Devrim Şehidi Kubilay’ın Ardından…

Hakkari Çukurca’daki hain terör saldırısında 16 silah arkadaşını toprağa veren gazi Bülent Kocaoğlan’ın protez bacağına 2014’te haciz geldi.

Devrim Şehidi Kubilay’ın Ardından…

Siirt Pervari’de 2016’da şehit düşen Uzman Çavuş Halil Sıltak’ın Şanlıurfa’daki cenaze töreninde bürokratların güneş altında fazla beklemelerini önlemek için “iş makinası” ile şehidin mezarına toprak döküldü. Defin işlemi sırasında üst düzey il ve ilçe yöneticileri ağaç gölgesinde bekleyerek serinleyebildi. 2019 Mart’ın da Şırnak’ta şehit düşen Jandarma Astsubay Burçin Damcı’nın silah arkadaşlarının omuzlarında Türk Bayrağı’na sarılı tabutunun fotoğrafı Giresun Belediye Başkanı adayı Aytekin Şenlikoğlu tarafından utanma duygusundan tamamen arınarak “Vizyon 2028” adıyla seçim propagandası ve tanıtımında kullanıldı.

            Kuzey Irak’ta uzaktan kumandalı bomba saldırısı ile vücuduna 34 tane şarapnel parçası isabet eden ve 6 ay yoğun bakımda kalan ardından tedaviyle 2 yıl sonra yürümeye başlayan % 92 engelli gazi Ömür Karaman, Bursa’da dinlenmek için oturduğu kafede sandalyeye ayaklarını uzattığı için işletme sahibi ve çok sayıda kişi tarafından demir çubuklarla dövülerek hastanelik edildi.

            2015 yılında Mardin Artuklu’da PKK terör örgütü ile girilen çatışmada gazi olan ve belden aşağısı tutmayan Astsubay Çavuş Muzaffer Oktay ile 2016 yılında Kars Sarıkamış’ta teröristler ile girilen çatışmada gazi olan sol bacağını kullanamayan Uzman Çavuş İbrahim Kızılkaş aileleri ile birlikte seyahat esnasında, trafikte çıkan tartışmanın büyümesiyle dört kişi tarafından dövülerek hastanelik edildiler.

            Bu acı ve akıl almaz örnekleri çoğaltmak mümkün alt alta sıralamaya kalksak kitap olur.

            “Vazife malulü” diye bir şey icat edip gazileri bile sınıflandırıp ayrıştırdılar. Terörle mücadelede malul sayılmayacak derecede yaralanan ve malul sayılmayan gaziler hiçbir haktan yararlanamıyor. Sağlık sorunları devam edenlerin katılım payı muafiyetleri bile yoktur. Terörle mücadelede büyük kahramanlık gösteren, malul sayılmayan gazilerimize öncelikle onurla taşıyacakları gazilik madalyası verilmelidir.

Kimseye muhtaç olmadan hayatlarını devam ettirebilmeleri için aylık bağlanmalı, öncelikli iş hakkı tanınmalı, serbest seyahat kartı ve faizsiz konut kredisi hakkı verilmeli, özellikle de sağlık hizmetlerinde katılım payı muafiyeti tanınmalıdır.

Meclis kararı yani milletin onayı olmadan Amerika’ya yalakalık olsun diye Kore’ye Türk askerini gönderen Demokrat Parti yönetimi her nedense Kore dönüşü gazilerimizi unutmuş, kahramanlarımıza bir madalya bile çok görmüştü. Bizleri yakından düşünen Birleşmiş Milletler, gazilerimizi pirinç madalya ile onurlandırmıştı!

Yeri gelmişken;

Bazı hikayeler okunur, unutulur, tarihin tozlu sayfalarına karışır...

Bazı hikayeler de öğrenildiği zaman insanın yüreğindeki en derin yerlere dokunur, gururdan gözleri doldurur.

Şimdi size yüreği vatan sevgisi ve minnettarlıkla dolu birini anlatacağım.

Tarihler 1963’ü göstermekte.

