Dine Karşı Din

 Allah uçsuz bucaksız kainatı yaratmış, donatmış; şu dünyayı da canlılarla doldurmuş. İnsan canlıları arasında da müthiş bir itişme kakışma sürüp gidiyor.



İranlı dinler tarihçisi ve sosyolog Ali Şeriati diyor ki; “tarih bu güne kadar dinlilerle dinsizler arasında bir savaşa şahit olmadı. Bütün savaşlar din mensupları arasında cereyan etmiştir.



Ya müslümanlarla hristiyanlar arasında, ya Müslümanlarla yahudiler arasında ya da yahudilerle hristiyanlar arasında olmuştur” Gerçi son zamanlarda Mianmarda budistlerle Müslümanlar arasında da cereyan eden bir çatışma olup müslüman kitleye karşı kırım yapılmaktadır. Ali Şeriati bu savaşların adını şöyle koymuş: DİNE KARŞI DİN.



İşin en feci tarafı ise bu savaşların en şiddetli ve acımasız olanlarının, aynı dine bağlı mezhep taraftarları arsında cereyan etmiş olmasıdır. Tarihler, bilhassa orta çağ katolik Hristiyanlarının, diğer Hristiyan mezheplerinde olanları katolik kilisesinin kurduğu engizisyon mahkemelerinde yargılayıp diri diri yakıldığını, kazığa oturtulduğunu, ağır işkenceler sonunda öldürüldüklerini yazar.



Bizzat gördüm ki; İspanya’nın TOLEDO şehrinin orta yerindeki kule; ölüm cezasına çarptırılan sapık mezhep saydıkları ötekileri yukarıdan, altta yanan ateş kuyusuna atmak için yapılmış. Rehberimiz böyle anlatmıştı. Avrupanın bu mezhep savaşları yüz yıllarca sürmüştür, Katolikler- Ortodoxlar-Protestanlar-Gregoryanlar vs vs.



Yerimiz dar mevzuyu kısa tutalım.

Ya şu  ikide bir “İslam barış dinidir” deyip deyip birbirleriyle savaşa tutuşan, birbirinin gırtlağını sıkan ve Müslüman olduğunu söyleyenlere ne demeli...Allah belanızı zaten bu yüzde veriyor da farkında değilsiniz diyeceğim de sona saklıyorum.



Osmanlı-İran, Osmanı-mısır, Osmanlı-Karamanlı, İran-Irak, Suud-Osmanlı, Osmanlı-Akkoyunlu, Karakoyunlu; birer müslüman devletler savaşı olup, başka örnekler de çoktur.

Şu son zamanlardaki IŞID-ELKAİDE-TALİBAN gibi çok sert ve acımasızca Allah ve din için kelle uçuranlara ne diyeceğiz..?



Öldürenler iSLAM DAVASI için cihada kalkışıyor ama öldürdükleri de diğer müslümanlar. Akıllarınca öldürdükleri İslamı anlamamış gafillermiş. Ve bunlar ya çölde bedevi, ya Afgan dağlarında esrar yetiştiricisi ya da ilim irfan görmemiş kuru kafa gayrı medeni adamlar, ya da istihbarat örgütlerinin kiralık elemanları.



Oysa Allah Kur’anda resulüne: “Biz seni ancak bir tebliğci olarak gönderdik, inanmıyorlar diye üzülme” demiyor muydu...Kur’an emri ortada iken siz ne sıfatla zorla mezhep-meşrep için insan ve müslüman kanı dökersiniz...



Daha büyük yaralarımız var. Peygamberin vefatı sonrası olaylar.
Mescidde ya da evlerinde Hz. Ömeri, Osmanı, Aliyi kafirler öldürmedi.  Peygamberin torunu Hz.Hüseyin ve çocuklarını ve yol arkadaşlarını oruçlu oruçlu kerbelada başkaları kılıçtan geçirip, kafalarını mızrağın ucuna takmadı.



Hz. Hasanı, karısına hediyeler vererek başka dinden olanlar zehirletmedi.

Bunları yapanların hepsi de müslümanlardı. 
Ya şu 15 Temmuz'da Türk Devleti ve Milletinin kanını dökenler, ortadan kaldırmak isteyenler kimlerdi peki. Müslüman kılıklı ve kırk yıl sinsisice aramızda saklanıp gizlenip hatta herifçi oğullarıyla: “beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısı söyleyenler değil miydi. 



Haşa Yüce Allah bütün bu yapılanları yukarıdan seyredip zulmünüzden  zevk almıyor. Bu yüzden başınız beladan çıkmıyor.

İşte tam da bu yüzden: Allah belanızı veriyor.

Allahım, bizi belalardan koru, belalara uğratma yarab...Amin. 

İhsan Temel
YORUM EKLE