Bunu gören köyün yaşlısı sormuş:
--More niçın vurdin adami.?
--Vurdim oni, sögmüş idı 40 yıl evvel anama..!
--Madem vurdin niçın ağlarsin bre.?
--Ben yaşarım 40 yıldır intikam içın, te şindı nasıl yaşarım ba..!
Öfke ve inat aklın alevini söndüren büyük bir rüzgardır demişler.
Arnavutun bundan sonra başına neler geldi bilmiyoruz.
Adamı öldürdükten sonra karşılaşacağı bir sürü sıkıntıyı hesaba bile katmayacak kadar bal tadında bir öfkenin esiri olduğu belli.
Bazan; hayatımız, ekmeğimiz ve insanlığımız için hiç bir şey ifade etmeyen "armudun sapı üzümün çöpü" şeyleri büyütmekten dolayı, insanlarla aramızı açarız. Benlik ve hırsımız aklın önüne geçer.
"Dini gibi kini" olanlar vardır. Düşman oldukları ve hasım gördüklerinin ne bir ahlâksızlığından, ne de bir hakkın kaybındandır. Her şey inattandır. Oysa uysallıkla yumuşatarak meseleleri biraz da zamana bırakarak hayat kolaylaştırabilir.
Babayiğit biri sakal traşına oturmuş. Berber sabunla fırçayı eline alır almaz:
-- Adamım biz Gazdağlıyız, sabun mabun istemez demiş.
Tıraşını olup kesik cizik suratla çıkmış.
Sıradaki genç oturmuş koltuğa. Berber firçaya sabuna davranınca:
--Biz de Gazdağlıyız, fırça sabun istemez demiş delikanlı.
Biraz sonra yüzünde sıcak sıcak bir şeyler hisssedince elini yüzüne sürmüş, ne görsün leke leke kan.
--Abey, sen enki sabundan birez sür, ben gazdağın eteklerindenim demiş.
Hulâsa:
İnadında ısrar edenler, yüzünün derisini yüzdürmeğe kendi kendilerini mahkûm ederler.
22 Kasım 2018
İhsan Temel
22 Kasım 2018
İhsan Temel
çok anlamlı bir yazı olmuş