Namussuzlara cesareti siz veriyorsunuz Sayın Soylu

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bir gazeteciyi, Saygı Öztürk gibi bu güne kadar mesleki anlamda, yaptığı haberler ve kişiliği ile adı gibi saygın bir insanı "namussuzluk" ithamıyla suçlayıp, Öztürk'ü ülkenin namuslu insanlarına şikayeti ülkenin gündemine girdi.


Soylu'nun bu çıkışı Saygı Öztürk gibi yazdıklarıyla ortada olan bir gazeteciyi TV programında gördük ki, kendisi adına değil ama ülke adına, bu ülkenin bir bakanının yaptıkları adına üzdü.
Saygı Öztürk bir gazeteci; Gazeteci ihbar eder, araştırır, ortaya koyar.
Öztürk'ün yaptığı Trabzon için de budur.


Trabzon'da yaşanılanları ve kimin hangi ilişkilerle nerelere atandığını, kimlerin onayıyla, liyakat ve tahsil aranmadan, hangi zaman aralıklarında kimlerin hangi koltuklara oturtulduğunu yazmış.
Yıllardır gazetecilik mesleğinin iyi örneklerinden biri olarak gösterilen Saygı Öztürk'ün bu yazısını yazarken yıllardır bildiğimiz karakteri nedeniyle eminim ki, kılı kırk yararak, en ince detayını araştırarak, böyle bir tepki geleceğini hesap ederek, yani açıkçası, bu eksik bir yazı olarak kalırsa sonunu düşünerek yazmıştır.
Şu ana kadar yazmadığına göre, özür dilemediğine göre demek ki yazısının hala arkasında.
Diyelim ki, Sayın Bakanın kızdığı kadar bu yazı doğru değil.
Diyelim ki, aslı yok, Trabzon'da yazıda belirtilen şeylerin.
Bir bakan olarak bunu sosyal medyadan değil, basın yayın ilkeleri ve yasalar çerçevesinde tekzip yapar, yasalar gereği bunu yayınlatırsınız, yazının gerçek olmadığına dair belgeleri ortaya koyarsınız ondan sonra da yerden göğe kadar haklı olur, ne derseniz dersiniz.


Ancak Sayın Soylu; iffet, namus ve namussuzluk olgularını bu yasal süreci atlayarak üçü bir arada sosyal medyadan duyurarak işin özüne değil, yüzeyine ve kendisinin ağzından çıkanı kutsayan kesime servis ederek Gazeteci Öztürk'ü adeta hedef göstermiştir.


Olmadı Sayın Bakan, sizin afetlerdeki devlet adamı duruşunuzu, terörle mücadele de  sahada dik duruşunuzu ve söylevlerinizi destekleyen, devletin gücünü hainlere karşı hissettiren biri olduğunuzu her daim dillendiren, yazan çizen bir gazeteci olarak, bir gazeteci büyüğüm olan Öztürk'e bu yersiz, haksızca tutumunuzu kınıyorum.
Saygı Öztürk gibi bir adam, Trabzon ile ilgili yazısında, kaynağından veya eksiğinden, kendi hatasından dolayı yanlış bir iş yapmış olsa, şimdiye kadar çoktan özür diler, gereğini yapardı.


"Özür dilemek de bir erdemdir" sözü vardır ya, gazeteciliğini bırakın, insan ve adam olarak biz iyi biliriz ki Saygı Öztürk'ün kendisinde o erdem ve ruh da vardır zaten.
Hani derler ya "karakter sahibidir" diye, işte tam da öyledir kendisi.


Öztürk'ün yazısında anlattığı şeyler yalan mı?  " Yalan" diyebiliyor musunuz? Çıkın belgeleriyle ortaya koyun, "böyle işler Trabzon'da hiç yaşanmamıştır" deyin. Gidin yalan ise Saygı Öztürk'ü mahkemeye verin.


Öztürk'ün yazdıklarına benzer haberleri kendi bölgemde ve ilçemde ben de yapmış bir gazeteciyim.
Hatta ortaya koyduğum belgeler ve kamunun haklarından dolayı suç teşkil eden, yargının ve idari soruşturmaların usulünle yapıldığı yerde, sizin önünüze kadar gelen dosyalarda sonuç çıkmayınca, gereği yapılmayınca, kul hakkı yenmeye, devlet zarara uğratılmaya devam edince, vicdanının sesini dinleyip, son çare olarak size gazetesindeki köşesinde açık mektup yazmış bir gazeteci olarak, beni bu çıkışınız ikna etmedi.

Çünkü hala kul hakkı, kamunun hakkı, sizden gelmeyen müdahale yüzünden yenilmeye devam ediyor da.


Siz Saygı Öztürk'ü bu ülkedeki namuslu insanlara şikayet ettiniz, onu destekleyenleri de namussuz ilan ettiniz ya..
Bence doğruya, hakka, kul hakkını gözetmeye özen göstermediniz,  bilakis bu çıkışınızla namussuzlara cesaret verdiniz.


Manisa'nın Demirci ilçesinde dağın başında yaşayan bir gazeteci olarak, bu dağların arasında haramı, helali, kul hakkını içinde hisseden, bunları unutmadan hayatı solumaya çabalayan, elinden geldiğince yazan çizen henüz gasteci olabilmiş, bir yörük çocuğu olarak bizim yörük atasözleriyle size diyorum ki, " Tırnağın varsa, başını kaşı".. " Devletin kolu uzun olur"..." Kaba ağacın gürlemesi, dal ile olur"..."Bu yel böyle eserse, bu makas böyle keserse,  ne sakal kalır ne bıyık.​​​​​​"...
20 Haziran 2020
Mustafa Temiz

YORUM EKLE
YORUMLAR
CELAL TANAY
CELAL TANAY - 4 yıl Önce

YAZINIZDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİM ÇOK DOĞRU TESPİTLERİNİZ VAR.BU KONUDA SAYGI BEYİN YANINDAYIZ .VE HER DURMDA NİCE SAYGILAR İÇİN YANLARINDAYIZ.ADALETSİZLİĞE HAKSIZLIĞA YALANA TALANA DOLANDIRICILIĞA TECAVÜZLERE SESSİZ KALAN BİR İKTİDAR DEĞİL.HAKKIN HUKUKUN YANINDA OLAN BİR ERK HER ZAMAN TEMENNİMİZDİR.SAYGILARIMLA

Kazım Aysan
Kazım Aysan - 4 yıl Önce

Dervişin fikri neyse,zikride o olur.