Aman Erdoğan Canımız Erdoğan / Ahmet Orhan Yazdı...

Türkiye, Marmara depremi sonrasında yaşadığı ekonomik sorunları tüm aleyhte propagandaya yönelik değerlendirmelere rağmen kısa sayılabilecek bir zaman aralığında çözmüştür.

Aman Erdoğan Canımız Erdoğan / Ahmet Orhan Yazdı...

Türkiye, Marmara depremi sonrasında yaşadığı ekonomik sorunları tüm aleyhte propagandaya yönelik değerlendirmelere rağmen kısa sayılabilecek bir zaman aralığında çözmüştür.

Söz konusu süreçte MHP lideri Bahçeli’nin çağrısı üzerine yapılan erken genel seçimde henüz yeni kurulmuş olan AKP iktidara gelmiştir.

2001 yılı sonunda kurulan ve günümüzde de ülkemizi yönetmekte olan AKP hükümetleri başlatılan demokratik ve yapısal reformlara devam etmiş, dünyada yaşanan yoğun sermaye ve sıcak para hareketlerinden Türkiye nasibini almıştır.

Sonuçta da Türkiye ilk 10 yılda tüketime dayalı büyümenin keyfini alabildiğine sürmüştür.

2013 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet iddiaları sonrası başka bir süreç yaşanmaya başlanmıştır.

O tarihten bu yana döviz kurları1ABD Doları 2 Türk lirasından tam 10 yıl içerisinde bu günkü seviyeye yani yaklaşık 27 liraya gelmiştir.

Ne yazık ki yanlış ekonomik uygulamaların dışında Korona salgını, 11 ilimizi içine alan büyük 6 Şubat Pazarcık merkezli deprem, giderek tarımsal üretimi zorlaştıran ve kısıtlayan iklim değişikliği, kuraklık milletimizi her geçen gün daha fazla rahatsız etmekte, büyük çoğunluğu hayat pahalılığı karşısında çaresiz bırakmaktadır.

Çok sık tekrar olacak ama günümüz Türkiye’sinde 10 milyon emekli bir kuruş maaş zammı almadan yaşam savaşı verme noktasına gelmiştir.

Kimilerine göre 13 kimilerine göre ise 17 milyona kadar olduğu iddia edilen kaçak göçmen ve sığınmacının bulunduğu Türkiye adı konmamış yepyeni problemlerle baş başa kalmıştır.

Deprem bölgesine yapılacağı iddia edilen 650 bin konutun yanı sıra milyonlarca yabancının barınma ihtiyacı ülkemizde emsali görülmemiş konut ve kira sorununu ortaya çıkarmıştır.

Türkiye nüfus yoğunluğu yüksek Güney Amerika ve Uzak Doğu ülkelerine benzer sorunlarla boğuşur hale gelmiştir.

Muhtemeldir ki çok yakında tıpkı bu ülkelerde olduğu gibi ortak kira ödemesinin söz konusu olduğu birden çok ailenin barındığı konutlar olacaktır.

TOKİ gibi bir devlet müteahhitlik kurumunun mucidi olan AKP hükümetleri konut edindirme konusunda çuvallamıştır.

Küçük kasabalarda bile ev kiralarının 5000-15000 lira aralığına gelmesinin elbette yegane sorumlusu AKP hükümetleri ve onların yeni zengin yap-satçı müteahhit ortaya çıkarmaktan başka sonuç doğurmayan uygulamalarıdır.

Çarşı-pazar fiyatlarına gelince ortalık resmen yangın yeridir.

Tüketici son derece mutsuzdur.

Üretici ise onlardan daha fazla mutsuzdur.

Nasıl mutlu olsunlar ki?

Geçtiğimiz yıl tane mısır ton fiyatı 5500-5700 lira olmasına rağmen yeni mahsul için ilan edilen fiyat sadece %5 artışla 6000 liradır.

Buğdayda alım fiyatı yaklaşık 10000 lira ilan edilmesine rağmen üreticilerin önemli bir bölümü ürününü 5000 liraya satmak zorunda kalmıştır.

%50’nin üzerindeki en büyük fiyat artışı fındıkta olmasına rağmen onlarda durumdan son derece şikâyetçidir.

Kredi faizlerinin %50’yi, akaryakıtta fiyat artışlarının ise %100’ü aştığı ortamda çiftçimize bunları reva görenlerin hoş görülmesi mümkün değildir.

Yukarıda bazı yönlerine değindiğimiz ortamda yaz aylarında en çok tüketilen karpuzda fiyatlar astronomik anlama gelecek 15 lira/kg seviyelerine gelmiştir.

Artık karpuz sergilerinde satılan karpuz bile sayıyladır.

AKP büyük kısmını tek başına, yaklaşık 5 yıllık bölümünü de MHP’nin desteğiyle Türkiye’yi hiçbir itiraz ve ciddi engellemeye maruz kalmadan yönetmektedir.

Gelinen kriz ortamının tek sorumlusu Erdoğan hükümetleridir.

Halen fakir halkı sabra davet etmeleri tam anlamıyla vicdansızlıktır.

Türkiye bu yıl çekirdeksiz kuru üzüm üretiminde de büyük yıllık ürün düşüşüne de şahitlik edecektir.

Yapılan saha çalışmalarına göre %50’nin üzerinde azalışla toplam ürün 180-190 Bin tona kadar gerileyecektir.

Geçtiğimiz yıl yapılan ve bu yıl diğer tarımsal ürün fiyatlarında görülen yetersiz taban fiyat artışını çekirdeksiz kuru üzümde de yaşanacağını ön görmek yanlış olmayacaktır.

Sultaniye üzüm üretiminde mildiyö nedenli bir afet yaşanmasına rağmen Manisa ilinde hiçbir iktidar ve muhalefet milletvekilinin görülmemiş olması çok manidardır.

İktidarı anladık da tüm bu olumsuzlukların yaşandığı bir ortamda muhalefet partilerinin etkisizliği anlaşılır gibi değildir.

Doğrusunu söylemek gerekirse Türkiye’nin iktidardan öncelikli sorunu muhalefettir diyenlerin haklılığını kabul etmekten başka seçeneğimiz yok galiba!

Bu durumda bize düşen İktidarı vicdanlı davranmaya davet etmek kalıyor.

Aman Erdoğan canımız Erdoğan biraz insaf!

31 Ağustos 2023

Ahmet Orhan

Güncelleme Tarihi: 01 Eylül 2023, 16:22
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER