Siyaset Kazanı

Gündemdeki İsrail-Filistin savaşı ve Suriye’deki terör odaklarının bombalanması gibi birçok olayın yanında iç siyasi gelişmeler de yaşanmaya devam etmektedir.

Her CHP’linin ve CHP’deki gelişmelere ilgi duyan her vatandaşımızın dikkatle takip ettiği İstanbul İl Kongresi değişimcilerin zaferiyle sonuçlandı.

CHP’nin 36 il delegesine eşdeğer delege sayısı olan İstanbul’un partinin lideri başta tüm yönetim kademelerinin belirlenmesindeki etkisi elbette çok büyüktür.

Netice olarak genel merkezin tüm kozlarını sahaya sürmesine rağmen değişimci birinin bu büyük kente başkan olması değişimcilerin kurultayı kazanmaya dair inancını kuvvetlendirdi.

Bundan böyle değişimcilerin avantajlarını daha da arttırması sürpriz sayılmamalıdır.

Tavşan mı, yoksa Brütüs mü derken ilk başlarda şans verilmeyen Özgür Özel bir de bakmışsınız CHP’ye genel başkan olmuş!

Kongre sürecinin sonuna çok kalmadı...

CHP deki gelişmeler Kasım’ın ilk haftasında yapılacak Kurultayda sonuca bağlanacak.

Dikkatle takip edilen sürecin sonunda ortaya çıkacak sonuç, öncelikle yapılacak olan yerel seçimde büyük oranda belirleyici unsurların başındaki yerini alacaktır.

Millet İttifakı paydaşları ve özellikle İYİ Parti nezdinde güveni kaybetmiş olan Kılıçdaroğlu’nun görevi devretmesi halinde değişen şartlarda yeniden ittifak zemini ortaya çıkabilecektir.

Gelişmelerin yeni bir Millet İttifakı kurulmasını sağlayıp sağlayamayacağını görmek için en azından 6 Kasım 2023 sabahını bekleme zorunluluğu vardır.

AKP KONGRESİ

Ekim ayının ilk haftasında AK Parti de yerel seçimler öncesi Büyük Kongresini yaparak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ittifakla yeniden genel başkan seçti.

Kongre sürecinde AK Partililer MKYK’ya girmek için çaba gösteriler.

Teknik heyet tarafından hazırlanan MKYK taslağı Erdoğan’ın son şeklini vermesiyle delegelerin onayına sunularak kabul oylarıyla kesinleşti.

Delegelerin müdahil olamadığı yeni MKYK, tartışmaları da beraberinde getirdi.

Kimileri alınacak kararlarda belirleyici olabilme umutlarını yükseltti, kimileri de hayal kırıklıkları yaşadı.

Bu işler böyledir...

Gerçek bir parti içi demokrasinin olmadığı ülkemizde ne yazık ki insanlarımız hayali beklentilere sokularak oyalanmaktadır.

O çok önem atfedilen kurul üyeliklerinin üst karar mekanizmaları üzerinde sanıldığı gibi bir etkisi yoktur.

Patron ne derse o olur!

En alttaki ilçe başkanından MYK, MKYK, GİK gibi tüm üst kurullardaki isimlerin tamamı tek seçici başkanın ağzından çıkar, dudaklarından dökülür.

Belirleyici olduğunu zannettikleriniz ise maddi-manevi tatmin karşılığında liderin paratoneri, yani kötü polisi olurlar.

Başka bir deyişle söz konusu zatı muhteremlerin milletvekili adayını veya belediye başkan adayını belirlemede yetkisi yok, etkisi ise yok denecek kadar azdır.

AK Partide yaşanan başkaca da çok önemli tartışma ve gelişmeler de söz konusudur.

Normal şartlarda 2028 sonunda görevi tamamlayacak olan Erdoğan’a veliaht arama girişimleri şimdiden başladı.

Başlamakla kalmadı, arayış kıran kırana bir mücadeleye dönüştü.

Damatlar, oğullar ve Hakan Fidan taraftarları şimdiden saflarını sıklaştırmaktalar.

Öyle anlaşılıyor ki Erdoğan’ın mirası AKP’de bir fetret devri yaratma potansiyeline sahiptir.

