Don lastiği demokrasi

 Partili Cumhurbaşkanlığı sistemini halka anlatırken "Koalisyon hükümetleri yıllarca ülkemize istikrarsızlık getirdi, tek başına iktidarlar döneminde ekonomi, dış politika ve kalkınma daha fazla oldu, bu yeni sistem istikrar getirecek, Türkiye hoplayacak, ekonomi zıplayacak " gibi sözler etmişlerdi hatırladınız mı ?

Bu yeni sistemin uygulanacağı daha ilk seçimde koalisyonunun adını değiştirip  ittifak dediler.
Referandum öncesinde söylediklerinin tam aksine koalisyonun daniskasını yaptılar.
Karşı blokta buna zorlandı, siyasetin rüzgarı böyle esti ve demokrasimiz Cumhur ve Millet adında ittifaklarla süreci tamamladı seçimler oldu, taşlar yerine oturdu..

Demokrasiyi geliştiren, uzlaşı kültürünü ortaya çıkaran, milletin ve devletin menfaatleri için birbirine tahammül etme anlayışını tetikleyen koalisyonları kötüleyenleri görüyor musunuz?
 
Önümüzde bir yerel seçim var, koalisyonu kötüleyip tu kaka edenler, eski sistemde sadece genel seçimlerde olabilen bu işi mahalli seçim ayağına kadar taşıdılar...
Demokrasi böyle gelişiyor demek ki...

Partili Cumhurbaşkanlığı sistemini savunanlar iki kutuplu bir ülke düşünüyorlar ..
Bu son gelişmeler, çelişkiler ve ilişkiler bunu açıkça gösteriyor...
Amerika'daki Cumhuriyetçiler ve Demokratlar misali... 
Her siyasi figür bunun için gereğini yapıyor...
Halkın idaresi ve milletin ne diyeceği veya milletin iradesini ortaya koyacağı düşünceler, Al Konya'yı, ver Kütahya'yı, Balıkesir senin olsun İstanbul benim, Jeste jest sözleriyle yok sayılıyor..

Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminde ekonominin durumu belli, ülkeyi ve milleti zorlu geçecek bir kış mevsimi bekliyor..
Diğer kalemleri siz zaten yaşıyorsunuz.
Sosyal politikalar dip.
Seçim vaadi olarak verilen projeler bile rakip partiler kanun önergesi verince bazen ret, bazen de çekimser kalınarak, TBMM'nin ceylan derisi koltuk hesaplarının arasında eritiliyor.

Bahara yakın seçim, ondan sonra yine geçim işleri başlayacak...
Ekonomiye dolara endeksli yaptırılan köprülerin üzerinden ve depolardaki soğan çuvallarının içinden yön verilmeye çalışılıyor...
Onların doları varsa bizim de Allah'ımız var. Ekonomi terimlerinde literatüre giren unutulmayacak bir söz olarak demokrasi tarihimize geçti...

Bu milletin hem Allah'ı var, hem de bir bildiği vardır umarım..
Son yıllarda kömür çuvallarının ve makarna torbalarının arasında sıkışan milli irade bakalım bu defa nasıl tecelli edecek...
Parti içi demokrasi ve milletvekillerinin bile ön seçimle gelmesi gereğini savunanlar, halka rağmen, halk için iş yapıyoruz diyerek o pişkinlikte vilayetleri ve kazaları bile pazarlıyorlar..
Bu iş ilçelere kadar iner meclis üyeleri bile adına fermuar dedikleri isimlerle belirlenir.
Saha geniş, yaz babam yaz.

Halk iki arada bir derede bırakıldı.
Adam demokrasiye inanmış ise, oy verdiği parti de yaşadığı şehrin belediye seçimlerine katılmayıp, belediyeyi ittifak ortağına bıraktı ise, partisine kızsa oy verecek yeri kalmadı.
 
Ne demokrasiymiş arkadaş ya don lastiği gibi adeta asıl asıl bir türlü kopmuyor...
Bu lastikli demokrasinin adını da millet koymalıdır.

İttfak yapmayan partiler de seçimlere giriyorlar umarım unutmazsınız.
Güce tapmadan, güçsüze güç vererek işte milli irade budur denmesi için neler vermezdim..
Don lastiği kopar, fermuarlar açık kalırsa millet de buna karşıdan bakarsa ne güzel olur..
Bu milletten hala umudunu kesmeyenlerdenim biliyor musunuz?
13 Aralık 2018
Mustafa Temiz
YORUM EKLE