Metal Yorgunluğu

 Eskiden metal denilince, aklımıza metal para-kağıt para, metal eşya- plastik eşya gibi farklılıklar gelirdi. Çoğu kimse metal bile demez, madeni para, madeni eşya derdi. Oysa maden dediğimiz bildiğimiz topraktır, madenciler ona cevher derler. Cevher topraktan temizlenir, içindeki maden ayrıştırılır, arıtılır, hammadde haline gelir. Hammadde işlenir, bir sürü prosesten geçirilir ve metal haline getirilir. Biz de bilmezdik tabi bu kadar ayrıntıyı. Ne zaman ki Sivas Demir Çelik İşletmelerine genel müdür olarak atandım hepsini öğrendim. Elbette bir metalürji mühendisi kadar metali bilmeme imkan yok, ama belki de ülkemizin en iyi metalürji mühendislerinin çalıştığı işletmede onlarla aynı dili konuşabilecek, söylenenleri anlayabilecek kadar işin aşamalarını öğrendim diyebilirim. 



Dün bu mühendis arkadaşlarımdan biri ziyaretime geldi, hasret giderdik, memleket meselelerini konuştuk. Konu ister istemez metal yorgunluğuna geldi. Kendisinden tam da mesleğini ilgilendirdiğinden metal yorgunluğunun ne anlama geldiğini sordum. Herkesin anlayabileceği bir dilde anlattı.



Ben de size aktarıyorum:
Metallerin de tıpkı canlılar gibi bir dayanma gücü, direnci, istiap haddi vardır. Örneğin bir arabanın kadranında maksimum hız 220 km/s yazıyorsa ve yol da müsaitse bu hıza ulaşabilirsiniz. En azından teorik olarak bu böyledir. Ancak ulaştığınız bu hızı uzun süre koruyamazsınız. Zira sürtünme, ısı had safhaya çıkacak, motor yağı ve suyunun koruyucu özelliği uzun süreli olamayacaktır. Bu da motor aksamının yorulmasına, aşınmasına neden olabilir. Bu yüzdendir ki, araçların ve makinelerin aksamında, tren raylarında, çok katlı binalarda direnci artırılmış, alaşımlı çelik ve sair metaller kullanılır. Ancak her ne kadar direnci ve kapasiteleri artırılırsa artırılsın, istiap haddi üstünde yük bindirilirse, motor zorlanırsa, bakımları zamanında yapılmazsa, gerektiği şekilde yağlanmazsa, dinlendirilmezse zaman içerisinde metal de gevşer, kendini salar, işlevini yerine getiremez hale gelir, tedbir alınmazsa da sonunda tamamen stop eder. Kunduracılar da bunu iyi bilirler bir ayakkabıyı üç günden fazla üst üste giymeyin derler. Yoksa deri deforme olur, kendini salar ayakkabınızın ilk günkü şıklığından eser kalmaz. İki gün dinlendirip, kalıba sokarsanız uzun yıllar şıklığını muhafaza eder. Buna metal yorgunluğu diyoruz, bir de tabi korozyon ve çürüme var, yani metallerin de bir ömrü var ve bu ömrü uzatmak için bir takım tedbirleri almak gerekir.



Metaller gibi canlı organizmaların ve insanların da benzeri durumları söz konusudur. Mühendis arkadaşım bu konunun mühendislerin değil hekimlerin işi olduğunu söyledi. Ben de bir hekim arkadaşıma danıştım. Onun da söylediği metallerden çok farklı değil. İnsan vücudunun ve beyninin kaldırabileceğinin üstünde yük yüklerseniz, tıpkı makinalar gibi bakımını yaptırmazsanız, dinlendirmezseniz orada da arızalar ortaya çıkar. Bu arızalar bedensel arızalar olabildiği gibi mental de olabiliyormuş. En çok görülen semptomları ise, , halsizlik, yorgunluk, bitkinlik, hoşgörüsüzlük, duyarsızlık, agresiflik, hor görme, bencillik, öfke kontrolü yapamama ve benzerleri imiş. Mental hastalıklar sürmenajdan başlar, şizofreniye kadar uzanırmış. Aşırı stres, yorgunluk ve diğer mental rahatsızlıklar, bedensel hastalıkların da tetikleyicisiymişler. Psikosomatik rahatsızlıklar denilen bu hastalıklar, sindirim sistemi hastalıklarından tutun, kalp damar rahatsızlıkları ve Allah korusun kansere kadar uzanırmış. 



Bizim mesleğimiz de bunun tedbirlerini almış durumdadır. Çalışanlara senelik izin hakkı verilmesi, fazla mesailere sınır konulması hep bu nedenledir. İş verimini artırmak için çalışanların beden ve akıl sağlıklarına özen göstermeleri ve tatil yaparak yenilenmeleri öngörülmüştür. İdarenin de belli kuralları vardır. Örneğin Vali ve kaymakamlar, istisnalar dışında, bir yerde dört yıldan fazla kalmazlar. Zira artık yönettikleri yerlerin sorunlarını görmekte zorlanır hale gelirler. Biz buna işletme körlüğü diyoruz. Özel sektör de aynıdır kurumsal şirketlerde yöneticiler performanslarına göre değerlendirilerek terfi ettirilirler ya da yer değiştirilirler, aynı görevde 5 yıldan fazla tutulmazlar. Son durak CEO’luktur onun süresi biraz uzun tutulabilir, ondan sonrası ise ya emeklilik ya da danışmanlık olur.



Cenabı Allah fanilere emanet olarak verdiği bedenlerine iyi bakmalarını, kendilerine eziyet etmemeleri gerektiğini buyuruyor. Kişiler sadece kendi bedenlerine zarar veriyor olsalar bu onları ilgilendirir diyebilirsiniz, ama eğer yöneticiyseniz bu maiyetinizdekilere hatta tüm topluma da zarar verebilir. 



Bugünlerde metal yorgunluğu deyimi siyasi literatürümüze de girdi. Ancak yapılmak istenen makinenin, tali parçalarını, vidalarını, somunlarını değiştirmekten ibaret görünüyor. Makinenin beyni, ana kumandası arızalıysa diğer aksamı değiştirmek bir işe yaramaz. Makineyi toptan değiştirmek gerekebilir. 



Allah memleketimiz milletimiz için hayırlısını ihsan etsin. Metal yorgunluklarına karşı zinde isimler de hazır kıta bekliyorlar. Sayın Meral Akşener, Sayın İlhan Kesici her daim toplumla iç içe tazelenmiş, yenilenmiş bekliyorlar. Tatil dönüşü ortalık iyice hareketlenecek gibi görünüyor. Bu vesile ile hepinizin 30 Ağustos Zafer Bayramını ve mübarek kurban bayramını kutluyorum.
Kalın sağlıcakla…
Naci Akın

- - - -

YORUM EKLE