Tayyip Erdoğan Çalıyor, AKP’liler Oynuyor

TBMM’de Basın Toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Manisa Milletvekili ve MHP Grup Başkanvekili Erkan AKÇAY, “ Ülkemizin en önemli sorunu terör ve güvenlik sorunudur. Son olarak Mardin'in Dargeçit ilçesinde teröristlerle girilen çatışmada 3 askerimiz şehit olmuştur. Şehitlerimizden biri de Gördes ilçemiz Doğanpınar Mahallesinden astsubay çavuş Abdülkadir Çelik’tir. Tüm şehitlerimize Allah’tan Rahmet, başta kederli aileleri olmak üzere Türk Milletine başsağlığı diliyorum. Son sekiz ayda 370 şehit verdik. Şehitlerimizin sorumlusu; Habur’da teröristleri kahraman gibi karşılatan, Oslo’da teröristlerle pazarlık yapan, Dolmabahçe’de teröristlerle mutabakat metni açıklayan ve valilere teröristlerin faaliyetlerin görmezden gelin diye talimat veren AKP’dir.” dedi.

Tayyip Erdoğan Çalıyor, AKP’liler Oynuyor
 AKP’nin dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda samimi olmadığını söyleyen MHP’li AKÇAY, “ Milliyetçi Hareket Partisi olarak 14 Kasım 2007 tarihinde Devletin ve Milletin Bölünmez Bütünlüğüne yönelik suçlarda milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına yönelik Anayasa teklifi hazırlayarak AKP ve CHP Gruplarıyla görüşmüş ve destek istedik. Ancak bu partiler bizim teklifimize destek vermemişlerdir. 2012 yılında teröristlerle sarmaş dolan pozlar veren BDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılacağını söyleyen Tayyip Erdoğan daha sonra kendisi açılım projesinde BDP’li vekillerle kendisi sarmaş dolaş olmuştur. Teröristlerin evinde taziyeye giden HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılacağını söyleyen Tayyip Erdoğan’a ‘PKK’ya güzellemeler yapan, teröristlerin evine taziyeye giden AKP’li vekillerin dokunulmazlıklarını ne yapacaksınız? diye sormak gerekir. ‘Tayyip Erdoğan daha önce de olduğu gibi gaz almaktadır. AKP, dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda samimi olsaydı 17-15 Aralık yolsuzluklarının üstünü örtmezdi. Milliyetçi Hareket Partisi olarak kürsü dokunulmazlığı haricinde tüm dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyoruz.” dedi.

Tayyip Erdoğan’ın Anayasal suç işlediğini söyleyen MHP’li AKÇAY, “ ‘Anayasanın 138 inci maddesine göre hiç kimse mahkemelere, hakim ve savcılara talimat veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz.’  Tayyip Erdoğan  “ Onlarla ilgili kararı veren mahkeme kararında direnebilirdi. Direnseydi AYM’nin karar boşa çıkacaktı. Ya da AİHM’e gidecekti.” diyerek yerel mahkemelere Anayasa Mahkemesinin Can Dündar ve Erdem Gül ile kararına karşı çıkmaları yönünde talimat vererek Anayasanın 138 inci maddesini ihlal etmektedir. Anayasanın 153 üncü maddesine göre Anayasa Mahkemesinin kararları herkesi bağlar. Tayyip Erdoğan “ Ben Anayasa Mahkemesinin kararını tanımıyorum.” diyerek Anayasa’nın 153 üncü maddesini ihlal etmektedir. Dolayısıyla Cumhurbaşkanın bu açıklaması Anayasal bir suçtur.” dedi.

28 Şubat’ın Anayasa Darbe Günü olarak Tarihe Geçtiğini söyleyen Manisa Milletvekili ve MHP Grup Başkanvekili Erkan AKÇAY, “ 28 Şubat’ta yapılan post modern darbeden şikâyetçi olanlar 28 Şubat 2016 tarihinde Anayasayı tanımayarak Anayasa Darbesi yapmıştır. Bundan sonra artık 28 Şubat tarihi “Anayasa Darbe” günü olarak tarihe geçmiştir.” dedi.

Meclisin çalışma maliyetini hesaplamaya kalkışan Kalkınma Bakanının önce kendi bakanlığının (E) Cetvelindeki özel ödeneklerin hesabını vermesi gerektiğini söyleyen MHP’li AKÇAY, “ Kalkınma Bakanı bütçe ve çalışma süresi üzerinden Meclisin bir saatlik çalışmasının maliyetini hesaplamaya kalkışmıştır. Bu hesap taşeron müteahhit kafasıyla yapılan bir hesaptır. Kalkınma Bakanı Meclisin saatlik çalışma maliyetiyle uğraşacağına (E) Cetvelindeki özel hesapların hesabını vermelidir. Kendisine ayrılan bütçeyi bile harcayamayan ve yaptığı planlar tutmayan ve hedeflerine ulaşamayan Kalkınma Bakanlığı ve bütçe kanunun hiçbir maddesine uymadan bütçe hazırlayan Maliye Bakanlığı kapatılmalıdır.” dedi.

