Günümüz Siyasetinin Yükselen Değeri Merkez Sağ

 Anayasa halkoylaması sonucu her ne kadar %51-49 gibi çok yakın bir farkla evet yönünde çıktığı açıklanmışsa da, kamu vicdanı tam tersi olduğuna kanidir. Sonuç her ne olursa olsun, İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerin tamamına yakınında hayır çıkması ve oranların çok yakın olması, ister istemez her iki tarafta da tabiri caizse eteklerin zil çaldığı bir durum ortaya çıkardı. Sonuçları iyi okuyan, analiz eden, politika geliştiren, ben bilirim demeden halkın sesine kulak veren durumunu koruyacak ya da ileri gidecektir. 

AKP-MHP-BBP-KDP-HÜDAPAR-Leyla Zana ve Altan Tan Bloğu, yani evetçiler hiç de homojen bir yapıya sahip değildir. Yani AKP’nin olası bir erken seçimde ya da 2019 da %51’lik bu bloğu konsolide etmesi mümkün değildir. Ayrıca olası bir ittifakta MHP ve BBP’nin KDP, HÜDAPAR ve diğer iki isimle aynı ittifak içinde olmaları mümkün değildir. Kaldı ki bugün bile aynı ittifak içinde olmaları bu iki partinin tabanından hayır bloğuna büyük oranda oy kaymasına neden olmuştur. Bu oyların artık geri dönmesi de mümkün değildir.

Gelelim bugün asıl analiz edeceğimiz hayır bloğuna. Hayır, bloğu için de homojenlikten uzak olduğu söylenebilir ancak bu cephede gözle görülür bir demokratlık ve millilik asgari müştereği vardır. Sosyal demokratlar(CHP-DSP), milliyetçi demokratlar(MHP Muhalifleri), muhafazakâr demokratlar(SP), liberaller, demokrat merkez sağ (DP-DYP-ANAP) ile her ne kadar terör örgütü ile ilişkilendiriliyor olsa bile seçmenlerinin çoğunluğu barış ve demokrasi taraftarı olan HDP de demokrasi asgari müştereğinde birleşmeyi başarabilmişlerdir.

Aksine iddialara rağmen %49 oranındaki hayır oylarını doğru kabul ederek analizimizi yapalım. Son seçimde CHP %25.32, HDP ise %10.76 oy almışlardı. Hayıra destek veren diğer partilerin toplamı % 1 bile olmadığından şu aşamada onları dikkate almayacağız. CHP’nin hiç fire vermediğini aksine oranını artırdığını düşünüyorum. Kısaca %26 kabul edelim. HDP’nin ise doğu ve güneydoğu oyları dikkate alındığında kendi oyunu tümüyle hayıra getiremediği görülüyor. Sebebi ne olursa olsun, ister devlet gücü deyin, ister mühürsüz pusulalar deyin, ister Barzani ve Leyla Zana faktörü deyin HDP oylarının en az yarısı evet bloğuna geçmiş görünüyor. Biz HDP’den gelen hayır oylarını en iyimser bir hesapla %5 olarak kabul edelim. İki parti toplamı %31 eder. Demek ki daha hesaba dâhil edilecek % 18 oranında bir oy var. 

MHP muhalifleri başta Meral Akşener olmak üzere çok başarılı bir kampanya yürüttüler. Yer, yer Bahçeli yanlılarının saldırı ve tacizlerine uğradılar, yer, yer iktidarın engelleriyle karşılaştılar, salonlarının elektrikleri bile kesildi ama yılmadılar, etkili de oldular. Ancak Karadeniz ve iç Anadolu’da MHP’den bekledikleri oyu alamadılar. MHP’nin son seçimdeki oyu olan %11,9 un en iyimser ihtimalle 6 puanını koparmış olsalar, hayır oyları toplamda %37’yi bulur. Peki, geri kalan %12 hayır oyu nereden gelmiştir?

Büyükşehirler ve sahillerdeki evet oylarının azınlıkta kalması göstermektedir ki bu oylar büyük oranda merkez sağ seçmenden gelmektedir. Milli ve demokrat muhafazakâr tabandan Saadet Partisinin koparabildiği oylar, Konya, Sivas, Maraş gibi illerin sonuçlarına bakıldığında beklendiği kadar olamamıştır. Oysa, Manisa, Balıkesir, Denizli, Muğla, Antalya, Çanakkale, Uşak hatta İzmir gibi merkez sağın eski kalelerinde hayır oylarındaki beklenenin üstünde artış, AKP tabanında gizlenmiş merkez sağ seçmenin ciddi oranda yuvaya dönüşü işaretidir. Bu hiç de küçümsenecek bir oran değildir ve en az %10-11 dolayında bir oy potansiyeli demektir. MHP muhalifleri hesabına yazdığımız %6 lık hayır oyunun da önemli bir kısmının kendi partilerinden umudu keserek MHP’ye yönelen merkez sağ seçmen olduğunu da unutmamak gerekir.

