Her şey Demirci İçin

Haftada bir gün Manisa Olay Gazetesinde yazıyorum. Gazete Manisa’daki iş insanları, esnaf ve daire amirliklerine abonelik sistemiyle dağıtılıyor, büfe ve bakkallarda da satılıyor.
Manisa dışında yaşayan Manisa sevdalılarından da bir hayli abonesi olduğunu biliyorum. Ayrıca yazılarım sanal âlemde, gazetenin kendi internet sitesi ve yan kuruluşu Manisa Kulis Haber sitesinde de yayınlanıyor.
Anadolu’nun dört bir yanında, bazı haber siteleri ve internet gazeteleri de zaman zaman ilgi duyulan yazılarımı yayınlıyorlar.
Böylelikle yazılarım gazetenin tirajının belki 20-30 katı okuyucuyla buluşuyor.

Fırsat buldukça Manisa Son Haber’e de yazıyorum.
Uzun zamandır aksattığımın ben de farkındayım ama yoğunluktan bir türlü fırsat olmuyordu. Sitemler gelmeye başlayınca da fırsatı kendim bulmam gerektiğine kanaat getirdim.
Tam da bu sırada bir buçuk yıl önce yazdığım ve sosyal medyada da paylaştığım “Demirci Kabuğunu Kırar mı?” başlıklı yazım birden bire sosyal medyadaki hesabımda yeniden öne çıktı. Facebook bunu zaman zaman yapıyor.
Yeni takipçilerim eski paylaşımları görüp yorum yaptığında yeniden hareketleniyor, sanki yeniymiş gibi yorumlarla tartışmalar alevleniyor.
Son birkaç gün içinde yayınlandığı günden daha fazla yorum ve beğeni almış.
Tam da yerel seçimlere hazırlanılan bu günlerde Facebook’un bu azizliği biraz “manidar”.
Eh! Bu durumda da artık yazmak farz oldu.
7 Temmuz 2017 tarihli bu yazıyı okuyamayanlar için linkini tekrar veriyorum ve bunun üzerine konuşacağız.

https://www.manisasonhaber.com/demirci-kabugunu-kirar-mi-makale,160.html

Bu yazıda özetle Demirci’nin ekonomik ve sosyal yönden geçmişini ele almış, kalkınması, yeniden eski günlerine dönebilmesi için bazı temel meseleleri ortaya koymuştum.
Öncelikli olarak Ankara-İzmir otoyol projesi, Organize Sanayi Bölgesi kurulması ve kente doğal gaz getirilmesi hususlarına değinmiştim.
Bu bağlamda, Ekim 2017’de yapılacak olan 1. Uluslararası Demirci Sempozyumunu önemsediğimi, belki yerel yöneticilerimizin ufuklarının açılmasına da vesile olabileceğini söylemiştim.
Ne yazık ki olamadı, yerel yöneticilerimiz ilgisiz kaldılar. Herhalde, orada konuşulacak olanlara ihtiyaçları olmadığını düşündüler.
Başından sonuna sempozyumu izledim bir de tebliğ sundum, izlenimim odur ki; sempozyum hem organizasyon hem de içerik bakımından biraz amatör kaldı.
Ancak tabi ki Demirci’de ilk defa böyle bir organizasyona imza atıldığı için bazı eksiklikler hoş görülebilir.
Aynı zamanda eniştemiz de olan sayın rektörümüzden bir ricamız var. Sekretaryada çalışan genç araştırma görevlilerimizi, hocalarımızı yurt içinde ya da yurt dışında bu tarz sempozyumlara gönderelim, görgü ve deneyimlerini artırsınlar, nelere para harcanmıyor ki? 

Gelelim bu güne: 

Maalesef bizimkilerin beceriksizliği veya vurdumduymazlığı mı desem yoksa Uşaklı vekillerin lobiciliği, beceriklilikleri mi desem Ankara-İzmir otoyolu Uşak’ın güneyine kaydırıldı, yani Demirci gene havasını aldı.
Sanıyorum Kula Sandal yakınlarından yukarı yönelerek Salihli yönüne ilerleyecek. Burası Demirci’ye en yakın nokta.
Bundan sonra yapılabilecek yegane şey, o noktadan otoyol bağlantı yolu standardında duble yol ile Demirci’ye ulaşabilmektir.

