Neler oluyor, farkında mısınız?

Bu ülkenin vatandaşları olarak adını koyamadığımız, ama düşününce, gelişmeleri arka arkaya dizince önümüze gelen, tesadüf gibi gözüken ama sıralayınca, gerçek olduğunu anladığımız, ilginç bir süreç yaşıyoruz.

Doğrular, ahlak, demokrasi, adalet başlıkları altında bugüne kadar güç altında ezilen, tahammül sınırlarını zorlayan bu belli olgularda bile, birden iyileşmeye doğru gidilen, gıdım gıdım da olsa, bir gayret ve niyet var.

İnsani hisler arasında sevmediğiniz insana bunu söylemeden de anlaşılır davranmak yeterdi. Bu bile bir nezaketle yapılırdı. 
Hatta işi kestirip atmak gibi olsa da nezaket sınırları içinde “ seni sevmiyorum” bile denilmesi en nazik bir davranıştı.

Sevmemek dışında bu doğru davranmayan, ahlak sınırlarını zorlayan, demokrasi hükümlerinde kabul edilirliliği olmayan şeyleri uygulayan, adaleti unutup adaletsiz ve kamu vicdanını kanatan icraatları yapma fiillerini işleyenler için, sevmiyorum ifadesi kifayetsiz kalıp “ nefret ediyorum” a dönüştü.

Bu dil,  ayrıştıran, ötekileştiren, kutuplaştıran yapı içindekiler için daha çok telafuz edilir hale geldi.

Bir seçim geçirdik, bir anda kafalar dank etti, nasırlaşmış vicdanlar biraz gevşedi mi ne?

Önümüzdeki süreçte, aklımızın ucundan bile geçmeyen şeylere hazır mıyız?

Vicdanlar uyandı, akl-ı selim ayağa kalktı, gönül mahkemesinin yargıcı tokmağını vurmaya başladı bile…

Pazartesi’den itibaren, biraz sular bulanacak ama inanın sonra durulacak.

Şimdi dikkatimizi dağıtmadan, sevgi dilinden ayrılmadan, gülümseyerek, empati yaparak bu sürecide birlikte geçiriyoruz.. 
Kısaca mesele şu ki;
Bekliyoruz…

27 Nisan 2019

Mustafa Temiz


 

YORUM EKLE