Kerkük’te Türkçe

Başka bir şeyi düşünemez hale gelmemize neden olan hayat pahalılığı, enflasyon kökenli ekonomik kaygılarımızın dışında nadiren de olsa oh be dediğimiz şeylerde olmuyor değil.

Başarılı haber kaynağımız www.manisasonhaber.com da yer alan habere göre Türkmen şehri Kerkük’te nihayet Türkçe resmi dil ilan edildi.

Kerkük valiliği tarafından alınan karar doğrultusunda mevcut tabelalar indirilerek Türkçenin de olduğu tabelalar yerini almaya başladı.

Söz konusu uygulama, Türkmenler tarafından sevinçle karşılanırken, ülkemizde de Türk halkı ve özellikle de Türk Milliyetçileri tarafından da memnuniyetle karşılandı.

Milli varlığı gelecek çağlara aktarmanın vaz geçilmez ve birinci şartı toplulukları millet yapan dildir.

Tarih, dilini muhafaza edemeyen toplulukların milli varlıklarını da sürdüremediğine dair sayısız örnekle doludur.

Büyük Türkçü aydın İsmail Gaspıralı’nın meşhur ifadesi olan “dilde, fikirde, işte birlik” veciz ifadesinin dille başlaması bu noktada çok anlamlıdır.

Irak Türklüğünün hayatı pahasına yaptığı ve başarıya ulaştırdığı Türkçeyi resmi dil kabul ettirme çabaları her türlü takdirin üzerindedir.

Kazanılan bu zafer Kerkük’te Türk varlığı devam ederken ay-yıldızlı mavi bayrağın da dalgalanacağının teminatıdır.

Türkmen kardeşlerimizden biz Türkiye Türklüğü olarak dilimizi yabancı istilasından korumanın önemi anlamında alacağımız önemli dersler vardır.

Ne yazık ki şehirlerimizin sokaklarında iş yerleri Türkçe dışındaki dillerde yazılmış tabelalarla doludur.

Söz konusu tabelalar turistin ihtiyacını karşılamanın çok ötesine geçmiştir.

Turistik bölgelerde yabancıları bilgilendirme amaçlı açıklamaların yer aldığı afiş, tabela ve benzerlerini bir yere kadar kabul etmek mümkünse de bizi Türkiye’de olduğumuz konusunda şüpheye düşürecek yaygınlıkta olmasını kabul edilemez.

Ülkemizde bulunan milyonlarca sığınmacı ve kaçak göçmenin gettolaşması beraberinde çok büyük bir tehdit olarak kültür yozlaşmasını da getirmiştir.

Onun için modern yaşayışı anlamaktan uzak gayri medeni unsurlar kadınımızın, kızlarımızın iffetine yönelmekte, etek altı görüntülerini gizlice elde edip yayınlamaya bile tevessül etmektedir.

Büyük sanayi şehirlerimiz başta olmak üzere birçok kentimizde çoğunlukla Türkçenin yer almadığı Arapça tabelalar kullanılmaktadır.

Türkün kültür ve yaşam tarzının çok gerisinde kalmış öz kültürünü dahi kaybetmiş unsurların milli varlığımızı birçok yolla tehdit etmesi karşısında her Türk vatandaşına görev düşmekle birlikte, bu olaylarda önderlik yapmak öncelikle Türk Milliyetçilerinin görevi olmalıdır.

Türkçüler üzerine düşen bu görevden kaçamazlar, kaçmamalıdırlar.

Sahip oldukları her imkânla Türkçemizin Anadolu’da da hâkimiyetini ilelebet sürdürmesi ve yaşatılması için mücadele etmelidirler.

Bu mücadele yapıldığında görülecektir ki Türk Milleti Milliyetçilerin arkasında büyük oranda toplanacaktır.

Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesin ana diline saygılı olmakla birlikte Türkçenin aramızdaki bağı oluşturan en önemli unsur olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.

Onun için biz Türk Milliyetçilerine düşen Erdoğan’ın Rabia’sı

Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet

Yerine

Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet ve Tek Dil

söylemini temel prensip haline getirip hayata geçirmektir.

21 Eylül 2023

SAAT 13.00

Ahmet Orhan

YORUM EKLE