CHP’li Balaban’dan Ergün ve Kızılay’a Sert Eleştiri

Deprem bölgesine gerçekleştirdiği üçüncü ziyaretin ardından ayağının tozuyla açıklamada bulunan CHP Manisa Milletvekili Aday Adayı Semih Balaban, hem deprem bölgesiyle ilgili hem de MHP’li Büyükşehir belediye Başkanı Cengiz Ergün’ün ‘Manisa’nın röntgenini çekeceğiz’ açıklaması ile Kızılay’ın çadır satmasıyla alakalı değerlendirmelerde bulundu. 

CHP’li Balaban’dan Ergün ve Kızılay’a Sert Eleştiri

6 Şubat tarihindeki yıkıcı depremden olumsuz etkilenen 11 ilde enkaz kaldırma çalışmaları devam ederken, bölgeye gönderilen yardımlar ile depremzedelerin yaraları sarılmaya devam ediyor. 

“50 AİLEYE DOKUNMANIN MUTLULUĞUNU YAŞADIK”
CHP’li Balaban açıklamasının ilk kısmında deprem bölgesine gerçekleştirdiği son ziyaret ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak, bölgeye destek amacıyla 50 çadır götürerek depremzede ailelerin barınma ihtiyacını karşıladıklarını ifade etti. 
CHP’li Balaban açıklamasında deprem bölgesinde halen daha barınma ihtiyacının büyük bir sorun olduğunun altını çizerek şöyle konuştu: “Öncelikle tekrar Türkiye’mizin başı sağ olsun. 6 Şubat’ta meydana gelen yıkıcı ve üzücü deprem nedeniyle sorumluluk sahibi bir vatandaş olarak üç defa bölgeye gittim. İlk gittiğimde 4 gün boyunca deprem bölgesinde kalarak Adıyaman ve Kahramanmaraş’ta incelemelerde bulunarak, depremzede vatandaşlarımızla bir araya geldim. İkinci defa gittiğimde bölgede 5 gün kalarak Adana, Osmaniye, Hatay, Gaziantep, Kilis, Diyarbakır, Şanlıurfa, Malatya, Elazığ ve Kahramanmaraş illerinde incelemelerde bulundum. Deprem bölgesi olarak ilan edilen 11 kentimizde incelemelerde bulundum. Üçüncü defa ise deprem bölgesine çok büyük bir sorumlulukla gittim. Deprem bölgesinde hala en büyük ve önemli ihtiyaç çadır ihtiyacı. Paranızla da çadır bulamıyorsunuz. Bize destek olan dostlarımızın desteğiyle 50 çadır temin ederek bu çadırlarımızı Yunusemre İlçe Başkanımız Yalçın Arcak ile birlikte Hatay başta olmak üzere Kahramanmaraş’ta tespit edilen depremzedelere il başkanlarımızın vasıtasıyla teslim ettik. 50 ailemize dokunmanın mutluluğunu, huzurunu yaşadık. Deprem bölgesinde hala ciddi sorunlar var. Deprem bölgesinde çadırdan sonra en önemli sorun tuvalet, hijyen, su, kuru gıda, iç çamaşırı, havlu gibi temel ihtiyaç sorunları göze çarpıyor.”
KIZILAY’A YÜKLENDİ: HALKA İHANETTİR
Açıklamasını ikinci kısmında Kızılay’ın deprem zamanı çadır satışı yapması konusuna da değinen CHP’li Balaban, yaşanan olayın Türk milletine ihanet anlamına geldiğini dile getirdi. 