İkinci mesele Demirci’ye Organize Sanayi Bölgesi kurulması hususudur.
Demirci’nin dünya cami halısı üretim merkezi olmasıyla yıllardır haklı olarak övünürüz.
Ancak sanayicimizin hangi şartlarda üretim yaptıklarını, mevcut tesislerin endüstri mühendisliğinin gerektirdiği düzene, verimli imalat yapabilecek elverişli şartlara sahip olup olmadıklarını düşünmeyiz.
Hâlbuki dikey yapılanma yerine tesislerimizin yatay ve geniş alanda makinelerin yerleştirmesi suretiyle ne kadar zaman ve emek tasarrufu yapabileceklerini hesapladığımızda rekabet gücümüzün ne kadar artacağı aşikârdır.
Ayrıca OSB’lerdeki yatırımlara sağlanan teşviklerle daha fazla avantaj yakalanacağı da açıktır. Elbette sadece halı imalatı değil, başta kiraz ve zeytin olmak üzere tarımsal zenginliklerimizin işlenmesiyle, tarımsal endüstri ve gıda endüstrisinde daha fazla katma değer sağlanacağı ve ilçeye daha fazla gelir getireceği de düşünülmelidir.
Ne yazık ki kalkınmanın ön şartlarından biri olan OSB önerimize Demirci TSO dışında sahip çıkan olmamıştır. Ne ilçe ne de büyükşehir belediyesi gerekli adımı atmamıştır. 

Doğalgaz meselesi ise tam bir fiyaskodur. Alay-ı vala ile ilan edildi, abonelik başvuruları alındı, paralar toplandı ama sonuç; Tam bir hüsran. Gördes aldı, biz gene yaya kaldık. BOTAŞ’taki üst düzey yöneticilik yapan İsmail Çeşmeci arkadaşımızın gayretleri bile yerel yöneticilerin ve iktidar temsilcilerinin beceriksizlikleriyle boşta kaldı.
Benim Demircilimin daha medeni bir yaşama kavuşması, daha ucuz ve temiz ısınması, sanayicimin kolay, ucuz ve temiz enerji kullanmasının önünde ne engel vardı?
Sen, ben davası, o yaptı, bu yaptı çekişmesi Demirci halkını bu çağdaş enerjiden mahrum bıraktı. Kim bilir?
Belki de doğal gaz gelirse 10 torba kömürle vatandaşı kandıramayız diye mi düşündüler? Bilemem.

Yerel seçimlere üç buçuk ay kadar bir süre kaldı. Heyecan arttı, haliyle adaylar, ittifaklar da konuşulmaya başlandı. Ben de sık sık arananlardan, görüşüme başvurulanlardanım. Ben şahsen Demirci’nin günden, güne küçülmesinden, durağanlaştırılmasından, emek göçünün yanı sıra sermaye göçünün de artmasından ve memleketimin geri bıraktırılmasından şikâyetçiyim.
Demirci bunları hak etmiyor.
Elbette ki sessiz, suskun, kayıtsız kalamam. Büyükşehirden de, Demirci’den de şahsıma karşı parti ve görüş farklarını gözetmeden, talep ve teveccühlerin olduğunu da biliyorum ama benim öyle bir beklenti ve hedefimin olmadığını peşinen söylemeliyim.
Benim yapmam gereken Demirci’nin kalkınmasına, yeniden eski günlerine dönebilmesi adına bilgi ve deneyimlerimi aynı amaca hizmet edeceğine inandığım kişi ve partilerle paylaşmaktır.
Doğru yolun bulunmasına yardımcı olmaktır. 

Öğrencisi olmaktan gurur duyduğum 9. Cumhurbaşkanımız rahmetli Süleyman Demirel’in bir sözüyle yazımı tamamlamak istiyorum.
“Yaşlanan insanların tecrübeleri dünyanın kaldıracıdır. O kaldıracı çekip alırsanız dünya bilinmezler âlemine yuvarlanır.”
Yuvarlanmıyor mu?

Ben henüz yaşlandığımı kabul etmiyorum ama yeteri kadar birikimimle her zaman Demirci ve Demircililerin yanında olacağımı da belirtmek isterim.
Demirci’nin yaşlıları da birer birer azalıyor.
Memduh Çakmakoğlu’nu, Mustafa Orhun’u, Mustafa Akkaya’yı ve daha birçoklarını son yerel seçimden bu yana kaybettik.
Onların hayat tarzlarını, hizmet anlayışlarını, meselelere bakış açılarını, geçmişte söyledikleri sözleri, verdikleri öğütleri, kriz çözmedeki maharetlerini, akil adamlıklarını irdeleyin, analiz edin eminim doğru yolu bulacaksınız. 
Bu yazı devam edecek. Bir sonraki yazımda Demirci’ye nasıl bir belediye başkanı olmalı? 
Hedefleri, projeleri, çözüm önerileri neler olmalı? 
Onları yazacağım. 
Kalın sağlıcakla…
11 Aralık 2018
Naci Akın

YORUM EKLE
YORUMLAR
Adem eren
Adem eren - 5 yıl Önce

Demirci nin demirci olabilmesi için önce Selendi demirci yolu Salihli demirci yolunun yapılması lazım yoksa hepsi boş

İrfan çatalbaş
İrfan çatalbaş - 5 yıl Önce

Ben bir Demircili olarak gözlemliyorum Manisa'da yaşıyorum bu gidişle eğitim şehri olan demircinin ciddi göç veriyor devamlı geriye gidiyor Gördes öyleydi şimdi Gördes işi toparladi korkarım yüksek okullarında kaybedeceğini birer birer