Saraya Virüs İşler Mi?

Bu soruda iki şık var. Birincisi;
-Koronavirüs, Saray’ın kapısından içeri kafasını uzattığı an, kendisinden çok daha riskli virüsleri görür ve kaçabildiği kadar uzağa kaçar!
-İkincisi ise;
Allah, Türk Milletine acır ve kurtarmak isterse, Koronavirüs’ün Saray’a yerleşmesine izin verir, hem de hiç çıkmamacasına!
Değerli Okurlar;
Sıkça sorulan bir diğer soru da şudur; Türkiye’nin etrafında petrol var, bizde neden yok?
İzninizle ben de şunu soruyorum;
Türkiye’nin etrafının tamamında Koronavirüs salgını var, bizde neden yok? (Olmasın tabii ki, fakat akıl- mantık ve sağlık çalışanları aksini söylüyor)
Eğer bu virüs bulaşıcısıysa, hele insanlar yoluyla kolayca bulaşıyorsa, nasıl oluyor da 5 milyon Suriyelinin, yüz binlerce Afganlının, İranlının elini kolunu sallaya sallaya girdiği, sınırlarımızdan içeri giremiyor?
AKP’nin 18 yıllık tek başına iktidarında şu an ekonomik durumumuz istatistiklere göre şudur;
Türk Halkının %20’si açlık sınırının altındadır.
Türk Halkının %60’ı ise yoksulluk sınırının altındadır.
Bu durumda toplumun yaklaşık %80’inin gerekli hijyen, düzgün beslenme ve gerekli sağlık önlemlerini alabildiğini kim söyleyebilir ki? Hele insanlar açlıktan ve işsizlikten intihar ederken?
Peki, 18 yıllık AKP yönetiminde hangi büyük problem, akıl-bilim ve uzmanlara danışılarak başarıyla sonuçlandırıldı? Bir tane gösteremezsiniz.
Her büyük sıkıntıda ilkellik-beceriksizlik- cahillik sebebiyle ülke sürekli zarara uğratıldı.
Bilimden uzak, İhvan kafalı bu yönetimin, virüs salgınına karşı yeterli ve gerekli önlemler alması mümkün mü? Mümkün değil!
Gerçek şudur;
Türkiye, henüz virüs tespit çalışması yapmadığı için AKP, bizde virüs yok diyebiliyor!
Çünkü yeterli virüs tanı kiti elimizde yok, aile hekimleri isyan ediyor!
Sahadan, özellikle hastanelerden gelen bilgiler felaketin hızla büyüdüğünü gösteriyor.
Kayıplar artmakta ama ölümler kanser-kalp krizi gibi hastalıklara bağlanmakta, virüsün sebep olduğu hasar saklanmaktadır.
Bir kez daha AKP yönetimini uyarmak istiyorum.
Suriye ve Libya’daki gibi, Türk Milletinden sakladığınız şehit sayısına benzemez bu iş. Saklayamazsınız. Saklamaya çalışırsanız, ölen her vatandaşın sorumlusu siz olursunuz.
Ne siz ne de sağlıkçılar bunun hesabını veremezsiniz. Altında kalırsınız.
Gerçekleri Türk Milletine açıklayın. Çağdaş ülkeleri görmüyor musunuz?
Her gün, siyasetçiler, bilim insanları, yerel yönetimler, virüsle nasıl etkin mücadele edileceğini, hasta sayılarını, alınacak tedbirleri halklarına açıklıyorlar, birlikte mücadele ediyorlar.
Lütfen, siz de açıklayın ki, iş işten geçmeden çözüme ortak olalım ve bu belayı başımızdan defedelim.
Davutoğlu ve Babacan; Sizlerle nasılsa tv’lerde çok karşılaşacağız. Şimdilik sorum şu;
Sizler Türk Milletime hizmet etmek istiyor musunuz?
Yanıtınız “Evet” ise aşağıda size önereceğimiz işi yapın, sizin ikinizin heykelinizi Çoban Ateşi Hareketi olarak biz dikelim!
Elinizdeki 18 yıllık hırsızlık-yolsuzluk-rüşvet olaylarının belgelerini, Türk Milleti önünde lütfen Cumhuriyet Savcılarına teslim edin. Artık Türk Milleti soyulmasın, hırsızlık olmasın.
Hadi yiğitler, istikamet Cumhuriyet Savcılığı!
Vermezseniz, suç ortağı olduğunuzu her vatandaşımıza anlatırız, sokağa çıkamazsınız.
Verirseniz ikinizin heykelinizi dikeriz.
Hem de nereye dikeriz biliyor musunuz?
Tarsus’ta “Eshab-ı Kehf” yani “Yedi Uyuyanlar” mağarasının önüne!
Yedi Uyuyanlar ve “Geç Uyananlar” yan yana…
Sağlık ve başarı dileklerimle 
12 Mart 2020
Rifat Serdaroğlu

YORUM EKLE