Din Ve Sevgi

Yıl 1984, günlerden Pazar… Adana’da Tepebağ semtindeki Çakmak Caddesinin ara sokağında Ramazan Portakal  ve Adıyaman’lı İsa isimli arkadaşlarımla mütevazi bir kebapçıdayız.  Kebapçının tam karşısında “Bebekli Kilisesi” diğer bir değişle “Aziz Pavlus Katolik Kilisesi” var. 


Kiliseyi uzaktan ama dikkatle izliyorum. Tarsus’tan ayin için gelen katolik papaz, cemaati kapıda karşılıyor. Babaları anneleri çocuklarını da ayine getirmişler. Papaz büyüklerin elini sıkarken, çocuklara daha fazla ilgi gösteriyor. Onları öpüyor ve çikolata veriyor. Kiliseye gelenlerin kılık kıyafeti son derece temiz. Çocukların kıyafeti ise bizim çocukluğumuzdaki bayramlıklar gibi.


Ayin sonu kilise boşalıyor, biz de kiliseye girmeye karar veriyoruz. Papazın tanışma sırasında, İsa isimli arkadaşımızın sırtını sıvazlaması ve daha fazla ilgi göstermesi gözümüzden kaçmıyor. Biraz sohbet ediyoruz, bize verdiği İncil’in parasını almak istiyorsa da bedavaya getirmeyi başarıyoruz.


33 sene önceki bir hatıra durup dururken aklıma gelmedi. 33  sene önce de çocukluğum aklıma gelmişti..Yaz tatillerinde Hacı Baba Kur’an Kursuna giderdik. Giderdik dediysem ailemiz gönderirdi. Orada gördüğümüz muamele içler acısıydı. İmam Hatip Okulunda okuyan veya kursta yatılı kalan öğrencilerin elinde heba olduk, azarlanmadığımız gün olmazdı, dayak yemeden eve döndüğümüz nadirdi. Yaz tatilinin bitmesini dört gözle beklerdik. 


Kafama hep takılı kaldı. Batıl bir dinin Papazı çocuklara çikolata verip öperken, Hak dinin insanları, hocaları çocukları niye dövüyordu?


Yıllar ilerledikçe düzelmeler oldu. Bilgisayar ve bisiklet hediye ederek çocukları camiyi sevdirme gibi yöntemler de uygulandı. Futbol oynamanın günah sayıldığı dönemlerden geçtik. Güya Hz Hüseyin’in kafasıydı top diye oynanan. Ama şimdi cami imamları mahallenin çocuklarıyla maç yapabiliyor.


Son yıllarda yaşananlar bizleri yine ümitsizliğe sevk ediyor. Taciz, tecavüz, dayak gibi insanlık dışı davranışlar, Kur’an kurslarının sahipsizliği ortada. Sakarya 'nın Erenler İlçesi'nde, Kuran kursunda küçük yaştaki çocuğun terlikle dövülmesi olayı ümitsizliğimizi bir kat daha artırdı.


Ben ise hâlâ Hacı Baba Kur’an Kursu’na takılı kaldım.
Sahi, Hacı Baba’nın hocaları bize neden çikolata vermedi?

Ahmet Duman
YORUM EKLE
YORUMLAR
Ramazan portakal
Ramazan portakal - 7 yıl Önce

Evet Ahmet bey kardeşim. O günleri hayal ederek hatırladım. Asıl çocuklara değer vermesini emreden bizim dinimiz İSLAM , Ancak İSLAM dinini bilen ve ona göre vazife yapmaya çalışan hoca veya hacı bizde olmadığını, bizim hoca ve hacıların İSLAMA deyilde Hiristiyanlara kolaylık sağladığını, Nasıl dersen hemen anlatayım.
Bizim Müslüman kardeşim hocaya diyor ki "SENİN YAPTIĞINI BİR GAVUR " bile yapmıyor diyor.
Hocada içinden ben zaten onlara hizmet ediyorum. Git hiristiyan ol. Öyleyse diyor ve gençleri itiyor.
Papaz ise ÇİKOLATA veren kendime çekiyor.
Şu anda DİN değiştiren o kadar genç varki, o kadar olur.
Rabbim mutlaka gönderdiği Son DİN İSLAMİ MUZAFFER EYLESİN.
ALLAHA EMANET OL KARDEŞİM.