Dalları bastı kiraz, Demirci'de işler karıştı bu yaz

Demirci'de Haziran ayının ilk haftasından itibaren kiraz alımları başladı.

Ahi Evran Sanayi Sitesinde Demirci Belediyesinin ilçede büyük tantanalarla temeli atılan ancak yarım kalan işlerinden biri olan, galericiler sitesi inşaatının içinde, gelip geçici kullanım için tahsis edilen, dikili demir sütunların üstüne gerilen çuhaların altında kiraz alıcıları ve satıcıları bir araya geldi.

Koronavirüs salgını, yasaklar ve sokağa çıkma kısıtlamalarının arasında, birde meydana gelen aşırı yağışlar ve dolu vurgunlarından sonra üretici topladığı kirazları plastik kasaların içine koyup, görücüye çıktı ve kirazlarını satmaya getiriyor.

Kiraz alım Merkezindeki bütün alım yapılan yerlerde uzun süre kalıp, üreticileri ve alıcıları izledim. Orada çalışanları seyrettim. Bir defa kiraz alımı yapan şirket yöneticileri kiraz alım merkezi olarak tahsis edilen bu yerden hiç memnun değiller. Güneşin yanı sıra, yağmur yağışına maruz kaldıklarını şikayet ettiler.

Belediye demirlerin arasına çuhaları germiş ama, firmalar kendileri de daha dayanıklı malzemeden yapılmış, plastik, yağmur ve güneşten daha koruyucu olan brandalardan ilaveler yapmışlar. Firma yetkilisinin biri "şu brandayı 700 TL verdik, kendimiz yaptırdık" diye gazeteci olduğumu anlayıp sitemini dile getirdi.

Hak vermemek mümkün değil, panayır çadırlarının lüksünden daha düşük bir görüntü var. Demirci'nin bir kiraz mevsimi gerçeği var. Koskoca ilçede kiraz alım merkezinin inşaa edilememesi, hem alıcılar için cazip değil, hem de kirazını satmaya gelen üretici için uygun değil.

Bu kiraz alım merkezinin yapılmayışını etkisiz yetkililer dikkate almalıdırlar.

Evlere şenlik bir görüntü var. Kiraz kasalarından gözlerimizi alamıyoruz ama başımızı yukarıya çevirince bu kepazeliği ve Demirci’nin köhne kafalı, vizyonsuz bir idari kafanın elinde ne hale düştüğünü de görebiliyoruz.

Kiraz alım merkezinde kiraz ayıklama işini yapan emekçi kadınlarımız var. Onlar arılar gibi harıl harıl çalışıyorlar. Hünerli parmaklarıyla, satın alınan ve kamyona sarılmadan hemen önce kirazları pazara çıkarılacak hale getiriyorlar. Sıkıntılı olan kirazları ayırıp, ilçeden kasalanmış, en güzel haliyle kirazların çıkış yapmasına emek harcıyorlar. Bu da ilçenin bir gerçeği. Ancak tuvalet ihtiyaçları konusunda sıkıntı yaşıyorlar. Bu baraka tipi tuvalet yeterli değilmiş, mecburen camiye gidiyorlarmış. Kadın erkek karışık kullanımda olduğu için ihtiyacını gidermeye gidecek bir kadın çalışan, yanında mutlaka bir başka kadın arkadaşını da refakatli olarak götürüyor, tuvalet ihtiyacını karşılayabiliyormuş.

Alıcı firmalar da ilçe ekonomisine katkı verdiklerini, daha iyi şartlarda kiraz almak istediklerini belirtiyorlar.

Demirci’nin her bölgesinden kiraz alım merkezine kirazlar geliyor.

Bu yılın tek yorumu “ kirazlar kurtlu”

Üreticilerimizin bilimsel tarım yapmadıkları, bu yıl bir kez daha ortaya çıktı.

Bu sektörde sahada olması gereken kuruluşların hiç biri sahada değil.

İşin erbabı tahsilini ziraat ve tarım üzerine yapmış genç bir adama sorduk “ Kiraz niye kurtlu” diye.. Cevap “üreticileriniz ağaçlara bakmamış, zamanında ilaçlama yapmamış. İlaç tercihini doğru yapmamış, yanlış ilaç veya kalitesiz, daha az zamanda etkili olanı kullanmış, kiraz kurt yapmış.”

Bu cevapla ürperiyoruz. Böyle bir gelir kapısı olan insanların bu işi niye bilimsel olarak yapmadığı sorusunu gözümüzün önünde kasa kasa gelip giden, kirazlar arasında defalarca beynimizin içinde takla attırıyoruz.

