Han Ve Hanım

 Son zamanlarda kadına uygulanan şiddet olaylarında bariz artma oldu. Turgutlu’da hamile kadının darp edilmesi olayı üzerine bu derlemeyi yazma gereği hissettim.

”Hanım” kelimesinin Cengiz Han’ın “Ben Hanlar Han’ı Cengiz Han, hepinizin hanıyım.” (eşini göstererek) “Bu da benim HAN IM” söyleminden geldiğine inanılır.
Biz Türkler, kadına verdiğimiz değeri Altay Dağlarının en yüksek tepesine “Kadınbaşı” ismi verilerek göstermiş bir milletiz.
Türklerde yabancı devletlerin elçilerinin kabulünde hatun da hakanla beraber olurdu. Tören ve şölenlerde kadın, hakanın solunda oturur siyasi ve idari konumlardaki görüşlerini söylerdi.

Mesela, büyük Hun İmparatorluğu adına Çin ile ilk barış antlaşmasını Mete Han’ın Hatunu imzalamıştı.
İtalyan gezgini Marco Polo, İl Millione adlı eserinde, Türk kadınlarının ahlakî temizliğini över ve onların tüm dünyanın en temiz ve ahlâklı kadınları olduğunu yazar.

Taciz, tecavüz, zina gibi cinsel suçlar Türk toplumunda yok denecek kadar azdır. Kadına saldırının Türk hukukundaki cezası ölümdür. Saldırıya uğrayan kadına sahip çıkılırken namusunu korumayan kadın hoş görülmez.

Eski Türk inancına göre Doğum Tanrısı Ayzıt, namusunu korumamış kadınlara asla yardım etmezdi.
Türklerde kadınlar ve erkekler birlikte çalışırlardı.

Ailenin yürütülmesini beraber sağlarlardı. Göç kurar hayvan otlatırlar. Kılıç kuşanır, silah ve ok kullanır, kadın erkek beraber savaşırdı. Türk kadının bu hasleti hiç değişmedi.

Buna örnek olarak, Kırım savaşında Kara Fatma (Çukurova), Kurtuluş Savaşı’nda Nene Hatun (Erzurum), Fatma Seher (Kocaeli), Ayşe Hanım (Aydın), Tayyar Ramiye Hanım (Adana), Yirik Fatma (Gaziantep), Fatma Kadın (Mudurnu), Saime Hanım (İstanbul) ve hemşehrimiz Makbule Hanım’ın (Gördes), isimlerini sayabiliriz.
Arap kültüründe ise kadının yeri farklıdır ve ikinci sınıf insan muamelesi görür. Eşler dışında erkekler ve kadınlar aynı yerde bulunamaz.

Kadın eşini arkasından takip eder ve evden dışarı çıkamaz. Araplar bu geleneklerini İslâmiyetten sonra da devam ettirdiler. Bu adetler İslamiyeti  kabulümüz sonucu, kısmen bize de geçti.
Cumhuriyetle birlikte Türk kadını bir çok kazanımlar elde etti.

Ancak, günümüzdeki yaşananlara baktığımızda, her şeyde olduğu gibi kadına verdiğimiz değerde de çok gerilere gittiğimiz kesin.

Ahmet Duman
YORUM EKLE