                                                                Terörün sorumlusu AKP’dir.

Türkiye Büyük Millet Meclisinde basın toplantısı düzenleyen Manisa Milletvekili ve MHP Grup Başkanvekili Erkan AKÇAY, “ Ülkemizin en önemli sorunu terör ve güvenlik sorunudur. Her gün gelen şehit haberleriyle yüreklerimiz yanıyor. Son sekiz ayda 370 şehit verdik. Şehirlerimiz azdırılan terör saldırılarıyla Irak ve Suriye şehirlerine benzemeye başlamıştır. Terörün bu noktaya gelmesinin tek sorumlusu AKP’dir. AKP’nin terörle mücadele etmek gibi bir niyeti halâ yoktur. Şehitlerimizin sorumlusu; Habur’da teröristleri kahraman gibi karşılatan, Oslo’da teröristlerle pazarlık yapan, Dolmabahçe’de teröristlerle mutabakat metni açıklayan AKP’dir. Şehitlerimizin sorumlusu; yargı paketi adı altında düzenleme yaparak binlerce PKK’lıyı cezaevlerinden tahliye edenlerdir.  Şehitlerimizin sorumlusu; teröristi tanık, Türk Silahlı Kuvvetlerini sanık yaparak terörle mücadele eden komutanları cezaevlerine atanlardır. Şehitlerimizin sorumlusu; teröristlerle Anayasa konusunda yüzde 95 oranında anlaşan AKP’dir.” dedi. 

 

AKP, PKK’nın faaliyetlerin göz yummuştur.

Akp’nin PKK’nın faaliyetlerine göz yumduğunu söyleyen Manisa Milletvekili ve MHP Grup Başkanvekili Erkan AKÇAY, “ 5 Eylül 2012’de “ Bir metrekarede bile kontrolü kaybetmiş değiliz.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Şubatta 2016’da şehitlerin bu toprakları yeniden vatan yapmak için verildiğini açıklamıştır.  Ey Cumhurbaşkanı Erdoğan şehitlerin vatan yapmak için canını verdiği bu toprakları PKK’ye peşkeş çeken sen değil misin? AKP Genel Başkan Yardımcısı “PKK’nın şehirlere 200 ton bomba yığdığını” söylerken İçişleri Bakanı da “ 7 ilçede 2 bin 40 çukur ve barikatın kapatıldığını, 2 bin 313 bomda düzeneğinin imha edildiğini” söylüyor. AKP’li yöneticilere sormak gerekir: PKK şehirlere bomba doldururken, binlerce çukur açıp barikat kurarken, şehirlere silah ve mühimmat yığarken iktidarda siz yok muydunuz?  Neden göz yumdunuz? PKK, asfaltlara mayınlar döşerken, şehirlere mühimmat yığarken, yol kesip kimlik kontrolü yaparken, mahkeme kurup insanları yargılarken, haraç toplarken bunları görmezden gelin diye valilere talimat veren siz değil misiniz? ” dedi.  

 

