Yassıada, Silivri, Anadolu, Adliye

1955 yılının Temmuz ayıydı DP Demirci ilçe başkanı Edip Akın iki köy arasındaki su ihtilafını çözmek için cipini hazırlatmış ve Karataş yöresine doğru yola çıkmıştı. Henüz daha birkaç kilometre ancak yol almışlardı ki müthiş bir sancıyla kıvrandı. Derhal geri dönüldü ve Demirci halkıyla omuz omuza vererek yapılmasına önayak olduğu, her taşında emeği olan Demirci Devlet Hastanesine kaldırıldı. Ağır bir mide kanaması geçiriyordu, ilk müdahaleden sonra yoğun bakıma alındı ve Manisa’daki oğluna, babama haber verildi.

            Ben henüz bir yaşında bile değildim, dedemi hatırlamam tabi ki mümkün değildi. Adli tatil o gün başlamış, babam tutukluluğu kaldırılan sanıkların fezlekelerini yazıyor, adli tatil süresince sürüncemede kalmadan bir an önce özgürlüklerine kavuşmalarını istiyordu. Telgrafı aldığında mesai bitmek üzereydi. Fezlekeleri bıraksa, iş nöbetçi yargıca kalacak belki de tutukluların özgürlüklerine kavuşması birkaç gün daha gecikecekti. Buna gönlü razı olmadı, Edip bey ne badireler atlatmıştı bunu da atlatır diye düşündü. Sabaha kadar fezlekeleri yazdı baş katibe sıkı sıkı tembihleyerek sabah erkenden Demirci’ye hareket etti. Demirci’ye ulaştığında Edip Bey çoktan ruhunu teslim etmişti. Çok üzgündü, vedalaşamamış, son nasihatlerini alamamış olmanın ıstırabını yaşıyordu. Tek tesellisi hiç olmazsa birilerinin onun sayesinde birkaç gün öncesinden özgürlüklerine kavuşmuş olmasıydı.

            Babam hukuka, adalete, temel hak ve özgürlüklere çok önem verirdi. Hürriyetin en önemli insan hakkı olduğunu savunurdu. Bizi de öyle yetiştirdi, haksızlık yapmamamızı, kimsenin özgürlük alanına müdahale etmememizi daima hukuka saygı göstermemizi ve adil davranmamızı öğütlerdi. Büyümeye başladığımızda Aslanköy davasının savunmalarını, tarihe mal olmuş önemli davaları, Solon’un hikâyelerini, Hz. Ömer’in adaletini, Hz. Süleyman’ın menkıbelerini anlatır, öğütler verirdi. 

            Ne yazık ki; adalete, hukuka, hürriyetlere dair ne kadar inandığı, savunduğu değer varsa hepsinin aksinin kendine arkadaşlarına uygulandığını gördü, kahroldu. Milletin iradesiyle seçildiği gazi meclis silah zoruyla feshedildi, eziyet gördü, nahak yere tutuklanıp önce Harbiye sonra Yassıada zindanlarına hapsedildi. “Sizi içeri tıkan kuvvet böyle istiyor” denilen adaletsiz düzmece mahkemede yargılandı, hiçbir suç yüklenemediği halde 4 yıl 2 ay hapse mahkûm edildi, ömür boyu kamu haklarından mahrum bırakıldı. Milletin helal oylarıyla seçilmiş, ülke kalkınmasına katkı vermekten başka hiçbir suçu olmayan Başbakan Adnan Menderes ve bakanları Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü zorlu idam edildiler, Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve arkadaşları muhtelif hapis cezalarına hükmedildiler. 60 yıl sonra Yassıada mahkemesinin haksız ve adaletsiz olduğu yüce meclisin oy birliği ile kararlaştırıldı ve hükümlülere iade-i itibar verildi.

            Silivri mahkemesinde yaşanan adaletsizliği hepiniz biliyorsunuz, yakın zamanda oldu ve henüz hafızalarda. Ben bu davaların hem hâkimiyim hem savcısı diyenler sonradan yeniden yargılamanın önünü açtılar. Silivri’nin adaletsizliği bizzat kendileri tarafından tescil edildi ve hak yerini buldu.