Açıklamasında Kızılay’ı sert bir dille eleştiren CHP’li Balaban sözlerine şu ifadelerle devam etti: “İnsanlar deprem bölgesinde ‘Çadır, Çadır’ diye bağırırken Kızılay’ın çadır satması ancak bizim gibi bir ülkede olur. Bu tam bir Aziz Nesinlik bir öyküdür. Kızılay’ın ne anlamda bunu yaptığına akıl sır ermiyor. Bu tam bir akıl tutulması, halka ihanettir. Halk orada feryat ederek çadır bekliyor, Kızılay ise  çadırları sattığını söylüyor. Utanmadan da Kızılay başkanı ‘Bunları diğer şirketimiz yapmış’ diyebiliyor. Kızılay artık Türkiye’de tamamen saygınlığını ve halk nezlinde güvenini yitirmiş bir kuruma dönüşmüş durumda. Saygın ve güven veren Kızılay’ın yerini şimdi ticari kurulaşa ve ranta dönüşmüş bir Kızılay almış. Kamuoyundan öğrendiğimiz bilgilere göre Kızılay yine son kullanma tarihi geçmiş kıymaları deprem bölgesine göndermiş. Bu konuda ayrı bir skandal. Halk olarak artık Kızılay’a hakkımızı helal etmiyoruz. Kızılay’a ‘Kara gün dostu’ diye güvenen deprem bölgesindeki insanlar çadırları artık parayla satın alıyorlar. Kızılay’ın görevi afetlerde ve felaketlerde bütün imkanlarını halkın hizmetine, kullanımına sunmasıdır. Yaşanan bu üzücü depremde Kızılay tam bir skandala imza atmıştır. Buradan sesleniyoruz. Derhal Kızılay yöneticilerini ve Kızılay’dan sorumlu üst düzey siyasileri istifaya davet ediyoruz. İstifa onurlu bir davranıştır. Ama ne yazık ki bugüne kadar binlerce insanın hayatını kaybettiği depremden sonra tek bir istifa bile yok. Sadece tek komik istifa Devlet Bahçeli’nin Beşiktaş üyeliğinden istifası. Bu da sadece Türkiye’de yaşanabilecek bir durum.”
CENGİZ ERGÜN’E SESLENDİ: 14 YILDIR AKLIN NEREDEYDİ? 
CHP’li Balaban açıklamasında, MHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün’ün geçtiğimiz gün depremle ilgili “Manisa’nın röntgenini çekeceğiz” açıklamasını da sert bir dile eleştirerek şöyle konuştu: “Türkiye’de ve Manisa’da trajikomik çok ilginç durumlar olmaya devam ediyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün açıklama yaparak kentin röntgenini çekeceğini ve depremle ilgili çalışmalara başladıklarını ifade etmiş. Açıklamasında olası bir depremde Manisa’da binaların yüzde 60-70’nin yıkılacağını söylemiş. Şimdi Cengiz Ergün’e soruyorum. Ergün 14 gün mü, yoksa bir aydır mı belediye başkanlığı yapıyor? Yoksa 14 yıldır belediyeyi başkaları mı yönetiyor? Bunu anlamak mümkün değil. Cengiz Ergün 14 yıldır aklın neredeydi? 14 yıldır ne yaptın? Hangi konuda önlemler aldın? 14 yıldır ranta dayalı planlar yaptın. Uncubozköy’deki kendi arsalarına 15 kat imar verebilmek için büyük çabalar harcayarak bu imarı çıkarttın. Peki o 15 kat imar verdiğin yerler ne kadar güvenceli? İddialara göre Uncubozköy’den diri bir fay hattının geçtiği söyleniyor. Aklın başına şimdi mi geldi? 14 yıldır yapmadığını şimdi yapmaya kalkacaksın? Sorumlu bir vatandaş ve siyasetçi olarak bu soruları bir kez daha soruyorum. Bizim aklımızla dalga geçiyorlar. Ayrıca AKP’ye şunu söylüyorum: 20 yıldır iktidarda başka bir parti mi vardı? 20 yıl boyunca bu ülkeyi beceriksiz bir şekilde yönettiniz. Sizinde mi aklınız yeni başınıza geldi. İllaki akılları başlarına gelmesi için Türkiye’nin bir felaket yaşaması mı gerekiyordu. Testi kırıldıktan sonramı önlemler alınıyor. Bu nedenle başta Cengiz Ergün olmak üzere, AKP iktidarının temsilcileri halkın aklıyla dalga geçmesin. Halk bütün gerçekleri görüyor ve farkında.”