Benim bu analizimi tek taraflı bulabilirsiniz, hatta farklı argümanlar da ileri sürebilirsiniz. Ancak bunları sadece ben söylemiyorum. İki gün üst üste CNN Türk televizyonuna çıkan CHP’li Aykut Erdoğdu ve Özgür Özel de referandum sonuçları hakkında çok objektif değerlendirmelerde bulundular. Kampanya boyunca her tarafa gittiklerini, her kesimle görüştüklerini, herkesle kucaklaşabildiklerini ve birbirlerini anlayabildiklerini söylediler. CHP’nin eski benbilirimci, halkı küçümseyen, tepeden bakan tavrı gitmiş yerine merkez sağ siyaset anlayışının kucaklayıcı, hoşgörülü, uzlaştırıcı, halkın değerlerine saygılı, dindarlara saygılı, tavrı gelmiş. Özgür Özel’i dinlerken yer, yer merkez sağ bir siyasetçiyi dinliyormuşum gibi geldi. Halkın önüne yeni bir toplumsal sözleşme konulması gereğinden söz etti. Merkez sağ siyaset anlayışının en temel unsuru devletiyle milletini barışık tutma gayretidir. İşte Özel tam da bunları söyledi. CHP’nin 1946’dan bu beri seçim kazanamamasının sebebi, jakoben, laikçi, halka tepeden bakan, onları, cahil oy çoğunluğu olarak gören,  çarıklı, kasketli, poturu yamalı diye aşağılayan, dindarlara karşı hoşgörüsüz, devletçi, politikalarıydı. Oysa Özgür Özel tam tersi bir politika ortaya koydu, özlediğimiz bir sosyal demokrat parti sözcüsü gibi konuştu, halkçı demokrat hatta merkez sağ söylemlerine yakın bir anlayış ortaya koydu. Bu geleceğimiz için olumlu bir adımdır. Uzlaşmacı ve hoşgörülü bir CHP bu ülke için gereklidir.

Dün ise HABERTÜRK’TE merkez sağ tartışılıyordu. Merkez sağ çizgide Cumhuriyet’in ve milletin değerlerine bağlı, uyumlu ve uzlaşmacı bir adayla Cumhurbaşkanlığı seçiminin alınabileceği söyleniyordu. Demek ki yalnız değilmişim.

Kim ne derse desin merkez sağ siyaset anlayışı bugünün Türkiye’sinin yükselen değeridir. Menderes sonrası merhum Demirel bunu yakaladı, 12 Eylül sonrası merhum Özal bunu gördü, 2001 krizi sonrası Sayın Tayyip Erdoğan da bunu gördü ve yakaladı, iktidarının ilk yıllarında bu çizgiyi sürdürdü de. Ancak kendi oligarşisini kurmaya yönelik son hamlelerinden sonra merkez sağdan iyice uzaklaşarak adeta 1940’lı yılların CHP siyasetine doğru yol almaya başladı.
 
Referandumda benim hesabıma göre yakalanan %11 dolayındaki merkez sağ oylara MHP muhaliflerine yazdığımız merkez sağ oylar da eklenirse % 15’e yakın bir potansiyel var demektir. Son seçimden bu yana AKP-MHP ittifakına rağmen kırmızılar sahillerden içe doğru uzandı, Büyükşehirlerin rüzgârı içe doğru kat etmeye başlayınca bu potansiyel merkez sağda yeni bir lider, yeni bir ruh ve heyecanla % 25’lere varacaktır. Herkes hesabını ona göre yapsın, Mayıs sonu siyasette yeni hareketlenmeler bekliyorum. Kalın sağlıcakla.
Naci Akın 
YORUM EKLE
YORUMLAR
Turgay suyolcu
Turgay suyolcu - 7 yıl Önce

Başkanım size katılıyorum merkez sağ parti Akşener başkanlığında mutlaka ihtiyaçtır seçmen beklentisi isteği vardır Akp iktidardan düşmesi için mutlaka şart fakat Rte engellemese