Not: Erdoğan’a veliahttın kim olacağı değerlendirmelerim mevcut anayasa şartlarında geçerlidir.

Yapılacak anayasa değişikliğiyle Erdoğan’a yeniden Cumhurbaşkanı seçilme hakkı tanınması halinde geçerli değildir.

İYİ PARTİDE YAŞANANLAR

Son günlerde dikkat çekici bazı gelişmeler de İYİ Partide yaşanmakta.

İYİ Partide yerel seçimlere bazı istisnalar dışında ittifaksız girme kararı alınmasından bu yana gerek parti içi, gerekse parti dışı tartışmalar bir türlü bitmiyor.

Parti dışında, ilk olarak Bahçeli’den gelen Cumhur İttifakında komşu olma teklifini Erdoğan’ın benzer davetleri takip etti.

Gerek Bahçeli’nin gerekse Erdoğan’ın ittifaka dâhil olma davetlerinin Akşener tarafından şimdilerde kabul görmesi beklenmemektedir.

Akşener partisine rakip olarak AKP’yi seçmişken aynı ittifak içinde olmaları elbette beklenemez.

CHP’liler ve özellikle değişimciler Akşener’le ittifak içinde olabilme ümidini beslemeye devam etmekte, Özel’in genel başkan olması halinde beyaz bir sayfanın açılabileceğini CHP delegelerine ifade etmekteler.

İttifaksız olarak girilecek yerel seçimde CHP’nin büyük kayıplara uğrayacağından endişeli delegeler bu surette değişim saflarına çekilerek bir taşla iki kuş vurma söz konusudur.

Yüzde onluk bir potansiyele sahip olan İYİ Partiden yoksun kalmak normal şartlarda 15-20 Bin farkla kazanılmış olan İstanbul için CHP açısından büyük tehlike oluşturduğu su götürmez bir gerçektir.

Neredeyse sahip olduğu imkân ve ekonomik büyüklük Türkiye’nin yarısı olan İstanbul’u kaybetme ihtimali CHP’lilerin uykularını kaçıracak niteliktedir.

Muhtemel kayıp listesine İzmir dışında sahip oldukları diğer tüm Büyükşehirleri dâhil etmek hiç de yanlış olmaz.

Böyle bir tablo ortada dururken CHP’nin Akşener’i ikna etmek için her türlü fedakârlığı yapması normaldir.

Yakın siyaset tarihimizdeki 1980 öncesi Ecevit’in ve Demirel’in kurduğu koalisyonlar hatırlanmalıdır.

Ecevit’in iktidar çoğunluğunu elde edebilmek için bakanlık karşılığında hükümete aldığı milletvekilleri ve 3-5 milletvekili olan partilere Demirel’in verdiği bakanlıkların sayısı unutulacak türden değildir.

2019 yerel seçimlerinde olduğu gibi sonucun kestirilemeyeceği büyükşehirlerin İYİ Partiye bırakılmasıyla ittifak zeminin tesis edilebileceği CHP tarafından beklenmemelidir.

CHP, İYİ Parti ile ittifakı yeniden tesis etmek için İzmir gibi banko kazanabileceği bir ili Akşener’e teklif ederse belki yeniden ittifak yolu açılabilir!

İYİ partide Ankara İl Başkanının istifasıyla ortaya çıkan gelişmeler son derece manidardır.

Bir partinin Başkent gibi bir ilde başka partili bir aday desteklenmiyor, karşısına aday çıkarılıyor diye partisinden istifa etmesi emsali görülmemiş, ahlak dışı bir tavırdır.

İl Başkanın siyasi ahlaktan yoksun tavrı kadar böylesine önemli makama, muhtemelen Mansur Yavaş kontrolünde bir ismin gelebilmiş olması İYİ Partide teşkilatlanma açısından önemli sorunların olduğunu işaret etmektedir.

Bu kadar kolayca, alınan kararlara alenen karşı gelebilecek güvensiz isimlerin partiye sızmalarını engelleyecek mekanizmaların olmaması çok büyük bir eksikliktir.

Yazımı daha fazla uzatmadan şimdilik bu kadarla yetinelim.

MHP başta diğer mecliste temsil edilen partilerle ilgili notlarımı da gelecek günlere bırakalım.

15 Ekim 2023

Ahmet Orhan

YORUM EKLE