Kim Osmanlı? Kim Değil?

 Osmanlıcılık son günlerde moda haline geldi. Her şeyin başına bir Osmanlı ibaresi koymak geçer akça olmaya başladı. Spor kulüplerinden, tatlıcılara, kahvelere, lokantalara, gençlik örgütlerine kadar hep Osmanlı sözcüğü kullanılır oldu. Araçların arka camına Osmanlı tuğrası koymak da ayrı bir moda. Elbette insanlarımızın atalarına sahip çıkmasının kötü bir tarafı yoktur ama işin istismarcılık boyutuna varmasının bir yararı olmadığı gibi aksine Osmanlı’nın şanlı tarihine de zarar veriyor.



Durup dururken Osmanlı konusunu niye gündeme getirdim? Bu kadar yoğun gündemin içinde başka konu mu kalmadı diyebilirsiniz. Efendim ben getirmedim. Kendisinin Osmanlı torunu olduğunu söyleyen ve sultan olduğunu iddia eden hiç duymadığımız, tanımadığımız biri durduk yerde "bu parlamenter sistem den de çok sıkıldım” diye yumurtlayıvermiş. Bu cahil kadın bilmez mi ki bu parlamenter sistemi, büyük, büyük dedeleri getirdi. Üstelik Teşkilatı Esasiye Kanununa (anayasa) göre Padişahın yetkileri bugün getirilmek istenen kadar bile değildi. Meclis denetimi, hatta gensoru müessesesi de vardı. Nesinden sıkılmış acaba bu hanım kızımız. Yetmezmiş gibi, Galatasaray adasının dedelerinin kişisel mülkü olduğunu iddia ederek geri bile istemiş. Dahası araba camlarına yapıştırılan Osmanlı tuğralarından telif hakkı bile istemekteymiş. Sosyal medyada bu talebi alay konusu yapılıyor. Birileri de diyorlar ki; “Atatürk’ün imzası milletin malıdır telif ödemezsiniz gelin değiştirin”



Osmanlı torunlarından, Kuşadası’ndaki Kısmet Otelin sahibi Hanzade hanımı bir vesile ile tanıma şerefine erişmiştim. Son derece asil ve sultanlığa yaraşır bir hanımefendiydi. Milli mücadele kahramanlarına duyduğu minnet ve şükran duygularını da her fırsatta dile getirir hayranlığını da gizlemezdi. Osmanlı hanedanının son temsilcisi Ertuğrul Osmanoğlu’nu da televizyonlarda izlemiştim. Kendisinin ve ailesinin yaşadığı sıkıntılara rağmen Cumhuriyetin aziz Türk milleti için bir nimet olduğunu ifade etmiş Atatürk’e olan hayranlığını da dile getirmişti. Tarihçiler ve Osmanlı hanedanı araştırmacıları, onunla birlikte hanedanın son bulduğunu söylerler. 



Peki, bu son günlerde yandaş kanallara çıkarılıp parlatılmaya çalışanlar kim? Onlar olsa olsa AKP’nin propaganda araçları olabilirler. Zira Osmanlı hanedanı geleneğinde, hanedan şehzadeler soyundan devam eder, sultanların çocukları hanedan mensubu olsalar bile soyu devam ettiremezler. Bir de işin başka tarafı var acaba bunların kanında adını aldıkları hanedanın kurucusu Osman Gazinin kanının oranı ne kadardır? Yemin ediyorum ben onlardan daha fazlı Osmanlıyım.
Kim Osmanlıdır, kim değildir sorusuna cevap bulmak için Osmanlı kimdir, ona bakalım. 



Karakeçili aşireti; Büyük Selçuklu Devleti'nin Bizans İmparatorluğu'nu yenmesiyle sonuçlanan Malazgirt Meydan Muharebesi'nin ardından Anadolu'ya yerleşen, Oğuzların 2 kolundan biri olan Bozokların Kayı boyuna mensuptur. Tarihî kaynaklara önce Erzurum ve Erzincan taraflarına, sonrasında ise Güneydoğu Anadolu taraflarına inmişti.  Beyleri Süleyman Şah'ın ölümünün ardından bu topluluğun bir kısmı Beriyye'ye (Viranşehir ile Derik arasında bulunan bölge), bir kısmı ise Anadolu'ya dağıldı. Süleyman Şah’ın oğlu Ertuğrul Anadolu içlerine yürümüş, Engürü’de (Ankara) Karacadağ eteklerini yurt tutmuştur. Ertuğrul Gazi, Anadolu Selçuklu Hükümdarı Sultan Alaaddin Keykubat’ın İznik İmparatoru III. Yannis, Moğollar ve Harzemşahlar ile girdiği muharebelerde onun yanında yer almış ve sonrasında Söğüt havalisi kışlak, Domaniç yaylaları ise yaylak olarak Karakeçililere tahsis edilmiştir. 



