Merkez Sağda Heyecan Var

 Demokrat Parti Olağan Kongresi İzlenimleri



Dün Demokrat Partinin Olağan Büyük Kongresi vardı. DP’liler hiç de alışık olmadıkları bir mekanda, merkeze oldukça uzak bir yerde, Yenimahalle Belediyesinin Nazım Hikmet Kültür Salonunda umut arıyorlardı. Parasızlıktan, belki de Afyonlu Yenimahalle Belediye Başkanı Sayın Fethi Yaşar’ın yardımseverliğinden olsa gerek bu mekan seçilmişti. Buna rağmen Demokrat Partiye gönül veren binlerce kişi kongre salonuna akın etti. 1600 kişilik olduğu söylenen salonda oturacak yer yoktu, fuayesi kültür merkezinin bahçesi hıncahınç doluydu. Otoparklarda yer kalmadığı gibi sokak aralarında bile yer yoktu, nerdeyse bir km. uzaktaki araba pazarına kadar doluydu. Araba pazarından dönenler benim emektara bile müşteri oldular. Kültür merkezinin başka bir salonundaki nişan törenine gelenler bile şaşkınlıklarını gizleyemiyor, böyle bir parti mi var demekten geri kalmıyorlardı. Son yedi, sekiz yıldır belki de en kalabalık, en heyecanlı kongreydi diyebiliriz.



Bu kalabalıklardan, coşkudan kendine pay çıkarmak isteyenler olabilir, ama işin aslı öyle değil. 16 Nisanda hayati bir halk oylamasına gidilirken, hele hele Devlet Bahçelinin teslimiyeti gözler önündeyken, merkez sağda güçlü bir yapılanmanın olması gerektiği gerçeği herkesin kafasına dank etmiş de ondan. Zira kalabalıkların arasında, bizden bir şey olmaz diyerek, Sarıgül’e umut bağlayan, AKP’ye, CHP’ye, MHP’ye kaçıp giden bir sürü eski dostu, küskünleri gördüm. Dahası Adalet Partisi, Doğru Yol Partisi gibi ana gövdeden kopan birçokları da vardı. Hatta hiç Demokrat Partili olmamış, MHP ve AKP küskünleri de az değildi. 




Kim ne derse desin, merkez sağın olmadığı bir siyaset kurumu eksik bacaklıdır. Bugünlerde özellikle iktidar partisi sözcüleri iki partili sistemden söz ediyorlar. 1946’dan bu yana da hep zaten siyaset iki ana eksende yapılmıştır. Birinci eksen Devletin ve kurucu iradenin partisi CHP, ikinci eksen ise milletin partisi Demokrat Parti ve ardılları, AP, DYP ve yeni DP. Bugün siz bakmayın yüzde sıfır virgüllerde kaldığına, taban olduğu yerde duruyor sadece ateşlenecek bir fitili bekliyor, işte bu boşluktan da AKP istifade ediyor. 



Gelelim kongre izlenimlerimize ve perde arkasına…
Kongreye haftalar kala GİK üyesi Prof. Çınar Özen adaylığını ilan etmişti. Çınar bey aslında iyi yetişmiş, düşünen, kafa yoran, fikir üreten ve heyecanlı bir arkadaş ama iki büyük hata yaptı. Birincisi, kazanırsam üniversiteyi bırakmam dedi. Peki nasıl olacak bu iş? Bu iktidarın atadığı, dekanından, rektöründen, YÖK’den emir alan bir kişi nasıl bağımsız hareket edebilecek, davayı nasıl savunup iktidara taşıyabilecek? İkincisi ve belki de daha önemlisi, “Kılavuzu karga olanın…” atasözünü hatırlatan kişi veya kişiler tarafından lanse ediliyor olmasıydı. Bunu arkasındaki sevdiğimiz bazı il başkanlarına da anlatmayı denedik ama başaramadık.  