AKP Dokunulmazlıkların Kaldırılması Konusunda Samimi Değil

AKP’nin dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda samimi olmadığını söyleyen Manisa Milletvekili ve MHP Grup Başkanvekili Erkan AKÇAY, “ HDP Milletvekillerinin teröristlerin evlerine taziyeye gitmeleri sonucu Milletvekili dokunulmazlıkları tekrar gündeme gelmiştir. Bilindiği gibi Meclis’te 452 dokunulmazlık dosyası bulunmaktadır. Bunlardan bir bölümü geçen döneme ait dokunulmazlıklardır. AKP’li yetkililer dokunulmazlıklarla ilgili çalışmayı yakın bir zamanda Meclis gündemine getireceklerini söylemiştir. AKP’nin bu çalışmadan kastının terör ve terörle bağlantılı suçlara ilişkin dokunulmazlıklar olduğu bilinmektedir. Milletvekillerinin suç işleme hakkı ve özgürlüğü yoktur. Dokunulmazlık ve kürsü masuniyeti, milletvekillerine suç işleme hak ve hürriyeti vermez. Milletvekillerinin kürsü dokunulmazlığı dışındaki dokunulmazlıklarının kaldırılmalıdır. Dokunulmazlıkların kaldırılması ne zaman gündeme geldi? HDP’li milletvekillerinin teröristin evine taziye ziyaretinden sonra değil mi? Biz bu tiyatroyu çok değil daha üç-dört yıl önce yine izledik. Hatırlarsınız 2012 yılında BDP milletvekillerinin PKK’lılarla sarmaş dolaş görüntülerinin kamuoyuna yansıması üzerine dokunulmazlık tartışması tekrar gündeme gelmişti. Tayyip Erdoğan bu görüntüler üzerine 28 Kasım 2012'de, ''Özellikle teröre yönelik konularla ilgili fezlekeleri değerlendirmek suretiyle alışılmışın dışında bir karar vermeyi düşünüyoruz. Dokunulmazlık zırhına bürünen bu zevatla ilgili kararımızı dokunulmazlıklarını kaldırılmak suretiyle vereceğiz. Ondan sonrası artık yargıya ait" demişti. Ancak bazı AKP’li bakan ve milletvekilleri BDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına karşı çıktıklarını ve gelirse aleyhte oy kullanacaklarını söylemişlerdir. Hatta AKP’li bir milletvekili en az 60 AKP milletvekilinin BDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmaması yönünde oy vereceği yönünde açıklama yapmıştır. AKP, İmralı ile temasları ve BDP'nin bu sürece katılımı nedeniyle, dokunulmazlık dosyalarını gündeme almamıştı. Yani AKP aynen şimdi olduğu gibi toplumun gazını almış, sonra da dokunulmazlık dosyalarını tekrar tozlu raflara kaldırmıştır.” dedi.

 

Devletin ve Milletin Bölünmez Bütünlüğüne Yönelik Suçlarda Milletvekili Dokunulmazlıklarının Kaldırılmasına Yönelik Teklifimize AKP ve CHP Destek Vermemiştir.

 

MHP’nin Devletin ve Milletin Bölünmez Bütünlüğüne Yönelik Suçlarda Milletvekili Dokunulmazlıklarının Kaldırılmasına Yönelik Hazırladığı Anayasa Teklifine AKP ve CHP’nin destek vermediğini söyleyen MHP Grup Başkanvekili Erkan AKÇAY, “ Milliyetçi Hareket Partisi olarak 14 Kasım 2007 tarihinde Devletin ve Milletin Bölünmez Bütünlüğüne yönelik suçlarda milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına yönelik Anayasa teklifi hazırladık.  Anayasa’nın 175 inci maddesine göre “ Anayasanın değiştirilmesi Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri tarafından yazıyla teklif edilebilir.” Bizim o dönemde 70 milletvekilimiz vardı. Devletin ve Milletin Bölünmez Bütünlüğüne yönelik suçlarından dolayı milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasına yönelik Anayasa değişikliği teklifimizi 70 milletvekilimize imzalattıktan sonra AKP ve CHP Gruplarıyla görüşerek imza vermelerini istedik. Ancak AKP ve CHP bu teklifimizi kabul etmemiştir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak “ Fezlekeler bekletilmemeli, dokunulmazlıkların kaldırılmasından parti kapatmaya kadar her seçenek masaya koyulmalıdır.” dedi.

Tayyip Erdoğan Çalıyor, AKP’liler Oynuyor

Anayasa Mahkemesinin Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili kararına değinen MHP’li AKÇAY, “ Anayasa Mahkemesi tutuklu gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül ile olarak “ hak ihlali “ gerekçesiyle tahliye kararı vermiştir. Hükümet çevrelerinde bu karar önce olumlu karşılanmıştır. Tayyip Erdoğan Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla ilgili olarak “ Verdiği karara da uymuyorum, saygı da duymuyorum. Bu bir beraat kararı değil tahliye kararıdır. Onlarla ilgili kararı veren mahkeme kararında direnebilirdi. Direnseydi AYM’nin kararı boşa çıkacaktı. Ya da AİHM’e gidecekti.” demiştir. Tayyip Erdoğan’ın bu açıklamasından sonra Anayasa Mahkemesi havuz medyasının hedefi haline gelmiştir. Tahliye kararının doğru olduğunu söyleyen AKP’liler bir anda 180 derece dönmüşlerdir. Anayasa Mahkemesinin kararını “Kararı sevinçle karşıladık” diyen AKP’liler Cumhurbaşkanı Erdoğan konuştuktan sonra Anayasa Mahkemesinin kararını ‘yetki gaspı’ diye nitelendirmişlerdir. Hatta bir vekil hızını alamayarak Anayasa Mahkemesinin kaldırılmasını istemiştir.” dedi.  

Yasa İptali ile Hak İhlalini Birbirinden Ayıramayan Bir Adalet Bakanımız Var.

Adalet Bakanının yasa ihlali ile hak ihlalini birbirinden ayıramadığını söyleyen Manisa Milletvekili ve MHP Grup Başkanvekili Erkan AKÇAY, “ Hukuk bilgisinden her zaman şüphe ettiğimiz Adalet Bakanı Bekir Bozdağ  Anayasa Mahkemesinin kararına ilişin "Anayasa Mahkemesi'nin Can Dündar ve Erdem Gül kararı Anayasa'ya aykırıdır" diyerek bizim bu şüphemizi bir kez daha doğrulamıştır. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ sosyal medya üzerinden, Anayasa Mahkemesi’nin gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül hakkında verdiği tahliye kararını “gerekçesi olmadan açıkladığını” öne sürerek, “İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz.”(Anayasa, md.153/1) ” demişti. Anayasa Mahkemesi Adalet Bakanına hukuk dersi verircesine sadece yasa iptal kararlarının gerekçesi yazılarak açıklanabileceğini, hak ihlalinde gerekçenin yazılmasına gerek bulunmadığını açıklamıştır. Anayasa’nın 153’üncü maddesinin birinci fıkrasında “İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz.” hükmü yer almaktadır. Yani yasa iptali ile hak ihlalini birbirinden ayıramayan bir Adalet Bakanımız var.” dedi.

 

Cumhurbaşkanı Anayasal Suç İşliyor

Cumhurbaşkanın Anayasal suç işlediğini söyleyen MHP’li AKÇAY, “Anayasa’nın 138’inci maddesinin ikinci fıkrası “ Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.” şeklindedir. Tayyip Erdoğan “ Onlarla ilgili kararı veren mahkeme kararında direnebilirdi. Direnseydi AYM’nin karar boşa çıkacaktı. Ya da AİHM’e gidecekti.” diyerek mahkemelere ve hakimlere talimat vermekte ve Anayasa’nın 138 inci maddesini ihlal etmektedir. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin 6 ncı fıkrası “ Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” şeklindedir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin kararları herkesi bağlar. Tayyip Erdoğan “ Ben Anayasa Mahkemesinin kararını tanımıyorum.” diyerek Anayasa’nın 153 üncü maddesini ihlal etmektedir. Dolayısıyla Cumhurbaşkanın bu açıklaması Anayasal bir suçtur.” dedi.

28 Şubat Anayasa Darbe Günü olarak Tarihe Geçmiştir.

Tayyip Erdoğan’ın bugünkü makamını Anayasa Mahkemesine borçlu olduğunu söyleyen MHP’li AKÇAY, “ AKP’nin kapatılmasıyla ilgili davayı bu Anayasa Mahkemesi reddetmiştir. Anayasa Mahkemesi AKP’nin kapatılmasını reddettiği için Tayyip Erdoğan bu makamlarda oturmaktadır. Dolayısıyla Tayyip Erdoğan bugün bulunduğu makamları Anayasa Mahkemesine borçludur. 12 Eylül 2010 referandumunda “Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru hakkı getiriyoruz.”  diye kitapçık yapıp bastıran Tayyip Erdoğan bu gün işine gelmeyince Anayasa Mahkemesini “ Darbe Mahkemesi” diye suçlamaktadır. 28 Şubat tarihi post modern darbe olarak adlandırılmaktaydı. Dün post modern darbeden şikâyetçi olanlar 28 Şubat 2016 tarihinde Anayasayı tanımayarak Anayasa Darbesi yapmıştır. Bundan sonra artık 28 Şubat tarihi “Anayasa Darbe” günü olarak tarihe geçmiştir.

Kalkınma Bakanı kendi bakanlığının bütçesinin (E) Cetvelindeki özel ödeneklerin hesabını vermelidir.

Meclisin çalışma maliyetini hesaplamayan kalkışan Kalkınma Bakanının önce kendi bakanlığının (E) Cetvelindeki özel ödeneklerin hesabını vermesi gerektiğini söyleyen MHP’li AKÇAY, “ Kalkınma Bakanı 1 Mart’ta TBMM Genel Kurulunda “ Meclisin bir saat çalışmasının maliyetinin aşağı yukarı 600 bin lira olduğunu” söylemiştir. Kalkınma Bakanı bu hesabını “ Meclis’in 2016 bütçesi 840 milyon liradır. Meclis yılda 150 gün ve günde 10 saat çalışırsa Meclis’in bir saatlik çalışma maliyeti 600 bin lira olur.” şeklinde hesaplamıştır. Kalkınma Bakanının bu hesabı yanlıştır. Taşeron müteahhit kafası ile hesaplanmıştır. Zaten kendi de kaba bir hesap diyor. Parlamenter sistemin, TBMM’nin bilincine varamadığı anlaşılıyor. Kalkınma Bakanı Meclisin saatlik çalışma maliyetiyle uğraşacağına (E) Cetvelindeki özel hesapların hesabını vermelidir.

