Yatırımı Biz Yapmadık, Sen Yap

Konuşmasında; inşaat sektöründeki iş enerji müsaadesinin altyapı yetersizliğinden dolayı en az 10 ay sonrasında verilebildiğine dikkat çeken Bakırlıoğlu “Müteahhitler bu zor şartlar altında binayı dikiyor, daireyi satıyor, ruhsatı alıyor, iş enerji müsaadesini almaya geldiği zaman alt yapı yapılmadığından dolayı dur bakalım deniliyor” dedi. Müteahhitler bu duruma çözüm aradıklarında ise aldıkları cevabın “Efendim yatırımı sen yaparsın, biz sonra sana parasını veririz…” olduğunu ifade eden Bakırlıoğlu; elektrik dağıtım şirketinin zamanında yapmadığı altyapı yatırımlarının cezasını yurttaşların çektiğini belirtti.

Bakırlıoğlu, sanayi esnafının da benzer sıkıntılar çektiğini ifade ederek “Bu ekonomik krizde, gözü karartmışsın… Diyelim ki küçük sanayi sitesinde yatırım yapacaksın. Makine almak için fuarlara gitmişsin, sipariş vermişsin, bedelini ödemişsin ancak enerji altyapısı yetersiz olduğu için, daha doğrusu sanayi sitesinde ihtiyacı karşılayacak güçte enerji alamadığın için kara kara düşünüyorsun. Neden? Çünkü elektrik dağıtım şirketi, yapması gereken altyapı yatırımını yapmıyor.” dedi.

52 Binlik Faturaya 172 Bin Liralık Güvence Bedeli!

Elektrik borcunu ödeyemediği için aboneliğinin yenilenmesi ve yeniden tahakkuk ettirilen güvence bedeli sorunun da geçimini tarımla sağlayan kesimi oldukça zora soktuğuna değinen Bakırlıoğlu “ Olayın vahametinin anlaşılması için seçim bölgemden bir örnek vermek istiyorum. Akhisar’da Kızlaralanı Köyü’nde bir sulama kooperatifi var. Bu kooperatifin 52 bin lira borcu var ve borcundan dolayı toprağın, mahsulün suya en ihtiyacı olduğu dönemde kooperatifin elektrikleri kesiliyor. Köylü binbir zorlukla parayı denkleştiriyor ve dağıtım şirketinin yolunu tutuyor. Ancak hayatlarının en büyük şokunu kendilerinden 172 bin liralık güvence bedeli istemesiyle yaşıyorlar.

Elektrik dağıtımının özelleştirilmesinden sonra bu sorunlar çözülemez hale gelmiştir. Maalesef elektrik dağıtım şirketleri kamu hizmeti verdiklerini unutmuş, yapması gereken yatırımları yapmayarak vatandaşı zor durumda bırakmaktadır.

Bunun adı yorgunu yokuşa sürmektir ve bu uygulamadan hemen vazgeçilmelidir” şeklinde konuştu.