Demirci'den bir "beyefendi" geldi geçti

Beni çok severdi.
Benim böyle özel hallerim vardır. 
Beni seven insanı hemen hissederim.
Çarşıda dükkanının önünden geçerken mutlaka başımı çevirir bakarım, zamanım var ise kapıya kadar gider selamlarım, zamanım yok ise elimle onu mutlaka selamlardım, çoğu zaman cama yakın oturur, elinde gazete, önünde televizyonu sürekli açık tutar, haberleri takip ederdi gün içinde.
Kendi yaşıtlarına göre oldukça entellektüel, aydın bir insandı.
Görmüş geçirmiş, geçen yılların içinde hayatı yorumlarken, duyguları, hissiyatları demini almış bir çay kadar etkin ve görünür halliydi.
İyi bir baba olduğunu biliyorum, geleneksel bir Türk babası hem de. O yaşına rağmen pazarda gördüğümde, inceden inceye pazar harcına büyük önem verdiğini defalarca görmüşlüğüm vardır.
Sevimli bir hali vardı. Sevgisini ilgisini gözlerindeki enerjisiyle karşıdaki insana geçirebilen bir özelliği de vardı. 
Gülümserken çok dikkatli bakardım kendisine. Yüzünde yılların adeta not düştüğü kırışıklıklar, o konuşurken olgunluğunu ve Demirci deyimiyle "  baba adam" olduğunu da görsel olarak tamamlardı.
Üstelik benim iyi bir okurumdu. Yerel gazete çıkardığımda gazetemi kendim dağıtırdım, o caddeye girdiğimde mutlaka gazetesini ellerimle verirdim. İnternet medyasına geçtiğimden beri köşe yazılarımı ve haberlerimi bilgisayar kullanamasa da küçük oğlunun suflörlüğüyle takip ederdi.
Arada selam verdiğimde, " geçen yazın güzeldi, güzel tespitler yapmışsın, aferin oğlum" derdi.
Hatta bazı özel haber ve yazılarımı küçük oğluna okuttuktan bir gün sonra bile " Mustafa Temiz'in dünkü yazısını bir daha oku, içinde bir bölüm var, orda ne demek istedi iyice anlayalım" dediğini de yine küçük oğlandan bizzat dinlemiştim.
Demirci'nin yaşına göre nadir olan aydın insanlarından biriydi, konuştuğu zaman kelime aralıklarından devletini, milletini çok seven milliyetçi tavrını konuşmalarında hissettirirdi!
Günlük siyasi olayları bazen oturur değerlendirirdik. Çelişkileri ve özellikle tarihsel benzetmeleri yaşına rağmen çok diri tuttuğu dağarcığından çıkarır, geçmişteki olayları okumadığımız, daha önce duymadığımız yerlerden anlatırdı.
Demirci tarihini, ticaretini, siyasetini soluyarak yaşayarak görmüş, o günlerin hatalı ve yanlış olaylarını ve sonuçlarını bile,  yıllar geçse de anlatırken kızgınlık ifadelerini yüzüne yansıtabilen, sözü dinleşilir, sohbetiyle gönülleri hoş eden biriydi. Tarihsel olayları çoğu zaman önünden gider sorardım. Mütevazı düzgün cümlelerle, detayları bile atlamadan tane tane anlatırdı. Sohbetinden ve onun tarihsel konulardaki bu halinden hoşnut olduğumu anlar, yüzündeki tebessümünün hali böyle zamanlarda başka bir hal alırdı.
Demirci'de MHP'de kurucu 2. başkan yardımcısı olduğu dönemde, ihtilal sonrası sürecin gerginliği ve endişeleri arasında bile siyaset yapabilen biriydi. 
Kendisine  o dönemleri sorardım. "Zor günlerdi be oğlum" der, bir süre derin nefes alır, susar ve sonra yine ilk kez duyduğum, Demirci ve ülkemizdeki bir tarih şeridinden hemen ilgimi çekecek bir mevzuyu anlatıverirdi. 
Benim böyle tarihsel şeyleri duyunca " Vay be" diye tepki vermemden sonra, gözlerinin içi güler, başını sallar ve o tepkim karşısındaki hayretimi görmekten zevk alırdı, bunu gözleriyle  yüz mimikleriyle bana hissettirirdi.
Ölüm haberini sabah uykulu gözlerle daha yatakta iken açtığım telefonumdan sosyal medyadan gördüm.
Pandemi kuralları içinde değişen klasik yaşam biçimimiz içinde cenazesi için evine gittim.
Evinin önünde eş dost toplandı. Oğullarına vefat anını sordum. Beni yine şaşırttı. Evlatlarıyla bilinci açık, yine hoş sohbet haliyle, ruhunu teslim etmiş, bu dünyaya veda etmiş.
Tabutun içine koydular cenaze aracına yerleştirdiler. Gözümün önünden hafızamda kalan halleri ve  beraber ettiğimiz sohbetleri geçip gitti. Ölüm soğuk derler, bana göre onun bu dünyayı terk edişi güzel ölümlerden. Keşke böyle ölüm hali hepimize nasip olsa...
Demirci bir beyefendiyi kaybetti. Ardından hoş seda bıraktı. Kibarlığı ve mütevaziliğiyle tanınan bilinen, yetiştirdiği evlatlarıyla, hatır gönül adamlığıyla  arkasında aziz bir hatıra bıraktı.
Yazımın başında dedim ya, beni çok severdi. Ben de onu çok severdim. Ben de iz bırakanlardan biriydi. Bu yazıyı yazmak istedim, zira onu yad etmek, tarihe not düşmek istedim.
Demirci'den bir Edip Aysan geldi geçti. Dünya hali hoş idi, iyi adamdı. 90 yıl önce Mart ayında geldiği bu alemden ardından"iyi insandı" dedirten bir ömrü tamamlayıp, yine Mart ayında çekip gitmişti.
Allah Rahmet Eylesin..Buraya kadar bu yazımı okuyarak geldiyseniz bir ricam var. Ruhuna bir Fatiha okur musunuz lütfen?
Mekanın cennet olsun Edip Amca. 
15 Mart 2021
Mustafa Temiz
EDİP AYSAN FOTOĞRAFLARINI DA BURAYA BIRAKIYORUM. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
H.Basri AYTEKİN
H.Basri AYTEKİN - 3 yıl Önce

Allah c.c rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşAllah.

Memduh KOCABAŞ
Memduh KOCABAŞ - 3 yıl Önce

Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşAllah nurlar içinde uyusun. Hatırnaz bir insandı.Iyi bir dost canlısı gün güneş görmüş birisi idi.

Semra Uysal
Semra Uysal - 3 yıl Önce

Ne güzel böyle anılmak... Bu fâni dünyada en güzel ödül.. Ruhu şad, mekânı cennet olsun.

Osman Nesil
Osman Nesil - 2 ay Önce

Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun.
Kubbede hoş sada bırakmak her ruhun hüneri değildir.
Mustafa Temiz çok güzel edebî bir anlatımla sonuna kadar okunabilir bir yazı olmuş.
Tebrikler