Gecenin yarısı mahalle muhtarı, sağlık ekipleri, polis, savcı herkes orada...
Evin etrafı güvenlik şeridi ile çevrili, görevliler dışında eve giren çıkan yok...
İçeride hummalı bir çalışma var, en son yeşil renkli, kasalı aracın şoföründen torba isteniyor, savcı işini bitirip olay yerinden ayrılırken, kapıdan ceset torbası dört kişinin saplarından tuttuğu halde çıkarılıyor.
Tabuta konuluyor, otopsi için İzmir Adli Tıp kurumuna gönderiliyor...

*
Bu anlattığım şeyler Demirci'de belli aralıklarla yıllardır aynı işleyişle yaşanıyor.
Tek başına yaşayan, yaşlı insanlar kimi zaman banyoda, mutfakta düşerek, kimi zaman yatağında, uzun süre ortalıklarda görünmediklerinde, yakınları veya komşuları tarafından arandıklarında evlerinde tek başına ölü olarak bulunuyorlar.

Daha öncede yazdım, araştırdım, gözlemledim, ilçemizde yaşlı bakım evi ve Huzurevi gibi sosyal bir hizmet mutlaka ama mutlaka olmalı.
"Yaşlılık, Yalnızlık ve Demirci'de Huzurevi Gerçeği" OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

*
Bu eksiklik yüzünden yaşlı ve tek başına yaşayan insanlar böyle üzücü ve nahoş görüntüler içinde ölü olarak bulunuyor.

*
Gereği yapılıyor, toprağa veriliyor, ancak her cenazede, cami önünde veya evin önünde cenaze için bekleşilirken, insanlar bu eksikliği ifade ediyor, fakat hayatın akışı devam edince, yeniden hayatın içine girince, herkes kendi yaşam savaşının içinde nefes alıp vermek zorunda kalınca unutuluyor ve dillendirilmiyor.

*
Demirci'de öncelik sırasını karıştıran bir siyasi irade var.
Aklına eseni yapan, yasaları çiğneyen, mahkeme kararlarına uymayan, özel mülkleri, orman arazilerini, kamusal alanları gasp eden, mahkemelerde hala hesap veren, günü birlik popülist ve "ben yaptım oldu" mantığının ön planda olduğu öylesine plansız işleri yapan, liyakatsiz kadrolarla iş tutan bir  siyasi idare var ki, bu geri kalmışlığı da yine "kaybeden Demirci" diye, yine öncelik sırası olmayan, bir erk iradenin, becereksizliği olarak ilçe adına tarihe geçsin diye  bu dönem içinde not alıyorum. Sizler bugünden okumuş olun iyi mi?

*
Demirci ilçesinde Huzurevi ihtiyaç. Bunu hissetmiyor musunuz?
Yaşlı bakım veya rehabilitasyon merkezi gibi sosyal kurumların eksikliği yaşanıyor.
İlçe içinde yüzlerce sayılara varan, yalnız yaşayan veya bakıma muhtaç yatalak yaşlı insanlar var.

*
Bu gerçeklerle yüzleşmeyen, bunları görmeyen, empati yapma yetisini kaybetmiş, bir siyasi irade, elinde kulağına yapışmış telefon ve son süreçte de belinde MKE indirimli tabanca ile kovboy gibi geziyor. Bu tür sosyal projeleri hayata geçirecek, kurmay kafalar Demirci'de yok, bunları düşünebilen vizyon sahibi bir ekipte  şu an maalesef yok.

*
Gördes ilçesinde biri varken, biri daha yapılmakta olan ve çok yakında hizmete başlayacak olan Huzurevi, Demirci'de bırak arsasını, kağıt üstünde, akıllarda zihinlerde bile yok.

*
Ölüm anındaki yalnızlık ve Azrail ile randevusuna giderken, insanların varlıklı, varlıksız, zengin, fakir, çocuklu veya çocuksuz olmasının hiç bir farkı yok.

*
Hayatın içinde cepteki, bankadaki, kasadaki  paranın o yalnızlıkta yetmediği, dünyaya getirip büyütüp iş, eş sahibi yaptığı evlatlarının bile ölümlerine yetişemediği, göremediği öyle çok yalnız ölüm olayları oluyor ki.

*
Fakat Huzurevi olmadığı için, Demirci ilçesinde bu yalnız ölüm halleri daha bir dramatik oluyor.
Günler sonra cansız bedenleri bulunan insanların, cenazelerindeki kalabalıkların, ölüm hallerindeki ve anlarındaki yalnızlıklarına çare olmadığını, bu kalabalıklarda yalnız ölen insanlar, inanın belki tabutlarının içinde musalla taşının üstündeyken bile kendisi için namaza gelen, saf tutan insanları görüyorlar, sonsuzluk uykularında bile bunu belki yaşıyorlar.

*
Huzurevi için bir sivil itici platform kurulmasını öneriyorum. Sosyal olaylara duyarlı insanların bir araya gelerek, devletin kurumlarını ve siyasi iradeyi ateşleyecek girişim içine girmesini talep ediyorum.

*
İmam Hatip okulunda uygulama camisi bile yok iken, hatta sıfır yapılan binaya bile bunu yapmak akıllara gelmemiş iken, Öğretmen yetiştiren fakültenin bahçesine cami yapmaya kalkan, camiyi bitirmek için acil ve ivedilikle hırs gösteren bünyeleri bu işte de görmek istiyorum.

*
Yapılan işlerde sıralama hatası rekoru kıran bu ilçede, dinen ibadetten sorumlu bile olmayan yaş guruplarına kuran kursu yaptıran, eski cezaevinin arsasını bu işe tahsis edenleri, huzur evi için de yer arama ve bu işi başlatma gayretinde görmek istiyorum.

*
Kaynak yaratmakta usta ve ehil olan arkadaşlar, yardım ve bağış toplama işinde, yol katetmekten ıkınmayan, yorulmayan, böyle bir imkan zuhur ettiğinde tüm işlerini bırakıp, bal kovanına çöken balseverler gibi davranan, imar planında yeşil alan olan yeri kooperatifler için, imara açmaya işlem başlatırken acele eden, meclislerde böyle kararların altına imza atarken, tapu devri öncesindeki bedellerden bile bağış adı altında para koparmayı akıl edenleri, bu iş içinde aynı enerjiyi göstermeleri gerektiğini düşünüyorum.

*
İnsanlığımız sorgulanır hale geldi. Etrafımıza bakınca acınacak öylesine insanlık dramları yaşıyoruz ki, görmüyoruz, bakıyoruz, hissetmiyoruz!

Dünyalık işlerde acele eden, tamahkâr, insanlık vitaminsizliğinden muzdarip bünyelerin içinde, onların zekaları kadar, onların ortaya koydukları gayri yaşamsal işlerde bile böyle ezik işlerini gösterenlerin iradesinde yaşamak beni doğrusu rahatsız ediyor. Sahi sizi etmiyor mu?

Susalım mı? Konuşmayalım mı? Vicdanları nasırlaşmamış insanlar yok kalmadı mı diyelim?

*
İnsanlar tek başına can verirken, yanıbaşında ağzına zemzem akıtan, Yasin-i Şerif okuyan birilerinin olması hakkı da gasp edilmiyor mu? Ölürken bile insan gibi ölmek gerekmiyor mu?

*
Düşünmemek yok saymaktır.

Yaşlılar ve yalnızlar bu atmosferden nefes alıp veriyor, bu ilçenin gerçeğiyle ne zaman yüzleşeceksiniz?

*
Huzurevi adı üstünde, insanların kalan günlerinde huzur içinde yaşayabileceği yerler olsun.
Bu üzücü ölümleri birebir haber için gittiğimde yaşayan, o psikolojiyi soluyan biri, bir vicdanlı insan olarak soruyorum.
İnsanlar mı, vicdanlar mı tek başına ölüyor?
Cevabını da ben vereyim....İnsanlar tek başına, vicdanlar ise duyarsız, fikirsiz, insafsız kalabalıklar içinde ölüyor..
Benim gördüğüm bu...Farklı düşünen parmak kaldırsın!

*
21 Aralık 2021
Mustafa Temiz