Cengiz Ergün'ün Not Defteri

AKP ve MHP'nin ittifaksız günlerinde Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün hiç birşeyden çekmedi AKP'den çektiği kadar.

Manisa Son Haber
Cengiz Ergün'ün Not Defteri

Asfalt ihalesi süreçleri unutulmayacak en önemli tarihi başlıktır. 
Tam asfaltlara başlanacağı zaman AKP'li meclis üyelerinin yargıya başvurması, zamanın yargı aşamasında eritilmesi ve asfalt yapamayan Cengiz Ergün'lü günleri unutmamız mümkün mü?
Hele su zammı meselelerini hatırlayın Büyükşehir Meclisinde. 
AKP ve MHP'li üyelerin tartışmalı oturumlarını Manisalılar unuttu mu sanıyorlar ki.
Başkan Ergün'ün mecliste ret oyu verip, kendisinin hizmet etmesini engelleyen dönemin AKP'li meclis üyelerini, toplantı sonunda kapı çıkışında  Sonbahar-Kış kreasyonunu tanıtmış mankenler gibi alkışlattığı görüntüler, gözlerimizin önünde film gibi geçmişti, unutamadık değil mi?
Hele borçlanma yetkisinin yine Cengiz Ergün'e o dönem yine ekseriyetin AKP oyları olduğu ret ile verilmediği gün, Cengiz Ergün'ün kürsüden haykırışını ve yüzünün ifadesini unutmamız mümkün mü ?
Hele Demirci bu süreçte neler çekti, hatırlatayım istiyorum.
MHP'li Büyükşehir AKP'li Demirci çekişmelerini hatırlıyor musunuz?
Selami Selçuk yönetimindeki Demirci o dönemin yarısını elde var sıfır olarak geçirdi.
Selçuk sürekli Ergün ile didişti durdu. AKP'li Gördes ve hatta Köprübaşı belediye başkanları kadar bile olamadı, onların aldığı yatırımların yüzde birini bile uzlaşı kültürü ile Demirci'ye getiremedi.
Bir komisyon toplantısı sırasında  Cengiz Ergün'e Demircili bir meclis üyesinin "Demirci'ye niye hizmet gelmiyor?" sorusuna Cengiz Ergün'ün " Başkanınız hiç talep etmedi, yüzünü ilk seçildiğimde hayırlı olsuna geldiğimde gördüm, açın bakın Demirci'nin dosyasına tek bir talebi ve isteği yok" dediğini de ben bir haberimde tarihe not düşmüştüm. Bunu da unutturmayayım istiyorum. Buna "yalan" veya "yok böyle birşey" diyecek olan olursa, o meclis üyesini alır gelir karşılarına dikerim, ona göre bilinsin isterim.
Hande Yener Demirci  konserinde stadın Demirci Belediyesince Büyükşehire verilmediğini, eğri büğrü emniyetin önündeki meydanda sanatçıya platform kurulması için zeminin doğrultulması için, bir kamyon profil demirin kullanıldığını da unutmadım. Konseride unutmadım. Binlerce insanın coşkusunu da unutmadım. Ama iki gün önce Demirci Belediyesinin Büyükşehir ile sidik yarışına girip getirdiği Songül Karlı konserini de unutmadım.
Hatta bu konserde bizim Selami Başkanın her zamanki patavatsız tavrıyla hünnap lokumu ikramı ve muhabbetini ve Songül Karlı'nın çoluk, çocuk, kadın, erkek konsere gelen milletin önünde  +18 konuşmalarını ve ifadelerini de unutmamız mümkün mü?
Bilboard savaşlarını hatırlıyor musunuz? 
Büyükşehir gündüz afişleri asıyor, Demirci'nin ak çocukları gece yırtıyordu. Sokaklarda MHP'li gençlerle, Ak çocukların Amerikan filmlerinde senaryolarda bolca çekilen sokaklardaki çete savaşları gibi hallerini unuttuk mu? Sokaklarda gece bilboard savaşları kovalamacalar, pusuya yatmalar vardı. Hatırlıyorsunuz değil mi?
Bir kurban bayramında Mahmutlar Mahallesinde "sular kesik", yok "sular akıyor" savaşını hatırlıyor musunuz? 
Televizyon ana haber bültenine, şu dönemde ünvansız eski belediye başkanını çıkarıp, yandaş TV'de büyükşehiri kötüleme kampanyalarını hatırlıyor musunuz?
Mahallenin muhtarı sosyal medyadan depoya giren suyu ve şırıltısını videoya çekip" sular akıyor" diye yazarken, Demirci'nin o dönem milyonlarını götüren ve şu an "haydan gelen huya gider" sözü gibi yok olan kapatılan ve yellen yeksan olan o TV'de de Mahmutlar'da sular kesik, vatandaş bayramda mağdur edildi" haberleri ana haberlerde millete enjekte ediliyordu. Bunları unutmadınız değil mi?
Büyükşehir Belediyesi Demirci Kent meydanı ve otoparkla ilgili  projeyi yaptırdı, bu projeyi tanıtmak ve halkı bilinçlendirmek için videolar, afişler, el ilanları havada uçtu. Büyükşehirin teknik ekibi Demirci belediye meclisinde sunum bile yaptı. Ama AKP'li meclis üyeleri MHP'li Büyükşehire bu hizmeti yaptırmama inatları yüzünden meydanın yetki devrini vermediler, oylarıyla ret ettiler. Unutmamız mümkün mü? 
Büyükşehir meclisinde senin projen, benim projem kavgasını hatırlıyor musunuz? Ergün'ün Selçuk'a " Hodri Meydan halka gidelim" deyince Selçuk'un da ona " Hodri Meydan" deyişini unutmadınız değil mi? 
Unutan varsa You Tube kanalını açıp yeniden seyretsin, insanlar geçmişte yedikleri haltı unutsalarda, arşivler unutmaz ve affetmez, yeniden hatırlatmak isterim.
Başkan Selçuk, kaçak kongre merkezi, kaçak balık pazarı, halen tapu kadastro kaydı olmayan kaçak kaçakçı yolu ile bir de kamusal alanı katakülleden bir meclis kararı ve bakanlık onayıyla ticari alan yapıp, yüklenici firması ve muhammen bedeli tabelası hiç olmayan, şu an mahkeme kararlarıyla da sabit olarak kaçak olarak tescillenmiş, "kent meydanı yapıyorum" diye şu anki haliyle ucube bir yapıyı memleketin ortasına konduruverdi.
Milletin parası hiç edildi. Bankalardan siyasi inat MHP'li büyükşehire yaptırmadım ama ben yapacağım çıngarı yüzünden, eski parayla 7 trilyon kredi çekildi, Demirci Belediyesi borç batağına düştü, piyasaya borcunu ödeyemez hale getirildi.
Bu arada büyükşehir belediyesi Demirci belediyesinin yaptığı bu kent meydanını mahkemeye verdi. Yargı süreci sonuçlandı. Demirci Belediye meclisince alınan kamusal alanın ticari alana dönüştürülmesi kararı ve Çevre Şehircilik Bakanlığının resen onayını mahkeme usulsüz ve yasalara aykırı buldu. Mahkeme kararını istinafa taşıdı belediye ve bakanlık, üst mahkeme de buranın halkın nefes alanı olduğunu ve bu imar planı değişikliğinin İPTALİ kararını verdi.
Bu mahkeme kararları ortada iken seçimlerde Selami Selçuk doğru olmayan notalarla çaldığı zurna ve ittifak fasıl heyetiyle, kendi çaldı kendi söyledi. Bu millet de gerçeklere, mahkeme kararlarına inanmayıp, el çırptı, tempo tuttu, bu ekibin sırtını sıvazlayıp, yeniden belediyeye yolladı.
Hele 5 yıllık didişmelerin, kavgaların, Demirci'nin kayıp yıllarının üstüne Cengiz Ergün ile Selami Selçuk Atatürk anıtının önünde bir çiftetelli oynadı ki bu görüntü hafızalarımızda kazındı kaldı.
5 sene millete didişmelerini, Demirci'nin kaderiyle nasıl oynadıklarını gösterenler, davullu klarnetli bir güzel, bir de çiftetelli oynadı. Bunları unutmamız mümkün mü ?
Geçen sene Aralık ayında ittifak ayağına yargı elini ayağını bağlayınca kaçak tescilli kent meydanında çaresiz kalan Selami Selçuk, bir hamle yapıp büyükşehire yetki devrini karar olarak meclisten çıkardı.
Büyükşehir meclisinde Ocak ayında imar komisyonuna giden karar, Şubat, Mart komisyonda kaldı, komisyondaki üyeler ellerinde mahkeme kararları, başlarında ittifak sopasıyla günlerce kara kara düşündüler. Sonra hukuk ve imar komisyonu ortak değerlendirecek kararı çıktı. Pandemi patladı bir üç ayda büyükşehir meclisi toplanamadı. Pandemiden sonra toplanan mecliste maddeler üzerinde tek tek görüşme açılmadan, torba yasa misali işi katakülleye getirip birçok ilçeyle ilgili diğer kararlarla aynı anda oylayıp geçirdiler.


