Tebrikler Bahçeli Bey!

Küçücük çocukların sokak itişmelerinde çokça kullandıkları bir sözdür;
“Benim babam senin babanı döver ama!”
Bizde de bazı liderlerin babası vardır. Bunlar iskele babası değil, mafya babası!
Örneğin Sedat Peker!
Kendisi, Erdoğan’ı taparcasına sever ama Erdoğan’ın Sedat Peker’i sevip sevmediğini bilmiyoruz!
Fakat şunu net olarak biliyoruz, çünkü televizyonlarda gördük.
Bir düğüne katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, salondan ayrılırken Peker’i gördü ve yolunu değiştirip Peker’in yanına gitti, elini sıktı ve sohbet etti…
Ne olmuş yanına kadar gidip sohbet etmekle, diyemezsiniz.
Çünkü T.C Cumhurbaşkanı kimsenin ayağına gitmez, gidemez! Makamı ne olursa olsun herkes onun ayağına gider! Üstelik sadece davet edilirse, gidebilir.
Mafya Babası (!) Peker, Erdoğan için mitingler düzenledi, onu destekleyen beyanlarda bulundu, yardım kampanyası bile açtı. 15 Temmuz’da boğaz köprüsünde, adamları hazır ve nazırdı?
Emniyet, bunun altında kalır mı? Peker’i korumak ve eskortluk yapsınlar diye içinde polislerimizin olduğu, resmi polis aracını onun emrine verdi.
Yıllarını devlete hizmete adamış diplomatlarımız, metro ile seyahat ederken, bir zamanlar “Devletin Gerçek Polislerinin” dansöz elbisesi giydirip, İstanbul’dan sürdükleri bir asker kaçağına resmi koruma verilmesi eylemi soylu ve asil İçişleri Bakanlığına çok yakışır! (Sakın böyle bir şey yok, demeyin. Fotoğrafları önünüze koyarlar)
Örneğin Alaattin Çakıcı;
Bahçeli, kendisini sever ve korur. Çakıcı’nın Erdoğan’a hakaret eden mektuplar yazmasına rağmen, Bahçeli onu hastanenin cezaevi koğuşunda ziyaret eder ve bunu saklamaz. Beraber poz verir!
Bahçeli, son çıkarılan af için gece-gündüz çok çalıştı. Hatta bu stresten dolayı yataklara düştü.
Erdoğan, direndi ve Bahçeli’den gelen baskılara aldırmadı ama sonunda daha fazla dayanamadı ve Çakıcı’yı da serbest bırakan kanunu imzaladı!
MHP, bu af kanununun mimarı ve sahibidir.
49 milletvekilinin 48 adedinin TBMM’ye gelip bu af kanununa oy vermesi, en iyi göstergedir.
Şunu açıkça söyleyebiliriz;
Çakıcıyı, Bahçeli serbest bıraktırdı!
Şehir içme suyuna zehir katan sapıkları da Bahçeli serbest bıraktırdı!
Çocuk tecavüzcülerini de Bahçeli serbest bıraktırdı!
Gazetecileri sırf haber yaptıkları için bıraktırmayan da Bahçeli’dir!
Bu kazık, Bahçeli’nin Türk Demokrasisine ve Türk Milletine attığı son kazıktır…
Değerli Okurlar;
Halkımızın yanlış bildiği bir “Şehir Efsanesini de” anlatmama lütfen izin verin;
Bugün “Mafya Babası” geçinenlerin sürekli dillendirdikleri hikaye şudur!
“Biz bu devlet için kurşun sıktık, terörü önledik, asalayı çökerttik vs!”
Hepsi palavradır. Gerçek şudur;
Bir kısım devlet görevlileri (Siyasetçiler ve Güvenlik Bürokratları) devleti dolandırmak, örtülü ödeneği soymak için, adı mafyaya çıkmış bazı zibidilerle ortaklık yaptılar. Sonuç; Sıfıra sıfır, elde var sıfır! Olan paralarımıza oldu!
Zaten bir devlet, kendi güvenlik güçleriyle terörü önleyemiyor ve mafyaya el açıyorsa, o devlet çoktan ölmüştür de, ağlayanı yoktur…
Sözü özü; Bahçeli’nin babası, Erdoğan’ın babasını dövmüş oldu.
Çünkü, sonunda Çakıcı’nın isteği oldu!
Tebrikler Bahçeli Bey! Giderayak unutulmazlar arasına girdiniz…
Sağlık ve başarı dileklerimle 16 Nisan 2020
Rifat Serdaroğlu

YORUM EKLE