Ertuğrul Gazinin ölümünü müteakip, liderliği Osman Gazi devralmış Anadolu Selçuklu Hükümdarının icazetiyle aşiretten, devlete ilk adımı atarak beyliğini ilan etmiştir. Anadolu’nun en batısında yer alan Osmanlı beyliği sürekli Bizans üzerine yürüyerek egemenlik alanlarını genişletmiş ve Osmanlı devleti böylece kurulmuş ve sürekli ilerleyerek önce Türk Birliğini tesis etmiş ardından da bir cihan imparatorluğuna dönüşmüştür. İşte Osman Gazi’den başlayarak Ertuğrul Osmanoğlu ile son bulan kökü, Oğuzların Bozoklar kolunun Kayı Boyunun Karakeçili aşiretine dayanan hanedana Osmanlılar(Osmanoğulları) diyoruz. 



Karakeçililer Anadolu’nun her tarafına yayılmışlardır ve Osmanlı hanedanının özbeöz akrabalarıdırlar, karışmamışlar, bozulmamışlardır. 1700’lü yıllarda Demirci kazasını Padişah fermanıyla iki yüz yıla yakın yöneten Şehitoğlu hanedanı da Osmanlı hanedanının yakın akrabası ve Karakeçililerin koludur. Benim ve Demirci’de yaşayan birçok köklü aileyle de akrabalık bağları vardır. Aşiretin birçok mensubu Demirci, Simav, Gördes, Selendi ve yoğunlukla da Kula ve köylerinde yerleşiktir ve Şehitli Yörükleri olarak bilinir. 



Irkçılığı, kafatasçılığı, hiç sevmem, soya sopa da bakmam. Bu vatana sadakatle bağlı, kökeni ne olursa olsun, Yörük, Türkmen, Abaza, Çerkez, Kürt, Laz, Arap, Boşnak, Pomak, Arnavut, Gürcü, her hangi etnik aidiyete mensupsa eğer bu bayrağa sahip çıkıyorsa ne Mutlu Türküm diyene ifadesinde kendini buluyorsa o benim için en soylu kişidir. Eğer kendini Osmanlı hanedanından sayan, bu hatun kızımız çıkıp bu sözleri etmeseydi böyle de bir yazı yazmazdım. 



Şimdi soruyorum, kim ne kadar Osmanlı? 
Yurdun dört bir yanındaki üreten, askere giden, gerektiğinde şehit olmasını bilen, bu vatan için canını feda etmekten bir an bile kaçınmayan, vatan evlatları mı yoksa bu şımarık kız çocuğu mu? 



Siverek’te, Derik’te, Viranşehir’de Türkçeyi unutmuş, Orta Asya Türkçesi kelimelerin çoğunlukta olduğu, Zazaca, Kırmançi, Türkçe kırma bir dili konuşan özbeöz Karakeçili nenelerin torunları mı yoksa bu şımarık, sultan bozması mı? 
Güzel Kula’da özlerini kaybetmeyen, derneklerini kurup yaşatan Şehitli Yörükleri mi, yoksa atalarının unvanlarını ticari markaya dönüştürüp milyon dolarların peşinde koşanlar mı?  



Hangi ırk, din, dil, mezhep, etnik kökene sahip olursa olsun, bu cennet vatanı canı pahasına koruyan, Osmanlı ülkesini yeniden diriltip, Türkiye Cumhuriyetini kuranların, Kurtuluş Mücadelesinden zaferle çıkan onbinlerce şehit ve gazilerin torunları mı yoksa ülkesini, vatanını emperyalist devletlere teslim edenlerin torunları mı? 
Siz karar verin kim Osmanlı kim değil?
Naci Akın
  
YORUM EKLE