BU KARAR CENGİZ ERGÜN VE KADROSUNUN KENDİNİ İNKAR ETMESİ GİBİYDİ
Demirci Kent Meydanı imar planı düzenlemesinin yetki gaspı ve gayri yasal olduğunu iddia eden Cengiz Ergün ve kadrosu Demirci Belediyesi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığını mahkemeye veriyor, mahkeme Demirci Belediyesinin meclis kararı ve bakanlığın imar planı düzenlemesini İPTAL ediyor. Bir başka açıdan değerlendirilecek olursa halkın nefes alanına beton yığılmasına mani oluyor, o dönem şehir plancılarını, çevreci bürokratlarını Demirci'ye gönderen Ergün mahkeme kararıyla yine haklı olduğunu savunuyordu.
İttifaktan sonra Demirci'nin nefes alanı unutuldu, halkın nefes sahası olan ve Manisa ilçeleri arasında kent meydanı olmayan tek ilçe ünvanlı Demirci'yi savunan Ergün ve ekibi ittifaktan sonra Selami Selçuk'u kurtarma pahasına, yargı kararlarını yok sayıp, halkın kamusal alanını ticari alan yapma ve Demirci meydanını betona yığma pahasına geçmişi unutarak bu kararı büyükşehir meclisinden çıkarmışlardır. İttifak öncesinde bu olayı takip eden Başkan Cengiz Ergün, Genel Sekreter Aytaç Yalçınkaya ve başkan yardımcısı ve grup başkan vekili Mehmet Güzgülü herşeye şahittir. İttifak sonrasında ise bu hukuksuz karar ve Demirci halkının gasp edilen nefes sahasına rağmen susmayı yeğlemişlerdir. Burda sormak lazım, ittifak öncesinde savunduklarınız mı, ittifak sonrasında önce savunup, sonra yuttuğunuz şeyler mi doğruydu?


BÜYÜKŞEHİR MECLİSİNDE ALINAN BU KARAR DA YARGIYA TAŞINDI
Demirci Kent meydanının da içinde olduğu torba teklifler daha oylanırken Selami Selçuk Facebook hesabından "KENT MEYDANI İŞİ TAMAM YOLA DEVAM, YALANCI ATEŞ BÖCEKLERİ VB" mesajı bile atarken, bu kararında yargıya gideceğini, yanlış hesap, Bağdat'tan geri döner sözünü unutuyordu.
Bir yiğit çıktı ve bu kararı da yargıya taşıdı. Mevcut mahkeme kararlarına rağmen ve halkın nefes alanının yok edilmesine rağmen ittifak öncesi ve sonrası çelişkili başkanlar Ergün, Selçuk ve dilini yutmuş bürokratlarına rağmen mahkemeye taşıyarak tarihe not düştü aslında.
Mahkeme süreci devam ediyor. Türkiye'de yargıda hak ararken bile bu işler parayla yürüyor.
Mahkeme kent meydanında bilirkişilerin raporuyla yargılamaya devam kararı verdi. Parası da yattı merak eden falan olursa. Mahkeme masrafı helal paradan yattı. Öyle dostun post cihazından geçen paralardan değil yani, bilinsin istiyorum. 
Bu gayri yasal iş mahkemeden sonra ak mı kara mı ortaya çıkar, bundan en ufak bile şüphem yok. Ha siyaseten bunu şu dönemde eveleyip geveleselerde, gün gelir bağımsız yargı yine yakalarına yapışır.

CENGİZ ERGÜN'ÜN NOT DEFTERİ
Cengiz Ergün'ün ittifak öncesi ve sonrası halleri siyahla beyaz kadar ayrışacak hale geldi.
İlkeler, idealler, katakülleli işlere karşı dik duruş hallerine de sanki birşeyler olmuş gibi.
Ama daha önce kazandığı mahkeme kararını bile yok sayıp, daha önce karşı çıktığı işlere bugün "olsun" diyen Cengiz Ergün ve tayfasını tarih yazmış olacak. Bunu da buraya not düşelim. 

SELAMİ SELÇUK'LA DEMİRCİ'DE YILLAR BOŞA GEÇTİ
Selami Selçuk'a gelince onu Demirci tarihi zaten "tüm zamanların en kötü belediye başkanı" olarak Demirci'nin sokaklarına kazıdı.
Onun bu saatten sonra Adliyelerde mekik dokuyacağı kesin. Hakkında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yargılama izni verdiği karar yakasında nişanesi gibi asılı dururken, o müze yapacağım dediği hali hazırdaki adliye binasına daha çok iner çıkar.
Sanki usullü, kanuna uygun iş yapmış gibi bir de zeytinyağı gibi üste çıkmaya kalkar. Adliye çıkışında benim kulaklarımı çınlatıp, işlere mani olan adam benmişim gibi beni günah keçisi yapmaya çalışıyor ya sitemleriyle bende ona gülüyorum.
Ben kimim ki, kalemi sermaye, halkın yanında bir gazeteciyim sadece. Kendisi iktidar partisinin belediye başkanı, arkasında siyasi gücü de var, yaptığı işler düzgün olsa acaba adli süreçleri hiç yaşar mıydı? 
Onun işine mani olan devlet! Adalet, hukuk. Onu ikide bir yanına belediyenin avukatını da alıp adliyelerde ifade verdirmek zorunda bırakan ben değilim, bilakis kendisi, kendisinin yaptığı yamuk, usulsüz, gayriyasal, hukuksuz, kul hakkı gözetmediği işleri.
Devletin sabrı çoktur, hani eskiler derler ya sabırlı insanlar için "onun karnı geniştir"
Devlet de aynen böyledir. Gün gelir bu hesaplar kesilir, fitil fitil burnundan getirilir.2023'e ne kaldı dur bakalım. "Adalet Mülkün Temelidir" yazısının tozları alınır, pırıl pırıl görünecek halde gün gelir cilası da sürülür. İşte o zaman...
12 Kasım 2020
Mustafa Temiz

Güncelleme Tarihi: 12 Kasım 2020, 03:53
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER