş ve Karaburun yarımadasında yüzlerce 2000-2500 yıllık anıtsal zeytin ağacı bulunmaktadır. Yunanistan, İtalya ve İspanya gibi zeytinyağı üretiminde lider olan ülkelerde bile Anadolu’da olduğu kadar çok ve buradakilerden daha yaşlı ağaç bulunmamaktadır.



Bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü? Misali durduk yerde bu zeytin ağacı sevdası da nereden çıktı diyebilirsiniz. Efendim! Durduk yerde çıkmadı. Üretim reform paketi adı altında takdim edilen yasa tasarısı dün sessiz sedasız, TBMM Sanayi ve Teknoloji komisyonundan iktidar oylarıyla geçiverdi.

 
Reform paketi denilince cazip geliyor. Benim gibi yenilikçiliği, atılımcılığı, kalkınmayı, endüstrileşmeyi, ekonomik büyümeyi yıllarca savunmuş, destek olmuş hem bürokrat hem siyasetçi olarak reformlara, Türkiye’de iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesine olağanüstü çaba sarf etmiş, emek vermiş birinin reform paketine karşı çıkması mümkün müdür? Elbette değildir. Reform paketi sanayinin önünü açacaktır, yatırım ortamını iyileştirecektir. Buna hiçbir itirazım yok. Benim itirazım tasarının içine monte edilmek istenen ve Türkiye’de bazı alanlarda zeytinciliğin mahvına sebep olacak tuzak maddeleredir.



İspanya 1 milyon 500 bin tonla Dünyanın zeytinyağı lideridir, orada sanayi yok mu? Oradaki yatırım ortamı bizden kötü mü? Orada zeytincilik endüstrileşmenin, madenciliğin önünde engel mi teşkil ediyor. Elbette ki; hayır. Ya İtalya 450 bin ton yağ üretiyor ama aynı zamanda da Avrupa’nın sanayi devlerinden, madenciliği de öyle. Küçücük Yunanistan’ın 350-400 bin tonluk üretimi var. Beğenmediğimiz Esat Suriye’yi zeytin cennetine çevirdi, Türkiye’nin bile önüne geçirdi180 bin ton dolayında üretimleri var. Hatta iç savaş nedeniyle karmaşadan yararlananlar kaçak yollardan Türkiye’ye sokup Hatay yağı diye el altından satıyorlar. Türkiye ise ancak 150-170 bin tonlara ulaşabilmiş, ama ilerisi için umut vadediyor. Tütün Kanunundan sonra özellikle Akhisar yöresinde tütün alanlarına hep zeytin dikildi Akhisar adeta zeytinciliğin merkezi haline geldi. Köprübaşı, Borlu bile çileğin yanı sıra zeytin dikiyor tütün tarlalarına. Demirköprü barajı çevresinde, Aziz Yıldırım’ın, yabancıların arazi toplayıp zeytin diktiği söyleniyor. Bu yeni dikilen fidanlar meyve vermeye  başladığında Türkiye Suriye’yi geçip Yunanistan’ı yakalar duruma gelir. Yeter ki zeytini korumasını bilelim kendi topuğumuza kurşun sıkmayalım. 



Gümrük Birliği anlaşması yeniden masaya yatırılıyor. 95’te beceremediğimiz tarım ürünlerini bu sefer anlaşmaya dâhil edebilirsek zeytinyağı ihracatımızda patlama yaşanır. Üretim artışımızla birlikte Türkiye’de hem üreticimizin hem de sanayicimizin yüzü güler. Acaba komisyondaki sayın vekiller bunları göremiyorlar mı? 
Çıkarılmak istenen kanun tasarısı, kanun yapma tekniğine de TBMM teamüllerine de aykırıdır. Zira Türkiye’de Zeytin Kanunu vardır ve onun sahibi de Tarım Bakanlığıdır. Sanayi Bakanlığı, sanayii geliştirmek isterken başka bir Bakanlığın yetki alanına girerse bu her şeyden önce etik olmaz. Eğer Zeytin Kanununda aksaklık varsa günün şartlarına göre ele alınması gereken husus varsa onu Tarım Bakanlığının ele alması gerekmektedir. Bu şekilde yaparsanız yangından mal kaçırıyor durumuna düşersiniz.



Dünya Starımız Tarkan Tevetoğlu tasarı komisyonda görüşülürken twit atmış, diyor ki: 
“Bu ülkenin nimeti, değeri doğasıdır. Zeytin ağaçları Anadolu’nun hazinesidir. Rant için kıymayın zeytinliklere” 
Tabi cevap gecikmemiş, yanlışı savunmak gibi bir yanılgıya düşen sayın bakan da demiş ki:
“Tarkan’ın zeytinlikleri mi varmış. Ne yapacakmış zeytinlikleri”
Yanılıyorsunuz sayın bakan! Bu ülkenin doğası, nimetleri hepimizindir. Hatta doğmamış çocuklarımızındır, onların geleceğidir. Dahası, binlerce dönüm zeytinlikler ecdat yadigârıdır, vakıf malıdır. Yani milletin malıdır, sizin, benim, Tarkan’ın hepimizin ortak malıdır. Osmanlı’nın mirasıdır, camilerimiz, hanlarımız, hamamlarımız, imaretlerimiz bakılsın, onarılsın, korunsun diye vakfedilmiştir, hiç kimse hoyratça onları yok etme hakkına sahip değildir.  
Ecdat yadigârını koruyamıyorsanız bari Allah’ın emirlerine, yüce kitabımızın Kuranın hükümlerine uyun, Peygamber efendimizin öğütlerine uyun.



Komisyondan geçen tasarı yakında genel kurulda görüşülecektir. Acaba, Başta Balıkesir olmak üzere, Bursa, Manisa, Aydın, Muğla, Hatay ve diğer tüm Akdeniz ve Ege illerinin sayın iktidar partisi vekilleri nasıl oy kullanacaklardır? İnandıkları Kuran’ın hükümlerini, vicdanlarının sesini mi dinleyecekler? Yoksa parti büyüklerinin emirlerine mi bakacaklardır? Ben kendi hesabıma Manisa’nın vekillerine seslenmek isterim, bu cihanda geminizi yürütseniz de öteki dünyada zeytincinin ahı peşinizi bırakmaz. 
Kalın sağlıcakla… 

Naci Akın

- - - -

YORUM EKLE
YORUMLAR
S.ER
S.ER - 7 yıl Önce

Kaleminize sağlik. Antikacilarda dekor olarak satiliga çıkarılan Zeytin agacı kökleri ve gövdeleri insanın içini sızlatıyor.