Oralarda duyduklarımı, gördüklerimi zaman zaman not ettim, ya da hafızamda sakladım. Günü gelir, yeri gelir, bir sohbette,  bir mecliste anlatılır diye onları biriktirdim. 
Şu gergin ortamda biraz tebessüm ettirir diye bugün, bizzat şahit olduğum iki kısa hikâyeyi nakledeyim dedim.
Köyümüzün imamı Molla Memet rahmetli, minârede ezan okurken, karşıda bağına giren köpeklerin üzümleri sıyırıp sıyırıp yidiklerini görünce, sinirinden bi oyana bi buyana dolanıp, bağı beklerken uyuyup galan torununa:
-"Hâliseeeee, köpekle bağı sıyırıyo govala şunnarı  .......iğiminin çocuğu" diye bağrıp ezana kaldığı yerden devam ettiğine çocukluğumuzda şahidiz.
Bir diğer hikâyeyi öğretmenken köylüler anlatmıştı. 
Manyas Çamlı Köyü'nün tarla zengini Çakır Memmed'e pamuk çok para ediyor demişler. Pamuktan anladığı yok ama, "Eyi ekelim öyleyse" demiş. Mayısta gidip bakmış ki pamuklar boyuna gelmiş. Sevinçden; yavrularım, guzularım deyip deyip, tarlaya abanıp kucaklıyormuş. Bir kaç ay sonra, toplama zamanı gelip görse ki; koca tarla pamuk yanmış kavrulmuş...
Tepesi atan Memmed ağa;
-Şeyttimin cenabetleri, hayırlı bi ..ok olaydınız sizi ölü ....ne sokmazlardı zaten demiş.

04 Şubat 2022

İhsan Temel