“Yaşanan ilk zehirlenme olaylarına karşın yetkililerin olayın ciddiyetini kavrayamamış olması oldu” diyen Bilgin açıklamasını şöyle sürdürdü ;

 "4 Mayıs ta Batı Kışlada yedikleri akşam yemeğinden etkilenerek hastaneye kaldırılan ve sayısı binlerle ifade edilen asker gıda zehirlenmesi tanısıyla tedavi altına alınmış, er Hüsnü Özer ertesi gün yaşamını yitirmişti. 3 gün sonra 27 Mayısta bu kez Kırkağaç 6.Jandarma Komando Eğitim Alayında 64 asker gıda zehirlenmesi bulgularıyla hastaneye kaldırıldı. Başlangıçta gıda zehirlenmesi olarak değerlendirilmeyen her iki olayın da numune tetkiki sonucu gıda zehirlenmesi olduğu ve etkenin salmonella bakterisi olduğu açıklandı.

16 Haziran Cuma akşamı bu kez Doğu kışladan mide bulantısı-kusma şikayeti ile 69 asker zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırıldı ve tedavi altına alınırken, 17 Haziran cumartesi akşamı da batı kışladan 590 asker gıda zehirlenmesi şüphesi ile hastaneye kaldırılmış, hastaneye sevk edilmeyen birçoğu da kışla içerisinde kurulan sahra çadırında müşahede altına alınmış. Halen hastanelerde 20 civarında asker tedavi görmektedirler. 24 Mayısta ki zehirlenme de yaşamını yitiren askerimizin ailesine başsağlığı dilerken, yaralı askerlerimize acil şifalar dileriz."

GIDA ZEHİRLENMELERİNİN EN YAYGIN NEDENLERİ

Gıda zehirlenmelerinin neden kaynaklanabileceğine değinen Bilgin, "Gıda zehirlenmesi; bakteriler, virüsler veya parazitlerin yiyeceklerle ya da sularla vücuda alınması ile ortaya çıkan hastalıklardır. Manisa da yaşanan gıda zehirlenmelerinin ilk 2 sinin yenilen etli yemekten kaynaklandığı ve zehirlenme etkeninin de Salmonella bakterisi olduğu açıklandı. Salmonella hastalık yapma gücü çok yüksek ve toplu zehirlenme vakalarında genellikle karşımıza çıkan bir bakteridir.

Gıda zehirlenmelerinde en yaygın neden yetersiz soğutma (%46), hazırlama ve tüketim arasında gün oranı (%21), enfekte personel (%20), yanlış ısı (%16) yetersiz ısıtma (% 16), yetersiz pişirme (%16), kontamine malzeme kullanımı(%11), araç gereçlerin yetersiz temizlenmesi(%7) kötü yiyeceklerin kullanılması(%5), ve artan yiyeceklerin kullanılması rapor edilmiştir

Kuvvetle muhtemel geçtiğimiz hafta sonu Doğu ve Batı kışlalarda meydana gelen zehirlenmeler de de etken yine Salmonella bakterisidir. Tahlil sonuçları kısa sürede çıkar. Elbette kesin sonuçları o zaman göreceğiz. Toplu yaşam alanlarından olan Kışla ve birlikler bulaşıcı ve salgın hastalıklar için riskli yerlerdir. Bu konuda hijyen, gıda kontrolü ve çalışanların aralıklı muayeneleri büyük önem taşımaktadır. Bu bir halk sağlığı faaliyetidir ve Yakın bir geçmişe kadar bu süreçler daha çok birliklerin kendi içerisinde ki mekanizmalar tarafından gerçekleştirilmekte, kontrol ve denetim mekanizmaları ile sürdürülmekte idi. Bugün ortaya çıkan tablo bu mekanizmalarda bir aksaklığı ya da ihmali ortaya koymaktadır" dedi.

"GIDA GÜVENLİĞİ NASIL TAKİP EDİLMEKTE VE HANGİ KURUM VERMEKTEDİR?"

Birliklerdeki zehirlenmelerle ilgili olarak hangi faktörlerin etkili olabileceğine dair görüşlerini paylaşan Bilgin, "Manisa da Askeri birlikler de üst üste yaşanan, gıda zehirlenmesi olaylarına yakından baktığımız da bir dizi faktörün bu sürecin yaşanmasında etken olabileceğini düşünmekteyiz.

Öncelikle Askeri birliklerde karavana yemeğinin özel şirketler tarafından yapılıyor olması bile başlı başına bir gıda güvenliği sorunudur.

Diğer yandan, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra askeri birliklerde ki sağlık hizmetlerinin sağlık bakanlığına devredilmesi ve askeri hastanelerin kapatılması kararının gerekçeleri kamuoyu tarafından anlaşılamamış ve bu konuda yeri zor dolacak bir boşluk oluşturulmuştur. Diğer bakanlık ve kurumlardan farklı olarak Türk silahlı kuvvetlerinin sağlık sistemi ve kurumları tamamen ortadan kaldırılmıştır. Bu hangi gerekçeyle yapılmıştır anlaşılmamıştır. Bu bağlamda askeri birliklerde halk sağlığı hizmetleri hangi kurum tarafından ve nasıl verilmektedir. Gıda güvenliği nasıl takip edilmekte ve hangi kurum vermektedir? Bu olayların yaşandığı birlikler de gıda kontrolleri ve personelin gıda hijyeni eğitimleri yapılmış mıdır? Bu soruların yanıtları verilmelidir" şeklinde konuştu.

ASKERİ BİRLİK VE KIŞLALARDA Kİ HALK SAĞLIĞI HİZMETLERİNDE DOĞAN BOŞLUĞA DİKKAT ÇEKTİ

Askeri Birlik ve Kışlarda ki halk sağlığı hizmetlerinde doğan boşluğa dikkat çeken Bilgin, "İlk 2 toplu zehirlenme vakasından sonra 15 gün içinde yine aynı birliklerde aynı klinik tablolarla karşılaşılması da ayrıca üzerinde durulması gereken bir konudur. Başlangıçta konunun muhataplarının olayın ne kadar önemli olduğunu yeterince kavrayamamalarından olsa gerek alınması gerekli önlemler alınmamış ve bugünkü tablo ile karşı karşıya kalınmıştır.

Yaşanan bu üzücü olay sonrasında Manisa Tabip Odası olarak bir kez daha hatırlatmak isteriz ki, toplumların sağlıklı olması ancak iyi bir koruyucu sağlık hizmetleri sistemi ile mümkündür. Askeri Birlik ve Kışlalarda ki halk sağlığı hizmetlerinde doğan bu boşluk en kısa sürede giderilmeli, askeri sağlık hizmetlerinde yılların birikimine sahip olan ve sağlık bakanlığına devredilen sağlık birimleri Türk Silahlı Kuvvetlerine devredilmelidir.

Bu tür olayların sıradan, olağan ve üzeri örtülebilecek, geçiştirilebilecek basitlikte olmadığını düşündüğümüzü yetkililere ve sorumlulara hatırlatırken, Bu konuda üst düzeyde hassasiyet beklediğimizi, İlimizde da ard arda meydana gelen gıda zehirlenmelerine yol açan nedenlerin bir an önce açığa çıkarılmasını, sorumluların cezalandırılmalarını, çözüm yöntemlerinin kamuoyu ile paylaşılmasını talep ediyoruz. Sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygı ile duyururuz" şeklinde konuştu.