Bugüne kadar sizlere köşe yazılarımda hep olayları, memlekete ve insanlığa karşı  hayallerimi, beklentilerimi yazdım okudunuz. Fakat bu kez gördüğüm rüyamı yazacağım, siz hayra yorumlayın gayrı..
Bir memleketteyim, oranın bir şehriemini var tellallar çıkarmış, muhtarlara haberler yollamış.
"Mübarek Ramazan ayı geliyor, garip gurabanın tenceresinde et pişsin, içine can girsin, yolleven bakam birer kuzu da bu hayrı beraber yapperam" demiş.
Muhtarlar ne etsin garipler, şehriemin bu, sabah bir işimiz düşe belki, tersleşmeyelim, gözümün içine baktırmayayım diye  kuzuları göndermişler.

O ara rüyamda böyle kalabalık bir yerdeyim. 
Önünde havuzlar var, köpekler var, köpekler havlaşıp duruyor.
Muhtarların yolladığı kuzular meleşip duru. Bir tane tombalak bir oğlan var, aşadan sayyo, yukarıdan sayyo, karşı tarafındaki katip kılıklı birine yirmiiiiiiiiii yediiiiiiiiiiii diye bağırıp duru.
Celepler, kasaplar orda birbirleriyle bakışıp duru, arada fiskos edip kuzulara bakıyorlar.

Kuzuların kokusunu bile duyuyorum inanın o an.
Derken muhtarların şehrieminin rica ettiği, garip guraba yesin, tenceresinde et pişsin, çoluğuna çocuğuna can gelsin, Allah bizimde hayırlarımızı kabul etsin diye gönderdikleri kuzular meğersem satılıyor.
Kalabalık içinden bir vıdırtı kopuyor emme, bildiğiniz gibi değil.
O ara "olur mu len" deyip duru biri arka tarafta.
Biri de diyor ki " len bu guzula bu paraya satılır mı hiç, künah valla, töbosun künah" deyip duru.

Kulak kabartıyom ben de, rüyamda öyle gezinip duruyom kalabalığın içinde, biri daha bir şirretli konuşuyor. " Len sadeç bu kuzu anasının karnından çıktığı an 500 kayme ede, 2 ay sonra bin lereye alamazsın bunu mal bazarında"

Sonra biri daha ordan sesleniyor, "kaça satılmış kaça?" diye soruyor. Kafasında bir yem fabrikasının markası olan kasketli de ona cevap veriyor. " künahını çeken dörtyüz yetmiş beş lereye gitti ya " diyor.
Karşısındaki" kim aldı len bu paraya bu guzuları " diye soruyor.
Elinle kalabalıkta gösterip, " aha şu muhtar aldı vay, vay, vay yazık şartolsun" diyo.
O ara bir patırtı gürültü koptu uyanmışım.
Meğer tangırdayan sahur davulcusuymuş, kendime geldim yemek yediydim, o kadar terlemenin üstüne su içtim yeniden yattım.
Şöyle bir derin nefes aldım, rüyayı aklıma getirdim, kuzular gözümün önüne geldi, rüyanın etkisiyle kuzuları sayıyordum uyumuş kalmışım.
Sabah kalkınca da bu yazıyı yazdım.

Rüya da kuzu görmek, kuzuyu muhtarlardan hayır için toplayıp ihale edip satmak neye delalet acaba?
Bilenler arasın, rüya tabirlerini karıştırmaya başlayacağım aramazsanız.
Kalın sağlıcakla, hayırlı Ramazanlar..
Evdekalın!

Dendi ha, Allasen, bak Demirci'de hastane kapalı. Bu korona artıp duru, memlekette ona göre..

Oturun oturduğunuz yerde gan, kıpırdeyip durman canım.
Bu kuzu işine de kafa yormayı unutman bakam, dendi ha emi...! Çünkü öyle bir memlekette yaşıyoruz ki, rüyalar gerçek hayatta da gerçekten oluveriyor.

Çünkü bizim memlekette bu kadar kuzunun yanında, koyunlar da çok tabi.
2 Mayıs 2020
Mustafa Temiz