Üreticiler getiriyor kirazını, alım merkezindeki bu işi bilen, eliyle bir iki çeviriyor, gelen kirazları başka kasalardan da şöyle bir avuçlayıp üreticinin yüzüne bir rakam söylüyor.

Kiraza bakıyorsun, birde alıcı kontrol edene görüntü ile ağzından çıkan fiyatlar celişkili.

3 lira, 5 lira, 6 lira gibi rakamlarla günü geçirdik.

Kirazını vermeye gelen biri haykırıyor. “ Emeğimizin karşılığını alamıyoruz” konuşmaların volümü yükselmeye başlıyor. En son finali alıcı şahıs yapıyor. Elini kiraz kasasına uzatıp kirazın bir tanesini parmaklarıyla ortadan sıkıp ayırıyor. Beyaz renk , baş bölümü kahverengi kurtçuk kafasını kaldırıp “ ne oluyor ya, niye benim rahatımı bozuyorsunuz arkadaş” der gibi başını çeviriyor.

Demirci Kiraz mevsiminde hüzün yaşıyor. Kimse hayatından memnun değil. Alıcı sızlanıyor, üretici sızlanıyor. Ortam ve mekanda insanların ayarını bozmuş gözüküyor.

Kameraya konuşun diye uzatıyorum, neden ise başını döndürüp kaçıyorlar bir yandan.

Demirci ilçesinde kiraz işinde çok iyi olan 3-5 insanın kirazının 10 TL’ye alındığını da gördük ama dedim ya sadece 3-4 kişi.

Kiraz alım merkezindeki su ihtiyacının karşılanma şekli de yine tansiyonumu çıkardı. Bu su işinde de yine tipik bir Selçuk Klasiği ile karşılaşıyoruz. Kiraz alım merkezine yakın yüksek bir noktaya seyyar bir su deposu konmuş plastikten, taşıma suyla doldurup, kiraz alım merkezinin içine borular döşenip, vanalar takılarak getirilmiş. Bu manzarayı daha önce ilçede heyelan bölgesi üzerinde yapılan, imar planında hazineye ait yol olarak gözüken yerin ortasına yapılan kaçak balık pazarında da görmüştük. Maski kaçak olduğu için su abonesi vermeyince balıkçı esnafına da tıpkı kiraz merkezinde olduğu gibi tankerle taşıma su verilebilmişti.

Kiraz alım bölümlerinin başında yer alan musluklardan, nereden geldiği bilinmeyen, güneşin andacında kızmış su akıyor. Alıcılar bazen kirazları yıkayıp gönderiyorlarmış, farkına varmışlar bu suyu kullanmıyorlarmış. Alıcı firma yetkilisi “su güneş enerjisi gibi kızmış, biz kirazı yıkamıyoruz haşlıyoruz abi ne yapalım” diyor.

Kiraz alım merkezine gazeteci olarak gitmedim. İlk bir saat sadece gözleme dayalı, izledim. Herkesle konuştum. Herkes veryansın ediyordu. Öğrenmeye çalıştım, sorular sordum, hepsinin cevabınının içinde sitem vardı.

Benim huyumu bilenler bilir, öyle hatır için oturup helva bile yemem. Neyse söyler, gördüğümü duyduğumu yazarım.

En korkunç olanı ise bir iki firma, sezon ortasında bile ümidini yitirmiş, erken gitmeyi ve kiraz alımını Demirci’de yapmak istemediğini ifade etti.

Bir başka alıcı firma yetkilisi, “Demirci’den bu sezon aldığımız kirazdan daha ihracata giden mal olmadı” diyor.

Alaşehir’de Demirci’den giden kirazlar için, yetkililerin o firma bu firma adı vermeden kestirmeden “ Demirci’den alınan kirazı buraya getirmeyin” dediğini öğreniyoruz.

Alıcı firmadakiler çay ısmarladılar, dilek ve temennilerde bulunuyorum, çaya teşekkür edip ayrılacakken, yetkili kulağıma eğilip fısıldıyor. “ Ben seneye Demirci’ye gelmem abi, müşteriye mahçup olduk, İstanbul pazarı için bile Demirci kirazı artık kabul edilmiyor” diyor.

Dalları bastı kiraz, işler karıştı bu yaz diyerek yazıya noktayı koymak istiyorum.

İlçe olarak hem idareci hem üretici olarak bu işi de yüzümüze gözümüze bulaştırdık vesselam.

Seneye kiraz pazarı, köle pazarı haline gelirse şaşırmam. Para etmeyen kiraz herkesi zor durumda bırakıyor çünkü.

Aklımızı başımıza devşirelim efendiler, demedin demeyin sonra.

Mustafa Temiz-Manisa Son Haber

YORUM EKLE