“SİYASİ PARTİ AYRIMI YAPMAKSIZIN HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Deprem bölgesinde en büyük izlemenin halkın dayanışma içerisinde  olması olduğunun altını çizen CHP’li Balaban, hiçbir siyasi parti ayrımı yapmaksızın deprem bölgesine yardım elini uzatan herkese teşekkürlerini sundu. 
CHP’li Balaban şu ifadelere yer verdi: “Deprem bölgesi için halk dayanışma çok büyük şekilde devam ediyor. Deprem bölgesinde en iyi gördüğüm durum halkın birbiriyle en iyi şekilde dayanışma içerisinde olması. ‘Deprem öldürmez, bina öldürür’ sözü yaşadığımız bu depremde net bir şekilde ortaya çıktı. İlleri gezdiğimizde öyle binalar vardı ki depremden hiçbir şekilde etkilenmemiş, ama yüzlerce binaların çoğu depremle yerle bir olmuş. Binlerce bina ise depremden aldığı ağır hasar sebebiyle oturulacak durumda değil. Gördüğümüz bu durumda bizim için çok düşündürücü konu. CHP Manisa İl örgütümüz ile ilçe örgütlerimizin yaptığı çalışmalara da teşekkür ediyorum. Milletvekillerimiz başta olmak üzere, 4 ilçe belediyemiz, ilçe başkanlıklarımız, kadın kollarımız, gençlik kollarımız depremin ilk gününden beri seferberlik halinde yardım konusunda büyük katkılar yaptılar. Onların da emeğine sağlık. Ayrıca Şehzadeler ve Yunusemre İlçe başkanlığımız ise çok önemli bir desteğe de imza attılar. Kahramanmaraş’a 4 tane konteyner sağladılar. Bu çok anlamlı ve etkili bir davranış. Şehzadeler İlçe Başkanımız Hakan Gürtünca ile Yunusemre İlçe Başkanımız Yalçın Arcak’a bu konuda ayrı teşekkürlerimi sunuyorum. Depremzedeler ile en iyi şekilde dayanışmamızı sürdürmeliyiz. İnsan ve vicdanlı birey insan olarak en büyük sorumluluk, depremzede vatandaşlarımıza yardım elini gücümüz oranında uzatmaktır. Dayanışma ve yardımlaşma huzur verir. Sahada 11 büyükşehir belediyemiz ile tüm belediyelerimizi gördüm. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir büyükşehir belediyeleri her ili paylaşmışlar. Ayrıca hangi partiden olursa olsun diğer belediyelerimizde teşekkür ediyorum. Parti ayrımı yapmadan AKP’li, MHP’li, İYİ Parti’li demeden hangi belediye katkı yaptıysa teşekkür ediyorum.”
CHP’li Balaban açıklamasını son kısmında hem Türkiye’nin yaşadığı sorunların hem de depremle birlikte yaşanan sıkıntıların tek çözümünün toplumsal mücadele olduğunu ifade ederek, “Bizler gönüllük temelinde deprem bölgesine giderek bir şeyler yapmaya gayret gösterdik. Bunun huzurun ve mutluluğunu yaşıyorum. Çözüm toplumsal mücadeledir. Çözüm kamucu devlet anlayışı, sosyal devlet anlayışı. Kâra ve ranta değil topluma dayalı bir sistem anlayışıdır. Bize düşen görev bu sistemi kurabilmektir. Bu sistemi kurmadıkça hangi iktidar gelirse gelsin halkın sorunlarını çözeceğine inanmıyorum.” diye konuştu.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER