Demirciköy

 Demirciköy, Simav’a bağlı tarım ve hayvancılıkla uğraşan kendi halinde şirin bir köydü.
Bir sorun vardı ki, köylüye Nerelisin? Diye sorulduğunda “Demirciliyim.” derdi. Hatta köy levhasında da “Demirci” yazardı. Yazardı dediğime bakmayın, en az 45 sene önceden bahsediyorum. En doğrusunu söylemek gerekirse; yazarmış.


Bu husus; çekim merkezi ve ilgi alanı Salihli, İzmir, Manisa olan Demirci halkının pek umurunda değildi. Konuyu gündeme getiren -benim hatırladığım kadarıyla- Cengizhan Erdem ve rahmetli kardeşi Âli Cenap Erdem olmuştur. Zaman zaman Kardeşler Matbaasına uğrar, konuşulanlara kulak misafiri olur, az çok bilgi edinirdik. O günkü şartlarda, isim benzerliğinin postada yanlışlıklara sebep olduğunu iddia ederek, yerel gazetelerinde gündeme getirerek “Demirci” levhasının “Demirciköy” olarak değiştirilmesi gerektiğini savunuyorlardı. Bu çabalarından da sonuç aldılar ve levha değişti. Keşke bu gayretlerini kendi gazetelerinde hatıra olarak birinci elden yazsalar.


Bu gün Demirciköy kasabadır, beldedir, yani belediyeliktir. Kasaba olmuştur ama “köy” ibaresinden kurtulabilmiş değildir. Belediye seçimlerinde MHP’den Mustafa Çetin’in seçildiğini, vefatı üzerine de bayrağı CHP’li üye Turan Sümer’in devraldığını da belirteyim. 


Daha önce de yazmış olabilirim, ama tekrar belirtmek gerekirse Osmanlı tahrir defterlerinde Demirci’nin nüfusu Simav’ın 3 katıydı. Demirciköy’ün ise 10 haneyi geçtiğini sanmam. Ama bu gün kasaba…


Her alanda ama özellikle medyada kullanılan kelimeler, kurulan cümleler sizin aynanızdır. Olaya yaklaşımınızın yani ciddi mi yoksa gayri ciddi mi olduğunuzun göstergesidir. Geldiğimiz noktada yapılan haberlerden ve sosyal medyada yapılan paylaşımlardan anlıyoruz ki, yazılar özensiz ve ciddiyetsizdir. Kurumsal resmi web sayfalarının adminleri çok dikkatli ve titiz olmalıdır. Kısaca işinin ehli olmalıdır. Kendi şahsıma okura olan saygımız gereği, yazarken virgülü nereye koysak, de ayrı mı bitişik mi diye hassasiyet gösterirken, resmi kurumların görevlilerinin çalakalem haber yapıp, sonra da düzeltmelerinden anlıyoruz ki, bu işin ehli değiller. 


Dinî sohbetlerinde,  Peygamberimizin “Allahü teâlâ size emanetleri ehline vermenizi emreder.(Nisa,58)” ayeti üzerine Kâbe’nin anahtarını müşrik olan Osman Bin Talha'ya verdiğini anlatmak kolay ama uygulamak zor sanırım.


Bu gün bize ayrıntı gibi gelen şeyleri 45 sene önce büyüklerimiz “sorun” saymış, üzerine gitmiş ve mesafe almışlardı. Bu gün ise, kendi elimizle, kendi yazımızla Demirci İlçesini köy veya belde yapmaktan yüzümüz bile kızarmıyor. 


Yıllar sonra Demirciköy kasabası, adındaki köy takısını bize satarsa hiç şaşmam.


Baksanıza şimdiden müşterisi hazır.


Ahmet Duman

- - - -

YORUM EKLE