  
Buna mukabil, Genel Başkan Gültekin Uysal önceki yıllara göre daha olgunlaşmış, hatalarını görmüş, siyasette ebedi dostluğa da ebedi düşmanlığa da yer yer olmadığını idrak etmiş. Bunun semeresini de gördü. Sırtındaki kamburların bir kısmından kurtulmuş ama hala daha bazıları duruyor, sanıyorum GİK listesindeki çizikleri de dikkate alırak bunları da başkanlık divanından uzaklaştırır. Yanındaki kendini bilmez kimilerinin dolduruşuyla ciğersiz ifadesini kullandığı parti büyüklerinin, aksakalların tavsiyelerini de dikkate almış. 



GİK listesinde, İsmet abinin vefatından sonra en yaşlı aksakalımız, Allah uzun ömürler versin, Ali Naili Erdem büyüğümüzün izlerini görmek mümkün. Onun el verip başkanlığı devrettiği eski milletvekilimiz, Demokratlar Kulübü Başkanı Enver Turgut GİK’de. Şimdi ben merak ediyorum, 14 Mayıs 2016 günü Demokratlar Kulübü toplantısını basarak bendenizi darp etmeye tevessül eden sözde genel başkan yardımcısıyla Enver abimiz aynı GİK’te nasıl bir arada olacaklar? Bu eşkıya bozuntusu acaba hiç utanmayacak mı? Demokrat Partinin aklıselim delegesi tercihini koymuş, çizikleriyle bu zata gereken dersi vermiş zaten. Umarım Sayın Genel Başkan da bunun farkındadır.



Kendimce olumlu bulduğum yeni diğer bazı isimler; diğer bir Aksakalımız Necmettin Cevheri büyüğümüzün oğlu Adana eski milletvekilimiz Cevher Cevheri, Koca Reis Sadettin Bilgiç’ten sonra yeni kuşaktaki en başarılı bulduğum teşkilat başkanı, Çankırı eski milletvekili Ahmet Uyanık. Ona da delege biraz tepki koymuş ama bunlar maksatlı, az önce belirttiğim genel başkanın sırtında hala duran kamburların maniplasyonu. Hasan Aysal 27 Mayıs çilesini çekmiş kader arkadaşım; Faruk Köylüoğlu merhum Ankara milletvekilimiz İ.Hakkı Köylüoğlu’nun emaneti, ATO’da Osman Gökçek’e dersini veren ekipten; Kazım Özçoban 70’li yılların sonunda benim Bergama Gençlik kolları başkanım; Ali Akar çalışkan il başkanlarımızdan; Ergün Koç hem bürokrat hem de belediye başkanı olarak bu partinin değerlerinden. Daha başka yeni isimler de var belki ismen çıkaramadığım çok değerli arkadaşlarımız da olabilir. Afgan Kralı’nın torunu Ahmet Kasım Han, Nevzat Şahan, Nuri Efe, Prof. Dursun Akdemir,  Ayla Özbek yerlerini koruyan müspet isimler, tanıyamadığım başkaları da vardır mutlaka, değinemediğim kişiler varsa peşinen af dilerim, yanlış anlamasınlar lütfen. 



Sonuç olarak birkaç arıza dışında GİK listesini mevcut şartlarda olumlu bulduğumu söyleyebilirim. Sayın Genel Başkanın kendisine güvenen ve destek olan delegasyonun ve fikirlerini aldığı parti büyüklerinin tercihleri doğrultusunda bu arızaları da başkanlık divanı seçimlerinde gidereceği kanaatini taşıyorum. 



Asıl büyük hedef 16 Nisandaki halk oylamasıdır. Zaten parti büyükleri ve kıdemli il başkanları bunun altını çizerek dere geçerken at değiştirilmez mesajını vermişlerdir. Esas büyük hamle ve heyecan 16 Nisandaki başarıdan sonra gelecektir. Dün bunun işaret fişeği atılmıştır, salonu dolduran binlerce gönüllü bu mesajı vermiştir.

Kalın sağlıcakla…   

Naci Akın
YORUM EKLE