Asıl önemli olan Kalkınma Bakanının bu hesabı neden yaptığıdır. Kalkınma Bakanı bu hesapla Meclisin İç Tüzük değişikliği için zemin hazırlamaya çalışmaktadır. AKP’nin İçtüzükten anladığı muhalefetin sesinin kısılmasıdır. Bizim İçtüzükten anladığımız ise iktidarın denetlenmesidir. Sayıştay ve denetim kurullarını felç ederek kurumlarda at koşturan AKP şimdi de Meclis İçtüzüğünü değiştirerek muhalefetin sesini kısmaya ve denetimden kaçmaya çalışmaktadır. Biz buna asla izin vermeyeceğiz.” dedi.  

 

Kalkınma ve Maliye Bakanlıkları Kapatılsın

Kalkınma ve Maliye Bakanlıklarının kapatılmasını isteyen MHP’li AKÇAY, “ Kalkınma Bakanı içtüzük değişikliğine gerekçe olarak Meclisin bir saatlik çalışmasını 600 bin lira olmasını gösteriyor. Maliyet, gerçek niyetin önündeki bir kılıftır. Eğer amaç maliyet olsaydı, hükümet bütçe giderlerinde kısıntı yapardı. Maliyet hesabı yapan hükümet 2015 yılında yolluk ödeneğinin yüzde 31 üstüne çıkıp 1 milyar 596 milyon liralık harcama yapmazdı. Maliyet hesabı yapan hükümet 2015 yılında görev giderlerinin yüzde 70 üzerine çıkıp 2 milyar 846 milyon lira harcamazdı. Temsil ve tanıtma giderlerinin yüzde 46 üstüne çıkıp 393 milyon lira harcamazdı. 2015 yılında yolluk, görev, temsil ve tanıtma giderlerini yapmak için hükümet nereden kısmış biliyor musunuz?    Tabii ki Kalkınma Bakanlığı bütçesinden! Kalkınma Bakanlığının 2015 bütçesi 2 milyar 182 milyon liradır.  Gerçekleşme % 46 altında 1 milyar 180 milyon liradır. Yani 1 milyar lira harcanmamıştır. Kalkınma Bakanlığı 2016 bütçesi 2 milyar liradır. Muhtemelen bunun yarısı yani 1 milyar lirası harcanmayacaktır. Kalkınma Bakanlığı ne iş yapar? Orta Vadeli Plan yapar? Bir hükümet neden plan yapar? Ortaya koyduğu hedefi tutturmak için. Şimdi hükümetin enflasyon hedefine bakalım: enflasyon hedefinin 2012’deki sapması yüzde 23, 2013’te yüzde 46, 2014’te yüzde 63, 2015 yılında yüzde 76’dır. Böyle bir sapma olabilir mi? Ben şimdi Kalkınma Bakanlığının bir saatlik çalışma maliyetini hesaplamak istemiyorum. Bu Kalkınma Bakanlığı çalışanlarına saygısızlık olur. Ancak kendisine ayrılan bütçeyi bile harcayamayan ve yaptığı planlar tutmayan ve hedeflerine ulaşamayan Kalkınma Bakanlığının da kapatılması gerektiğine inanıyorum.  İnanın kısmen bir tasarruf sağlanır ve  Ekonomi Bakanlığı'na bağlanır.  Maliye Bakanlığı'nı bile kapatalım. Bunu ciddi söylüyorum. İnanın bütçelere kamuda çok ciddi bir tasarruf sağlanır. Hem parasal olarak hem de bir yönetimde koordinasyon açısından çok faydalı olacağını düşünüyorum. Getirdikleri bütçeye bütçe demeye bin şahit lazım. Getirdikleri bütçe kanunun hiçbir maddesine uygun değil. Bütçeyi iki maddelik yapsınlar. Madde bir, Bütçeyi Maliye Bakanı hazırlar. Madde iki, Hükümet de keyfince harcar. Bu kadar keyfi zihniyetin hakim olduğu bir ülkede yaşadığımız için bu kaosları yaşıyoruz.” Dedi. 

Güncelleme Tarihi: 05 Mart 2016, 22:08
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER