Ancak bugünlük söz konusu yazılara bir ara verip gündemin biraz gerilerine kayan yolsuzluk ve rüşvet üzerine birkaç kelam etmek arzusundayım.

Bu konuyu en yoğun yolsuzluk söylentilerinin olduğu yerleşim birimi olan Turgutlu üzerinden değerlendirmeye çalışacağım.

Turgutlu ülkemizde birçok yerleşim merkezi gibi sanayileşmenin getirdiği büyük bir gelişmeye sahne olmaktadır.

Sanayileşmenin sonucunda ortaya çıkan zenginleşme beraberinde fırsatların yanında bazı sıkıntıları da getirmektedir.

Turgutlu, coğrafi durumunun avantajıyla yatırımlar için cazibe merkezi olmuş ve yatırımcı ilgisi dışında yeni yerleşimcilerin de kente yönelişine maruz kalmıştır.

Yeni yerleşimcilerin konut başta olmak üzere taleplerinin gündeme gelmesi doğal olarak yüksek karların ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Ortaya çıkan bu konut rantından arsa sahipleri ve müteahhitlerin payını alması dışında bazı kesimlerin de bu durumdan istifade etme arzularının doğmasına neden olmuştur.

Herkesin malumu olduğu üzere hakları olmadığı halde ortaya çıkan ranttan pay almaya kalkanlar arasında siyasetçi ve bürokratlar en önde yer almaktadır.

Maalesef Turgutlu da karar noktasında bulunan kimi siyasetçi ve bürokratın bu alanda tasallutuna maruz kalmıştır.

Geçtiğimiz yıllarda konut inşaatlarında kapalı veya açık çıkmanın yanında asansör mecburiyetini delen keyfi uygulamalar kanunsuz taleplerin yapılmasına neden olmuştur.

Ayrıca imara açılan alanların yarattığı yüksek getiriden pay alma kavgası kamuoyunu meşgul etmiştir.

Ne yazık ki bu konudaki aleni iddialara rağmen seçilmiş belediye yöneticileri ve sorumlu belediye personeli hakkında herhangi bir yasal takibatın yapıldığı kamuoyu ile paylaşılmamıştır.

Tam her şey kapandı derken Ekim ayında Turgutlu Belediye Meclisinde yapılan tartışma, yolsuzlukların üzerine gidilmesi için bir fırsat yaratmıştır.

Meclis toplantılarını takip etmeyenler için yaşananları özetleyecek olursak; Cumhur İttifakına mensup bir kısım belediye meclis üyesinin Turgutlu Belediyesi tarafından ihtiyaç sahiplerine yapılan maddi yardımların bir bölümünün amacı dışında kullanıldığı iddiasıyla araştırma yapılması istenmiş, bu talebe karşı CHP Meclis üyeleri de Turgay Şirin dönemindeki söz konusu iddiaların araştırmaya dahil edilmesini gündeme getirmiştir.

Karşılıklı suçlamalar ve sert tartışmalardan sonra tüm partilerden üyelerin dahil olduğu bir komisyon kurulmasına karar verilmiştir.

Bu komisyonun üyeleri görev kapsamı ve görev süresi tutanaklarda aşağıdaki şekilde yer almıştır.

“...2014–2019 yılları arasındaki yolsuzluk iddiaları ile ilgili ve Turgutlu Belediyesinin ihtiyaç sahibi vatandaşlara yapmış olduğu maddi yardımlar konusunun araştırılması için Araştırma Komisyonunun kurulmasına ve üç aylık süre ile komisyon üyelerinin;

İlhami Dinçer, Hüseyin Maliz, Burhan İrk, Cem Yıldırancan, Mustafa Yavaş, Ferhat Yıldız ve Ahmet Orhan olarak belirlenmesi hususu görüşüldü, oy birliği ile kabul edildi.”(https://www.turgutlu.bel.tr/kurumsal/haberler/turgutlu-belediye-meclisinden-onemli-kararlar)

Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere kararın alınışından bu yana 3 aydan fazla süre geçmiş ve komisyonun araştırma süresi dolmuştur.

Ne var ki bu konuda herhangi bir çalışma yapıldığına dair bir bilgi paylaşılmadığı gibi halka açık olarak yapılan Ocak ayı meclis toplantısında da bir açıklama yer almamıştır.

Şimdi buradan çok kıymetli komisyon üyelerine sormak istiyorum;

—Araştırma komisyonu olarak herhangi bir toplantı yaptınız mı?

—Yaptıysanız bu toplantılarda söz konusu yolsuzluk iddialarını araştırmak için hangi kararlar aldınız?

—Turgutlu Belediyesi içinde ilgili birimlerde çalışan bürokratlarla görüştünüz mü?

—Olayın tarafı durumunda olan müteahhitler, proje mühendisleri ile vatandaşlar ve yolsuzluk iddiasında bulunan iddia sahiplerinin bilgisine başvurdunuz mu?

—Sonuç olarak yapıldıysa tüm bu çalışmalar için bir rapor hazırladınız mı?

—Böyle bir rapor hazırladıysanız bunu niye Meclis gündemine getirmediniz?

Ayrıca tüm bunlardan daha önemli olarak çalışmalarınız hakkında aklanmayı bekleyen dönemin siyasetçi ve bürokratları ile bilgi sahibi olmak için sabırsızlanan halkımıza bilgi vermekten niye kaçınıyorsunuz?

Tüm bu soruları cevaplamak hemşerilerimize karşı sorumluluğunuzdur.

Yapmakta olduğunuz kamu görevi gereği soruları doyurucu olarak cevaplamazsanız vebal altında kalacak, halkın gönlünde mahcup ve mahkûm olacaksınız.