Demirci Belediyesine bankalar da kapılarını kapattı

 Demirci adına bugüne kadar ne yazdı isem doğru çıktı. 

Benim yazdığımın dışında çıkan ekstra sonuçlar ya hukuksuzluktan, ya da güce tapan zihniyetin hakkaniyetten uzaklaşması ve hatta yalanla dolanla yanıltıcı cevaplar ile geçiştirilen, geç tecelli eden kararlar ve zamana oynama durumlardır.
Demirci zaman kaybediyor.
Demirci kötü idare ediliyor.
Bakın bu yazdıklarımı okurken önyargısız davranın, vicdanınızı dinleyin ve sorgulayın.
Bu adamın yazdıkları gerçek mi değil mi?
Yazdıklarına bu güne kadar yalan diyen oldu mu?
Hukuk devletindeyiz bugüne kadar yaptığım haberlerden dolayı bir tek adli sorgulama geçirmedim.
Bir yiğit çıkıp “sen yalan söylüyorsun işte belgesi” daha diyemedi.
Buradan meydan okuyorum.
Belgesiz iş yapmam, sağlam olmayan, iki taraflı dinlemediğim, belgelendirmediğim teyitsiz bilgiyle haber yapmam köşe yazısı yazmam.
Şimdi tüm dünyaya ilan ediyorum.


DEMİRCİ BELEDİYESİNDE İNSAN HAKLARI İHLALİ VAR
Demirci Belediyesinde insan hakları ihlali yapılıyor.
Güce tapanlar, susanlar, bu değirmene su taşıyanlar sizin şu an için umurunuzda olmayabilir. Duymayabilir, umursamıyor olabilirsiniz, ancak gün gelir bu haksızlık bir gün sizlerinde kapısını çalabilir.
Demirci Belediyesinde memur pazarı kuruldu.
Belediyeye memurları mobingle uzaklaştırma gibi bir yönetim politikası yerleştirilmeye çalışılıyor.
Başkan Selami Selçuk nasıl ve nerede yaşadığı tecrübeyle bunu doğru gibi haksızca ve kanunlara aykırı olarak inanılmaz bir cüret ile uygulayabiliyor.
Kendi odasında geçen bir diyalog benim kulağıma kadar geldi.
Çevre ilçelerden bir belediye başkanı ile sohbet esnasında yılların belediyecisi ve hatta 25 yıl belediyeciliği içine sindirmiş daha sonra belediye başkanı seçilmiş ziyaretçiye rivayeten şöyle diyor Selçuk “ Ben belediyenin bütçe anlamında üzerine yük olarak memurları görüyorum, memurları emekli edip yerine taşeron alarak belediyenin bütçesine yansıyan yükü kaldırıyorum. Memurun maliyeti belediyelere çok fazla bunu çok iyi anladım. Devlet memurlarını emekli etmeye devam edeceğim.”
Bu sözleri söylediği sırada odada aslında 2 tane belediye başkanı daha var. Biri konuk başkan diğeri de eski başkan.
Adamlar şaşkınlıkla birbirlerine bakmaya başlıyorlar. Konuk ilçe dışından gelen belediye başkanı yıllarını belediyeye vermiş, belediyeciliği astarından yüzüne bilen biri, belediyecilik dendiği zaman Selami Selçuk gibilerinin on tanesini cebinden çıkarır, mevzuatsa mevzuat, yasal pratikse pratik, belediyecilik reflekslerine göre tedbirse tedbir adam belediyecilik konusunda donanımlı biri, aslında içinden neler geçiriyor ama misafir nezaketi içinde “hı hı” deyip geçiştiriyor. Yıllar önce belediye başkanlığı yapmış olan ise şaşkın, memur ile taşeron arasındaki yasal farklılığın farkında olan bu başkanlardan bunun farkında olmayan tek başkan Demirci Belediye Başkanı Selami Selçuk.
Yasal yükümlülükleri yok sayıyor.
Taşeron resmi evrağı imzalayamıyor.
Memurların tecrübesi, deneyimi ve yasaları içine sindirerek işleri yürütmesi kısaca devlet ciddiyeti Selami Selçuk’un bilmediği kavramlar.
Tüccar zihniyetiyle belediye yönetilmez, etme başkan sen ne yapıyorsun, bu yaptıkların yasal değil, gün gelir hukuk çalışır bunlar başına bela olur diyen, etrafında kafası basan bir tane devlet adamı zihniyetli adamda yok.
Bakın bugünden öngörülerimi çok öncelerden yazınca bana köyün delisi muamelesi yapılan çok şeyler oldu.
Eninde sonunda benim dediğime gelindi.
Köşemde yer sınırlı bunları birer birer yazabilirim.
Ama beni çok iyi takip eden okurlarım benim ne demek istediğimi çok iyi biliyorlar.
Başkan Selami Selçuk’un odasında yaşanan bu diyalog tamamen doğrudur.
Rivayeten yazdığım kelimelerin yeri değişse de ana teması değişmeyecek bir ifadesidir.
Buna yalan derse kanıtlarım.
Böyle bir laf etmedim der ise o zaman bu lafları ettiği misafir belediye başkanlarının ikisinin de adını kamuoyuyla paylaşır ve hatta onları karşısına da dikerim.
Mevzu şu aslında böyle bir anlayış olamaz.
Memurları mobing uygulayarak emekliye zorlamak ve onların yerine taşeron, liyakatsız, tahsilsiz ve beceriksiz insanları alarak belediyecilik yapmak hüner değildir.
Kadroyu görüyoruz, haksızlık diz boyu, taşerona resmi kıyafet giydirip çarşıya salan başkan olarak Selami Selçuk’u tarihe not düşüyorum buradan.
Daha önce mobing uyguladığı bir memur hukuk savaşı verdi.
Başkan mahkeme kararını uygulamadı. Bu ülke de yargı kararını uygulamamak TCK’ya göre suçtur.
Belediye Başkanı hakkında yargı görevini yapabilmek için başkanın soruşturulmasına İçişleri Bakanının olur vermesi gerekiyor. Bu olayda son aşama bakanın vereceği karar. Valilik muhakkik tayin etti dosya hazırlandı, zaten uçarı kaçarı yok bu işin.
Suç belli “yargı kararı uygulanmadı”
Yargıya başvurduğu ve hakkını aradığı için bu memur belediyenin içinde oturtulacak servis bulunamadığı için adeta psikolojik işkence yapılarak koridora atılan bir masaya oturtuldu. O gelmeden kameralar döşendi. Önünde bilgisayar yok. Kendi bilgisayarını getirdi ona da yasak geldi. İnternet verilmedi. Cep telefonu ile konuşması yasaklandı. Koridorda öyle bekletilerek güya baskı uygulandı. Hatta öyle ki taşeron işçi pozisyonundaki her şeyden sorumlu genel müdür bizim Mazhar, Fuat, Özkan üçlüsünden Mazhar mobing uygulanan bu memurun yanına gelip çayını içen vatandaşa “ abi sen bunun yanına gelip niye oturuyorsun, görüyorsun kalitesi bu işte, biz sana çay söylerdik ayıp ediyorsun, kameralardan onun yanına geldiğin görünmüştür “ falan gibi tepki gösteriyor. Vatandaş cevabını veriyor bir güzelde paylıyor ama bu ahmak güya adamlık yapacak ya, sayesinde adam olduğu başkanına yalakalık yapacak ya bu mobing uygulanan memurun yanına gelen vatandaşa bile haddini bilmeden salakça tepki verebiliyor.
Bu anlattığıma da yalan diyen olursa o belediyenin önündeki taşları yalattırırım demedi demesin.
Hukuk savaşını sürdüren bu memuru yine gözden ırak bir yere gönderdiler. Eşi de memur olduğu için bu defa eşini onun koridorda boşalan yerine verdiler. Bu nasıl bir vicdansızlıktır, insanın eşiyle uğraşılır mı? Bu kadın memurun idari bir meseleden dolayı suçu ne? Sana karşı hukuk savaşını kazanmış memurun karısı olmak mı suçu?
Bu konular hassas durumlar, ya bu adam kendisine yaptığın haksızlık karşısında hukuk savaşı vermiş ve kazanmış. İçine sindiremeyip eşiyle bir kadın memurla uğraşmak başkanlık değil bir acziyettir. l
O koridora eşinin yerine oturttuğun memure hanım evvela Üniversite mezunu bunu bir anlasaydın. Yok, başkan yok bu kadar da değil. Bu vicdansızlıktır, öfkeni, kinini bastır. Memuriyet hayatında disiplin suçu işlememiş bir bayan memuru sadece eşi sana karşı hukuk savaşını kazandığı için cezalandırmak adamlıkta başkanlıkta değildir.
Kurulan pazarlık masasından çıkan sonucu yazacağım daha sonra. Masaya hangi hatırlı şahsiyetler oturdu, kimler araya girdi kesinlik kazandırayım onları da yazacağım. Ama Nisan 15 tarihinden haberim var şimdilik bu kadar yazayım.
Bu masada konuşulan başka isimler de olmuş, başkan isimler vermiş ama o isimlerin o an itibarıyla emekliye gönderilecekler arasında olduklarından haberleri de yokmuş. Selami Selçuk bu sırada aklından geçirdiklerini hayata geçirmiş gibi algılayıp terennüm etmiş, zira o masada olanların duyduğu bu durum emekliye sevk edilenlerle teyit edildiğinde başkan Selçuk’un bunlarla bu konuyu konuşmadığı da ortaya çıkmış.. Buna yalan derse bir ricam var.
Ayın 25’inden sonra bunu ispat edebilirim.  Endişem şu ki 25’inden önce bu ismi açıklarsam AKP Demirci’de dengeler bile değişebilir.


MOBİNG DEVAM EDECEK BAŞKAN SELÇUK ISRARLA DEVAM EDECEĞİNİ SÖYLÜYOR
Mobing devam edecek. 
Aldığım net duyumlar böyle. 
Hatta 3 isim belli. 
Başkan elinde telefon ikna turlarını sürdürüyor. Bir tanesi “ben imza yetkili tek kişiyim senin arkanı topluyorum” falan diyecek olmuş, başkan telefonu suratına kapatmış. Mobing için mesai yapan ve belediyeye ayda belki 15 gün zor gelen Başkan Selçuk siyaseten kurallarını da ihmal etmiyor. Fincancı katırlarını ürkütmemeye özen gösteriyor. Demirci küçük yer akrabalık ilişkileri de sıkı fıkı ya mobing yaparak emeklisini isteği bir memurun akrabası olan yakında ön adam olacak AKP’de zaman bekleyen zata bile “ senin akraban oluyor, senin için sıkıntı olur mu? Diye bile soruyor.
Bunu da yalanlayacak olurlarsa isimleri yayınlarım.
Bunlar tehdit değildir. Bugüne kadar yaptığımız haberlere ve yayınlara gösterdiğiniz umursamaz tavır ve her ortamda “kaale almıyoruz” diyerek itibarsızlaştırmaya çalışmanızdır.
Yalan aslı yok diyemiyorsan, beni yaptığım haberlerden dolayı mahkemeye veremiyorsan, ağzını bile açmayacaksın Selami Başkan.
Demirci ‘de 5 yıl da bir kahveden kahveye siyaset yapmak, hesap sormak zamanı çoktan geçti.
Şimdi sosyal medyası var android telefonu var, medyası var, yazanı var çizeni var.
Bu milletin gözünü açıyoruz, milleti soran sorgulayan bir yapıya götürüyoruz diye kızıyorsun değil mi?
Sen Demircililerin vicdan mahkemesinde çoktan mahkûm oldun.
Siyasi kariyerin çoktan bitti ama sen farkında değilsin.
Bizi kendinle birlikte yıllarını da tükettiğin memleketimiz Demirci ilgilendiriyor.
Demirci Belediyesinin itibarını bile bitirdin.
Belediye meclisinden borçlanma için yetkiyi aldın ama krediyi alamadın.
Bundan da haberim var.
Duyunca memleketim adına, milletin olan Demirci Belediyesi adına üzüldüm…
Cumhuriyet Meydanındaki dükkânları yıkın talimatını nasılsa kredi alırız diye mi verdin?
Bak bunu çok merak ediyorum.
Eğer yıkım talimatını bu düşünce ile verdiysen yine yanlış yapmışsın. Kervan yolda düzülmez bunu öğrenemedin mi daha yazık ki yazık.
Koskoca Demirci Belediyesi 4 tane bankaya kredi almak için başvuruyor ve 4 bankada kredi vermiyor.
Demirci Belediyesinin bankalardaki itibarını da mı kaybettik?
Bu bankalara başvurup kredi talebinde bulunmuşsunuz ama bankaların 4’ü de belediyeye kredi veremeyiz diyerek olumsuz yanıt vermiş.
Bankaların kredi vermemesinin sebebi ne?
Çık bunları vatandaşa açıkla başkan.
Bu bankalar meselesine de “kaale almıyoruz” diyemezsin herhalde.
Sayın başkan bunu yalanlama yaparsan bu Demirci Belediyesine kredi için başvurduğun ve veremeyiz diyen 4 bankanın adını da alt alta yazarım millet okur. 
Ağzımı açarsam şart olsun.
Bilirsin benden laf çıkmaz.
Yazar geçerim.


Mustafa Temiz
manisasonhaber@gmail.com


- - - -

YORUM EKLE