Virüssüz Para

Demirci'de iki adam otobüs bekliyorlar. 
Büyükşehir belediyesinin kırsal mahallelere hizmet veren otobüsleriyle kağıt üstünde mahalle diye yazılan, onlara göre ise "bizim köy" dedikleri yere gidecekler.
İki yaşlı adam, bankın üstünde yan yana oturmuşlar. Bir tanesi parmaklarını ağzına götürüp, parmak uçlarını diliyle ıslatıyor ve elinde tuttuğu para demetini sayıyor.
Parayı sayan yanındakine " paralar gıcır gıcır göryon mu sadeç" diğeri " he valla az evvel bende çektirdim pankadan kapıdaki bekçiye, makineden çıkanla hep kaat para emme hepsi yeniydi"
Diğeri bu kez detaylı incelemeye başladı " bak, bak nomarala bilem sırayla gityo, 26, 27, 28, 29, 30 " diye paraları saydı. Cebinden bir naylon torba çıkardı, paraları düzgünce yerleştirdi, katladı ve sağ eliyle, yeleğinin sol göğüs hizasındaki cebine koydu.
Diğeri parayı sayana sordu. 
" Len sadeç bu paralar bu sefele hep yeni yeni çıkyo pankadan neden ki ?" 
 Az önce paraları sayan adam ise kararlı bir şekilde oturduğu banka yaslanıp cevap veriyor.
 " Bu hastalık va ye ya, Tayyip Erdoğan paralardan hastalık kapmayam diye vemiş emiri, eski paraları toplan, yeni para basın, yaşlıla maaşını aldınen hasda omasınla demiş" diyor.
 Diğeri de " len maşallah bunu bile düşünüyo adam be, bunla şinci virüssüz para yani"diyor. 
O arada otobüs geldi, millet binmek için sıraya girdi. 
Bizimkiler büyükşehirin kartını ceplerinden çıkarıp ellerine aldılar  basacaklar, sıra onlara geldi otobüse ilk adımı attılar ki şoför konuştu " Amca maskesiz binemezsiniz, sizin maskeleriniz yok mu ?"
Bizim kafadarlar birbirlerinin yüzlerine baktılar, ellerindeki naylon pazar çantalarını kurcaladılar, birisi çay paketinin altından, diğeri de aldığı yumurta kartonunun altından maskelerini buldular.  Beyaz renk üretildiği belli olan ancak kirden grileşmiş maskeleri takıp, otobüse binip gittiler.
Bu tür gözlemler, yaşadığımız ülkeye ve insanımıza dair aslında güzel ipuçları veriyor.
Ben gazeteciyim, insanlar aydınlansın, doğru bilgileri öğrensin diye özellikle şu pandemi salgını sürecinde yüzlerce aydınlatıcı haberler yaptım. 
Haber sitemde yayınlanan haberlerin linklerini de sosyal medya hesaplarımdan paylaşarak, daha çok insana ulaşmak için emeğe de acımadım. 
Pandemi salgını sürecinde sorumlu basın mensubu olarak, yetkililerin aldıkları tedbirlerin vatandaşlarımıza daha seri, hızlı ve  çabuk ulaşması için bunları haber yaptım. Manisa Valiliğinin, Demirci ilçe Kaymakamlığının Hıfzısıhha kurul kararlarını halkın okuması ve sağlıklı kalmaları için elimden gelen çabayı gösterdim. 
Yazımın başında anlattığım olayı yaşatanlar bir halk kesiti. Bu adamlarla bu hayatın içinde olmamız gerçek hayat, ülkemizde böyle insanlarla birlikte nefes alıp veriyoruz. 
Taktığı maskenin kirini görüp, ATM'den çektiği merkez bankasının yeni bastığı paraya "virüssüz para" diye isim takan, merkez bankasının yeni para basmasının ekonomide ne olduğunu bilmeyen ve bunu da kendine göre yorumlayan bu insanlarla aynı şehirde yaşadığımız gerçekliliğini yorumlayacak cümleyi arıyorum. Laf aramızda hala bulamadım.
Bu duygular içinde ayrıldım yola koyuldum, bir dostun işyerinin önünden geçerken beni görüp,  çay davetini kabul edip oturduğumuzda, az önce otobüs durağında yaşadıklarımı henüz etkisinden kurtulamadığım için anlatttım. 
Birbirimize baktık, gözbebeklerimiz büyüdü, hayret ve inanılması zor olan şeyi ben  uzun bir 
" yaaaa işte böyle"  diyerek, beni dinleyen dostum da " hade be" diyerek seslendirdik.
Çayı içip ayrılırken, dostum arkamdan seslendi, " sen akşama sabaha yaz, konuş, bu insanlara neyi anlatacaksın" gülümseyip yoluma devam ettim.
Bizim kafadarların dediği bankanın önünden geçerken hastalık bulaşmasın diye yeni basılan paraların artanı var mı ki acaba? diye merak edip, ATM'den para çektim. 4 tane banknot çıktı makineden, ikisi jilet gibi, gıcır gıcırdı. 
Virüssüz paralara baktım, aklıma az önceki ihtiyarlar geldi. 
Ne diyeyim, bu insanlar kendilerini de acıtıp, dokununcaya kadar, hiç bir şeyi dinlemekle, okumakla anlamıyorlar. 
O virüssüz paranın acısı onlardan çıkacak ben bunu bugünden biliyorum da, onlar kendilerinden çıktığı gün yani acıtınca da anlarlar mı bilemem de, anlatan olursa anlayacaklar, anlamazlarsa da kesin kendilerine göre yorumu yaparlar " bu namıssız gavurlar, dış güçler" yapıyor deyip geçecekler belki de.
Sizce ne derler, fikri olan var mı?
03 Eylül 2020
Mustafa Temiz
manisasonhaber@gmail.com

YORUM EKLE
YORUMLAR
Zafer çakmak
Zafer çakmak - 4 yıl Önce

aynen