            Dün Anadolu Adliyesinde verilen karar ise üstüne tüy dikti. Hukuk, adalet bir kere daha ayaklar altına alındı Yazık! Tarihten hiç ders alınmamış. Mehmet Akif’in söylediği gibi, “hiç tarihten ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?” Bizler, adalete inananlar, hakka inananlar dün Sayın Cumhurbaşkanının nasıl adil olmayan bir kararla hapis cezasına çarptırılmasına itiraz ve isyan ettiysek bugün de aynı itirazı Sayın İmamoğlu için yapıyoruz. Dün kamu vicdanı nasıl Sayın Erdoğan’a sahip çıktıysa bugün de Sayın İmamoğlu’na sahip çıkıyor.

            Cenabı Allah Nisa suresi 58. Ayetinde “Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor.” diye buyuruyor. Maide suresi 8. Ayet ise “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan adaletli şahitler olun. Bir kavme olan öfkeniz sizi adaletsizlik yapmaya sevk etmesin. Adaletli olun! O, takvaya daha yakındır. Allah’tan korkup sakının. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. Ben sadece iki ayetten örnek verdim. Yüce kitabımızda adaletle ilgili daha nice ayetler vardır.

            Biz Allaha iman ederiz ve onun emirlerine itaat ederiz. Onun içindir ki; hakkın ve haklının yanında, Sayın İmamoğlu’nun yanında dururuz. Siyaseten benim yolum bellidir ama adalet söz konusu olunca siyaset ve adaleti de birbirinden ayırmasını biliriz. Onun içindir ki; Yassıada’yı, Silivri’yi ve dünkü kararı veren Kartal Anadolu Adliyesi kararını aynı kefeye koyarım. Tabi Sayın Cumhurbaşkanı’nı mahkum eden karar da aynı kefededir. O yüzden hangi partili olursanız olun, kime oy verirseniz verin ama haksızlığın adaletsizliğin yanında durmayın, çünkü inancımız da vicdanımız da bunu emreder.

            Peygamber efendimizin iltifatına mazhar olmuş, çağ kapayıp, çağ açmış İstanbul’u fetheden ecdadımız Fatih Sultan Mehmet Han demiş ki:

“Aklı öldürürsen ahlak da ölür. / Akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür / Kadı’yı satın aldığın gün adalet ölür. / Adaleti öldürdüğün gün Devlet de ölür.”

Devletimiz ebet müddettir. Onu yıkmaya, öldürmeye kimsenin gücü yetmez. Yeltenen olursa aziz milletimiz onları bir kaşık suda boğmaya muktedirdir. Allah’a hamdolsun imanımız, inancımız da yerindedir Allah’ın emriyle bu aziz millet emaneti de ehline ve adaletle hükmedeceklere vermesini de bilir. Az kaldı.

Benim bir ahtım var. Allah fırsat verirse, yetkimiz olursa ya da sözümüzün dinleneceği bir mevkide olursak, adaletin katledildiği, Menderes ve arkadaşlarının kıtal kararının verildiği, Reisicumhur Celal Bayar ve babam dâhil birçok milletvekilinin hapse mahkûm edildiği, bazılarının işkenceyle ya da ıstıraba dayanamayarak hakka kavuştuğu, birçok işkence olayına tanıklık eden, acı hatıralarımız olan utanç adasını, Yassıada’yı eski haline döndürmeye çaba göstereceğim.  AKP’nin talan ettiği, ranta kurban ettiği, gazinolar, otellerle donattığı, acı hatıraların yok edildiği bu adadaki ucube yapıları ortadan kaldıracak bir proje geliştireceğim. Adanın en yüksek tepesine New York’un girişindeki adada bulunan Özgürlük heykelinden daha büyük boyutta adaleti temsil eden elinde terazi genç kız heykeli bu projenin en önemli objesi olacak. Yüzünü İstanbul’a dönecek, batısında Silivri, kuzeydoğusunda ise dünkü kararı veren Kartal Anadolu adliyesi görülecek. Kaidesindeki kitabelerde ise adaleti katledenler bir bir teşhir edilecek.

Bugün saat 16.00 da bedenimizle olmasak da yüreğimizle Saraçhane’de olacağız. Yaşasın adalet, kahrolsun haksızlık; yaşasın hürriyet, kahrolsun istibdat.

Kalın sağlıcakla, hak, hukuk ve adaletle…

15 Aralık 2022

Naci Akın

YORUM EKLE
YORUMLAR
Edip Tansı
Edip Tansı - 1 yıl Önce

Türkiye'de Adaletin tanımı!
"YERE DÜŞERSE CEVHER, SAKIT OLMAZ KADRÜ KIYMETTEN"
Avukat Burhan Apaydın , savunmasında bu atasözünü kullandı diye 10 yıl ağırlaştırılmış hapis cezası aldı.
Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür.

Naci Akın
Naci Akın @Edip Tansı - 1 yıl Önce

Sevgili Edipcim, işaret ettiğn konu ile ilgili birkaç yıl önce yazmıştım. Ancak bir düzeltme yapayım. 10 yıl hapis yemedi. Sorgusuz sualsiz aldılar Balmumcu garnizonunda hapsettiler. Dolayısıyla savunma hakkı zedelendi. Daha sonra serbest kaldıysa da dünyanın hiçbir hukuk devletinde görülmeyecek bir şekilde kutsal savunma hakkı elinden alınmış oldu.

Ahmet EREN
Ahmet EREN - 1 yıl Önce

Yüreğinize sağlık adaletin olmadığı yerde herkes kendi adaletini uygular gücü olan güçsüzü ezer...

Ünal Muammer Izmiroglu
Ünal Muammer Izmiroglu - 1 yıl Önce

Hayırlısıyla, Naciciğimiz

Filiz lsya
Filiz lsya - 1 yıl Önce

Naci bey her şeyi dun gibi gibi anlatmisiniz ağzımıza yüreğinize sağlık tsk

Sevgi guvendik
Sevgi guvendik - 1 yıl Önce

Çok güzel bir yazi. Hakka , hukuka davet
eden salt gercekler. Elinize emeğinize sağlık

İbrahim kahraman
İbrahim kahraman - 1 yıl Önce

Adaletin vurgulandığı bu yazıya şapka çıkarır,selam verirşz.Elinize,kaleminize,yüreğinize sağlık…

Celal Tuncel
Celal Tuncel - 1 yıl Önce

Çok değerli açıklamalarınız için teşekkür ediyorum. 1960 ve sonrası yaşananlar rahmetli babamı çok etkiledi. Neler yaşadığımızı ancak biz biliriz. Tekrar teşekkürler ve hasret dolu selamlar.

Naci Akın
Naci Akın - 1 yıl Önce

Değerli Dostlar,
Yorumlarınız içi hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Bireyler, Müslüman, Yahudi, Hristiyan ya da inançsız olabilir ama Devletin dini adalettir. Adaletin olmadığı yerde devlet de olmaz. Biz bu inançla yetiştik. Edip beyin babası müftü İbrahim Hakkı Efendi oğlunun hem şer’i fıkıh hem de çağdaş hukuku öğrenmesi için yeni kurulan, halk arasında kadı mektebi olarak bilinen bugünün hukuk fakülteleri emsali olan İstanbul’daki Medrese- tu Kudat’a göndermiş. Ancak Edip bey Birinci Dünya Savaşı patlak verince ihtiyat zabiti olarak askere alınmış ve kurtuluş savaşı da dahil tam yedi yıl askerlik yapmış. Dönüşünde ise eğitim yaşını geçirmiş olduğu düşüncesiyle öğretmen olarak Cumhuriyetin ilk maarif ordusuna katılmış. Onun yarım bıraktığı hukuk tahsilini ise oğlu Atıf Akın tamamlamış. Ruhları şad olsun