Gavur Küfürü

 Biz Demirci’nin “taş dövüşleri”ne yetişemedik. Çocukluğumuzun son adeti “gavur küfürü” diyebilirim. Ganimet mantığı mı bilmiyorum ama, başka mahallelerden hasır ve küfe çalmak ayıp sayılmadığı gibi kahramanlık kabul edilirdi..

Bu adetin Demirci’ye ait olmadığı, balkanlarda özellikle Bulgaristan, Romanya’da ve Ege bölgesinde yaygın olduğunu öğrendim. 
Hıristiyanların paskalya bayramını protesto ve gölgeleme amaçlı kutlanan bu gavur küfürü sanıyorum bizdeki, Nevruz bayramı ile, Türklerin İslâm öncesi, “ateşten atlamak suretiyle günahlardan korunma ve kurtulma” inancının sentezi.

 Sedat Boyacıoğlunun kitabından konuyla ilgili alıntıyı sizlerle paylaşıyorum.
“Manisa'ya bağlı Demirci kasabasında da aynı adetlere rastlıyoruz. Rumların Demirci'de yaşadığı günlerde, Paskalya Yortusunda, Türkler birtakım tedbirler alırlar. Bu tedbirler arasında sabahın erken saatlerinde, büyük ateşler yakmak ve atlarken bağıra bağıra hep birlikte tekerleme söylemek vardır.

"Gâvur gâvur fettan gâvur,
Çık yukarı yumurta doğur,
İn aşara (in aşağı) harman savur,
İllam gâvur küfürü;
Gavurun …….  üfürü."

Genellikle on ile on yedi yaş arasındaki çocuklar kırmızı boyalı yumurtaları dövüştürürler. Herkes kendi mahallesinde kutlamalara katılır. Hazırlıklara üç hafta önceden pazar sabahı başlanıIır.
Son pazar ise, Paskalya yortusu (mart ayının ilk çarşambası) sonrasındaki pazar  günüdür. Bu güne halk "girey günü" der ve girey günü veya gavur küfürlerinde (üç pazar) bu ateşler yakılır. (Boyacıoğlu, 44).”

Gelenek ve göreneklerin yaşaması ve yaşatılması önemli..
Ne yazık ki, “gavur küfürü” de hatırlayanlar için tatlı bir hatıra, okuyanlar için de güzel bir hikaye…

Ahmet Duman


YORUM EKLE
YORUMLAR
R. Seyfi Yurdakul
R. Seyfi Yurdakul - 7 yıl Önce

Merhaba Cancagazim, yazilarini zevkle okuyorum. Halk kulturumuzun zenginligini ortaya cikarmasi acisindan fevkalade guzel, tebrik eder yazilarinin devamini dilerim.