Geçmediğimiz kanala da para ödeyecek miyiz?

8 yıl aradan sonra yeniden gündeme gelen ve Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılacağı söylenen “Kanal İstanbul” projesiyle ilgili CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu ; Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.

Manisa Son Haber
Geçmediğimiz kanala da para ödeyecek miyiz?

Kanal İstanbul Projesi’nin Yap-İşlet-Devret modeliyle yaşama geçirilecek olması nedeniyle ekonomik beklenti de yaratıldığına işaret eden Bakırlıoğlu “Çevresel Etki Değerlendirme Raporu’nda (ÇED) projenin ekonomik değerlendirmelerinden hiç bahsedilmemiştir.

Ayrıca raporda İstanbul Boğazı’ndan elde edilen gemi geçiş geliri ile Kanal İstanbul’dan elde edilecek gemi geçiş gelirine ilişkin bir karşılaştırma yapılamamış olması; projenin ne kadar ekonomik olduğu sorusunu da akla getirmiştir.” dedi.

Bu model ile hayata geçirilen projelerde firmalara geçiş garantisi de verildiği vurgulayan Bakırlıoğlu “Geçmediğimiz yollardan sonra kullanmayacağımız kanala da para mı ödeyeceğiz?” diye sordu.

 

Hukuki Sorunlar da Ortaya Çıkabilir

Türk boğazlarının, Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan tek su yolu olarak sahip olduğu stratejik öneme ve dünya deniz ticaretinin en yoğun sularından olduğuna da değinen Bakırlıoğlu “Özel bir şirkete hazırlatılan ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunulan ÇED Raporu’nda, hangi büyüklükteki gemilerin bu kanaldan geçeceği, savaş gemileri ve denizaltıların geçip geçemeyeceklerine ilişkin bir bilgiye rastlanmamıştır.

Boğazlar Rejimine ilişkin olarak, Montreux'de 20 Temmuz 1936'da İmzalanan Sözleşmenin birinci maddesinde ‘Taraflar, Boğazlarda denizden geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğü ilkesini kabul ederler ve doğrularlar’ denilmektedir.

Buna rağmen gemilerin kanaldan geçmeye zorlanacak olması uluslararası hukuk bakamından Türkiye’yi zora sokacak bir konu olduğu uzmanlarca dile getirilmektedir”  diyerek Kanal İstanbul projesinin hukuki olarak ortaya çıkaracağı sorunlara da dikkat çekti.

 

ÇED Raporu Ne Kadar Güvenilir?

Kanal İstanbul Projesi’ne gerekçe olarak gelecek yıllar içerisinde boğazdan geçecek gemi sayısının artacak olmasının ve ham petrol taşıyan tankerlerin gösterildiğini fakat ÇED Raporu’ndaki bu bilgilerin oldukça çelişkili olduğunu belirten Bakırlıoğlu “ 2007 yılında 56 bin olan İstanbul Boğazı’ndan geçen gemi sayısı 2018 yılında 41 bine kadar düşmüştür. Yapılan ve bundan sonra yapılacak olan petrol boru hatları ile gemilerle petrol taşımacılığı daha da azalacaktır.

Bunun yanında bilimsel verilere göre 50 yıl sonra dünya petrol rezervlerinin bitme noktasına geleceği düşünüldüğünde zaten petrol taşımacılığı da bitecektir. Buna rağmen ÇED Raporu’nda kanaldan geçecek gemi sayısının 2030 yılında 65 bin, 2070 yılında 115 bin olarak belirtilmesi bu projenin en önemli gerekçesinin havada kalmasına neden olmuş” diyerek raporun güvenilir olmadığının gündeme getirildiğini ifade etti.

Önerge de yanıtlama istemiyle yer alan başlıca sorular da şöyle:       

Projenin Maliyetinin 75 milyar TL olacağı ve yap-işlet-devret modeli ile yapılacağı belirtilmektedir. İhaleyi alacak firmaya geçiş garantisi verilecek midir?

Karadeniz’e kıyısı olsun ya da olmasın diğer ülkelerin Montreux Sözleşmesinden doğan hakları nasıl korunacaktır?

 Kanal İstanbul’dan askeri gemilerin geçişine izin verilecek midir? İzin verilecekse Montreux Sözleşmesi hükümleri uygulanacak mıdır?”

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER