Dağ Saatleri / Etimolojik Gezinti

DAĞ SAATLERİ / ETİMOLOJİK GEZİNTİ

KARNAVAL: Türkçeye girmiş bir sözcük olan karnavalın kökeni Latince Carne Vale’dir. Hristiyanlarda et yenmeyen dini günler vardır. Carne Vale bu dini günlerden önce, halkın, son bir defa daha eğlendiği günleri ifade eder. Gerçekten Carne Vale, “Ah et elveda sana” demektir. Avrupa ve Latin Amerika şehirlerinde karnavaller boldur; ve bu nedenle halk çoluk çocuk sokağa dökülür, yer, içer, dans eder eğlenirler. Burada ilginç olan nokta iki farklı din uygulamasındadır. Hristiyanlıkta halk karnavalde önce eğlenir sonra bir belli bir süre et yememe ibadeti yerine getirir. Müslümanlıkta ise önce Ramazan ayında otuz gün süren oruç ibadeti yapılır daha sonra ise üç gün Ramazan Bayramı kutlanır.

ZİFTLENMEK (Bir işten kendine yolsuz kazanç sağlamak): Vaktiyle Boğaziçi’nde varlıklı iki kişi birbirine yakın iki konakta yaşıyordu. Her ikisi de sandallarının ziftlendirme denilen bakımını aynı işi yapan iki ayrı meslek erbabına yaptırdılar. Fakat birinin bu iş için ödediği para diğerinin ödediği paranın hemen hemen yarısı kadardı. Sandalının ziftlenmesi için diğerinin ödediğinin yarısını ödeyen kişi, kâhyasına bunun nedenini sorduğunda, kâhya “Efendim,” dedi, o sandalla ziftlenen başkaları da var onun için.”

“Mesela kimler?” diye sorunca, kâhya şu cevabı verdi: “ Beyin kâhyası ziftlendi, kayıkçısı ziftlendi, bahçıvan ziftlendi, bekçi ziftlendi”

ŞAPA OTURMAK (İçinden çıkılması güç bir duruma düşmek): Kızıl Deniz’in bir adı da Şap Denizi’dir. Şap taşı bu denizden çıkarılır. Yurdumuzda Kütahya’da Şaphane bucağında bu taştan bol miktarda mevcuttur.

Mercana benzeyen beyazımtırak ve dallı budaklı bir taş olan şap taşı, su altında gelişerek büyür, gemiler için tehlikeli şap kayaları haline gelir.

Seyir ve hidrografi haritalarında normal seyire elverişli ve derin olarak gösterilen denizin hiç umulmadık bir yerinde gelişip büyüyen şap kayaları geminin oturmasına sebep olur.

 Bu hal eskiden hac ibadeti için gemilerle Hicaz’a giden hacı adaylarının ve hacıların gidiş ve dönüşlerinde sık sık başlarına gelen felaketlerdendi. İşte dilimizde “şapa oturmak” deyimi; Şap Denizi’nde şapa oturan gemilerden gelmektedir.

BURNUNDAN (FİTİL FİTİL) GELMEK ( Elde edilen şeyin; sonradan gelen üzüntüler yüzünden zehir olması): Herhangi bir iyiliğin veya iyi bir halin ardından gelen üzüntüyü, pişmanlığı anlatmak için “Burnumdan fitil fitil geldi” deriz. Veya yapılan bir iyiliğe nankörce karşılık veren kimselere kızgın bir sesle “Burnundan fitil fitil gelsin” diye beddua edilir.

Aslında “fitil“ eskiden kullanılan bir ağırlık ölçüsü idi. Yine eski ölçülerden biri olan dirhemin (okkanın 400’de biri, 3.15 gr.) küçük bir parçası idi. Dirhemin dörtte birine “denk”, denk’in dörtte birine “kırat”, kırat’ın dörtte birine de “fitil” deniliyordu.

04 Aralık 2023

Zafer Dilşeker

( Yararlanılan kaynak: Nejat Muallimoğlu “Türkçe Bilen Aranıyor”

YORUM EKLE