Vurun Emri Verdim!

Selami Altınok.
17/25 Aralık 2013 Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet olayları sırasında Efkan Ala’nın önerisiyle, Başbakanlık uçağına bindirilip, İstanbul Emniyet Müdürlüğüne oturtulan kişi.
AKP İktidarı dönemindeki tüm toplumsal olaylarda, polise güç kullanma emri verebilecek kişi.
18 Aralık 2013- 31 Ağustos 2015 İstanbul Emniyet Müdürü!
10 Eylül 2016- 26 Nisan 2018 Emniyet Genel Müdürü!
17 Aralık 2015- 10 Eylül 2016 İçişleri Bakanlığı Müsteşarı!
28 Ağustos 2015- 24 Kasım 2015 İçişleri Bakanı…
Şimdi AKP Erzurum Milletvekili!
Bu kişi, Sabah Gazetesine yaptığı açıklamada;
“Kurum dışından farklı güçlerin (!) Başbakan’ın Kısıklı’daki konutuna ve Vatan’daki emniyet binasına tacizde bulunacaklarını düşünerek Özel Harekat Polislerini konuşlandırdım. İzinsiz, içeri girmek isteyen olursa VURUN talimatı verdim” dedi…
Polisin hangi şartlarda silah kullanacağı 5681 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 4’üncü maddesine göre belirlenmiştir. Terörle Mücadele Kanunu ve Olağanüstü Hal Kanunundaki yetkiler de açıkça bellidir. Bu konu ilerde titizlikle incelenecek ve yargıya taşınacaktır.
Benim, Selami Altınok’a sormak istediğim konu şudur;
15 Temmuz 2016 Darbe girişimi sırasında İçişleri Bakanı Müsteşarı idiniz.
Efkan Ala da İçişleri Bakanı idi.
15 Temmuz Darbe Girişimi esnasında ve takip eden günlerde,
-Polise “VURUN” emri verildi mi?
-Ankara Emniyet Müdürlüğü veya Emniyet Genel Müdürlüğü depolarından kimlere silah dağıtıldı ve bu emri kim verdi?
-Kaç adet ve hangi tip silah dağıtıldı?
-Silahlar zimmet karşılığı mı, yoksa rastgele mi dağıtıldı?
-Dağıtılan silahlar daha sonra toplandı mı?
-Darbe Girişimi sırasında Boğaz Köprüsünde insanlar, bu silahlar ile mi öldürüldü?
-Boğaz Köprüsündeki boş mermi kovanları aceleyle polis tarafından toplandı! Bu boş kovanlar hangi silahlardan atıldı?
-Silahların ve mermilerin balistik incelemeleri yapılıp, sonuçlar mahkemelere aktarıldı mı?
-Bu silahlarla herhangi bir cinayet işlendi mi?
Değerli Okurlar;
Devlet’te kayıp bir tek malzeme olmaz. Bırakın uzun menzilli ağır silahları, bir boş şarjör kaybolsa hesabı sorulur.
TBMM kayıtlarına göre 2014 yılında (AKP İktidarında) emniyetteki kayıp silah adedi 14 bin (On dört bin) idi. 2017 envanterinde ise kayıp silahların tutarı
106 bin adet (Yüz altı bin) adede çıkmış!
Öncelikle siyasi sorumlular olarak;
Başta Cumhurbaşkanı, dönemin Başbakanları- İçişleri Bakanları-Müsteşarları- Emniyet Genel Müdürleri bu soruların yanıtını Türk Milletine vermek zorundadırlar;
-Bu kayıp silahlar nerede veya kimlerin ellerinde?
-Kendi kayıp silahını bulamayan iktidar ve polis, vatandaşını nasıl koruyacak?
-Bu silahlar SADAT-Sedat-Suriyeli Kaçakların eline geçti ise, vatandaş kendisini nasıl ve neyle koruyacak?
-Anayasal demokratik gösteri hakkını kullanan Türk Kadınına, AKP İktidarının emriyle gözaltı-cop-biber gazı uygulayan polisin gücü, namusu sayılan kendi silahlarını bulmaya gelince aciz mi kalıyor?
Bu silahlar bulunup, yerine teslim edilmedikçe ve sorumlulardan yargı önünde hesap sorulmadıkça, kimse yarınından emin olamaz.
T.C Devleti eğer bir Hukuk Devleti ise, AKP yönetiminde bir Çadır Devletine dönüştürülmediyse, bu silahlar mutlaka bulunmalıdır.
Aksi takdirde bu cennet vatanda akacak her damla Türk kanının sorumlusu
AKP olacaktır…
Anladın mı, AKP fedaisi Selami Altınok…
Sağlık ve başarı dileklerimle.
 19 Aralık 2019
Rifat Serdaroğlu

YORUM EKLE