Kıbrıs’taki Türklere Rumlar tarafından yapılan saldırı ve zulümlere Birleşmiş Milletlerin sessiz kalması üzerine gazilerimiz pirinç madalyaları iade ettiler. Gazilerimize madalya yaptırılması için düzenlenen organizasyonun sonuçsuz kaldığı tam da böyle bir anda rahmetli “Zeki Müren”in bu çabadan haberi olur. 18 ayar altından basılacak olan madalyaların masrafını bizzat Zeki Müren (Paşa) üstlenir.

Ancak tek şartı vardır!

“Adım gizli kalsın”

Zeki Müren (Paşa), 1996 yılında aramızdan ayrıldığında tüm mal varlığının yarısını Türk Eğitim Vakfı’na, diğer yarısını da Mehmetçik Vakfı’na bağışlamıştır.

Emperyalistler tarafından bazılarının apoletlerine takılan yıldızlarla gerçek “Paşa” olunmuyor demek ki!!!

Madalya konusu açılmışken açık arttırmayla vazo, gramofon, radyo vb ürünlerin satıldığı müzayede de geçen sene “İstiklal Madalyası” 650 TL’ye alıcı buldu.

Devrim şehidi Kubilay testereyle mi yoksa bağ bıçağıyla mı şehit edildiğine kadar yazıldı ve söylendi.

Şehitlik ve gazilik makamı itibarsızlaştırıldı! Cumhuriyet’in kolonlarına ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne balyoz darbeleri indirildi! Şeref ve onur timsali Türk askeri kumpaslarla zindanlar da çürütüldü, öldürüldü! Andımız kaldırıldı! İstiklal Marşı, Kurtlar Vadisi dizisinde ilahi gibi okundu! Bayrağımız miting malzemesi olarak kullanıldı, miting sonunda yerlere atıldı, üstüne basıldı! Sınırlarımız kevgire döndü, milli ve üniter devlet yapısı derin yara aldı! Tarikatlar ve vakıflar baş tacı edildi! Milli bayramlarımız yasaklandı! …

Karşı devrim yapıldı!

Liyakat, fazilet ve ahlak ortadan kalktı!

O bağ bıçağı gericiliğin, yobazlığın ve irticanın simgesiydi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin bağrına dayanan bağ bıçağı günümüze kadar hep göz ardı edildi!

Artık gerçekten Mustafa Kemal’in askeri olma vakti gelmedi mi?

Sosyal medyanın kullanımının yaygınlaşmasıyla özel günler veya özel insanlarla ilgili kopyala yapıştır afişler sık sık paylaşılıyor.

Salt paylaşım yaparak sorumluluklarımızdan feragat etmek niteliğimiz haline geldi.

Anmak, unutmamak ve unutturmamak tabii ki çok önemli ve değerli.

Ancak bu hengamenin içinde gerçek bilgiyi göz ardı edip araştırma zahmetinden uzaklaşıyoruz.

Şimdi, eminim ki birçoğumuzun bilmediği bir bilgi ile karşı karşıya kalacağız.

Anma törenlerinin yapıldığı Menemen Kubilay Kışlası içinde bulunan “Şehit Kubilay Anıtı” birçoğumuz tarafından Asteğmen Kubilay, Bekçi Şevki ve Bekçi Hasan’ın mezarı olarak bilinmektedir.

Ancak şehitlerimizin naaşları Şehit Kubilay Anıtı’nın altında veya çevresinde gömülü değildir. Mezarlarının yeri günümüzde dahi hala bilinmemektedir.

Anıtın üzerinde “İnandılar, Vuruştular ve Öldüler. Bıraktıkları Emanetin Bekçisiyiz” yazısı yer alıyor.

Bizler bırak emanete sahip çıkmayı kahramanlarımızın naaşlarına ve mezarlarına bile sahip çıkmayı becerememişiz!

Şehitlerimizin mezarlarının nerede olduğuyla ilgili çalışmalarım uzun zamandır devam etmektedir. Konuyla ilgili önemli ipuçlarına ulaştım, umarım kısa zamanda mezarların yerinin tespitiyle ilgili doğru sonuca ulaşmış olacağım.

Şehit Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Şevki ve Bekçi Hasan nezdinde tüm şehit ve gazilerimizi minnet ve saygıyla anıyorum…

                                                                       Tarihçi-Yazar-Gazeteci

                                                                               Ferhat ALTUN

Güncelleme Tarihi: 26 Aralık 2023, 20:08
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER