Şakir ağabey ile diyaloglarımızda hep yüzü gülerdi, aramızda sanki hayatı aynı yerden gören bir pencere vardı.
Biz o pencereden, dünyayı, insanlığı ve Demirci'yi adeta aynı anda seyredebiliyor, düşünebiliyor ve ifade edebiliyorduk.
O iyi bir Atatürkçü ve Devrimciydi. Atatürk Milliyetçisi ve Demirci sevdalısı bir adamdı.
Demirci gibi bu köhne şehirde, o bir aydındı aslında.
Onun fikirlerini , düşüncelerini, isteklerini, hayal ettiklerini, kabul ettirirken tatlı dili ve uzlaşıyla herkesin gönlüne girmesi de doğrusu ya, onun kendi marifetiydi.
Yaşlısından gencine herkes ile mutlaka bir ortak noktayı yakalar, onun üstüne muhabbeti kurar, zaman onunla sohbet edenler için su gibi akar giderdi.
Sosyal, modern, entellektüel bir adamdı Şakir Ağabey.
Eskiler onu anlatırken, hep aydın yüzüyle işlerin altından kalkışını, tamamen sıcak ilişkilerle bir çok sorunu ortadan kaldırması, kriz süreçlerini de iyi yönetmesiyle tarif ederdi.
Onunla siyaset yaptığı süreçte, uzun geceler yaşadık.
Mücadeleci yapısı ve hele hele Demirci gibi muhafazakar ve sağ parti oylarının yüzde 60 lar ve üstünde gezdiği bir ilçede sosyal demokrat bir söylev geliştirmeyi onun ağzından duydum ilk kez.
Doğrusu şu aslında Camcı Şakir'in, olaya yanındaki ekibi de inandırmasıyla, bu siyasi mücadele ve seçim havasında, yanındaki insanlar bile tek tip oluyor, Camcı Şakir'in o çevresine yaydığı enerjisi ile gördüğüm kalabalığın hepsinin birer Camcı Şakir gibi idealist ve verdiği mücedeleye inanan insanlara dönüştüğüne de şahitlik etmiştim.
30 yıl oda başkanlığı yaptı. Bu arada Demirci Belediye Meclis Üyeliğine seçildi. CHP Demirci İlçe Başkanlığı yaptı. Herkes onu Demirci'nin efsane CHP İlçe Başkanı merhum Kadir Arıcı'nın çırağı olarak bildi ve saygı duydu.
O saygıyı hak edecek işler yaptı. İnsanlar onun sahada olduğu sürede o üstündeki ölü toprağını atarak silkiniş gösterip yollara koyuldu.
O zaman çok gencim, Demirci Bedensel Engelliler Derneği Şube Başkanıyım.
1999 yılında Ankara 'da yaklaşık 3 ay boyunca, bütün bakanlıkların temsilcileriyle birlikte benimde Anadolu'daki Engelli derneklerini temsilen masasında oturduğum, bir çok maddesinde katkımın olduğu, Engelliler yasa tasarısının içinde olan ve 2002'den sonra yasalaşan, engelli su abonelerinin belediye meclislerinde alınan karar ve şartlarla su bedelinde indirim veya muaf tutulması ile ilgili maddesi yürürlüğe geçince, bunu Demirci'de uygulatabilmek için, Şakir Ağabey ile emek ve çaba gösterdiğimiz bir zaman dilimi vardı.
Şakir ağabey Belediye meclis üyesi, Mithat Erşahin Fazilet Partisinden seçilmiş ama AKP kurulduktan sonra AKP'ye geçerek Türkiye'nin o gün itibariyle ilk AKP'li belediye başkanı olduğu dönemin tam ortasıydı.
Engellilerin su aboneliğinde indirimli su bedeli veya tamamen muaf tutulmasıyla ilgili konuyu kendisiyle konuştum. Demirci Belediye Meclisinde bu konuyu önerge olarak verdi. Ancak bu konu kanun yeni yürürlüğe girmesinden dolayı uygulamada nasıl davranılacağı üzerine tartışmalara yol açmıştı.
O önerge verdiği meclisten sonra benimle yaptığı görüşmeler ve yeni güncel bilgileri bıkmadan dinleyerek defalarca Mithat başkanla görüşmeye gitmişti.
Onun gerekçesi şuydu ; Madem böyle bir yasayı AKP hükümeti çıkardı, AKP'li bir belediye başkanı da bunu uygulasın, engelli yurttaşlar bundan yararlansın, Demirci Türkiye'de emsal olsundu.
Görüşmelerimiz bu tıkanıklıktan dolayı, bir sonraki ay yapılacak meclis görüşmesine kadar sürdü. Başkan Erşahin, " bana emsal bir uygulama getir, bunu yapan belediye nasıl yapmış, evrakıyla, kararıyla önüme getir Şakir bey" demişti.
Derken ben bunu araştırdım, buldum.
İzmir'in Karşıyaka Belediyesi bu kanunu ilk uygulayan belediyeydi. O gün için namı nimet olan telefonla 1999-2004 yılları arasında DSP'den seçilen Karşıyaka Belediye Başkanı Şebnem Tabak'a ulaştım. Durumu izah ettim, bu kanunu belediyesinde nasıl uyguladı ise meclis kararından, engelli abonelerden istenilen evraklar, belgeler, su tahakkuk servisinde yapılan hesaplama tablosu ve tahsilat fişleri dahil ne var ise istedim, Şebnem Başkan'da bunu bana posta ile gönderdi.
Şakir ağabeyin açık pazar yerindeki dükkanına vardığımda o elinde elmas, cam kesiyordu. Selam verince selamımı aldı ve başını kaldırıp gülümseyerek bana baktı. Ben Karşıyaka Belediye Başkanından gelen zarfı salladım karşıdan. Müşterisini gönderdi yanıma geldi. Heyecanlandı. Evrakları üç beş dakikada inceledi. Yüzü gülüyordu. "Bu evrakların üstünde nerede Karşıyaka var ise, üstüne dak-sil sür, daktilo ile Demirci yaz bana getir" dedi. Meclis toplantısı ertesi gündü. Dediğini hemen yaptım, gelen bütün evrakların üstünde Karşıyaka yazan yerlere dak-sil sürdüm ve Demirci yazdım, Şakir ağabeye götürdüm. Ertesi günü mecliste bu evraklar emsal görülerek, Demirci'de yaşayan engelli abonelere su bedeli ücretsiz hale getirildi. Mecliste yaptığı konuşma ve evraklarla tek tek anlattığı sunumla, bu önergesinin oy birliğiyle karar alınmasını sağlamıştı.
Şakir Ağabeyin vefat haberini aldıktan sonra, onunla soluduğumuz anlar ve günler film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti gitti.
Ölümüne rağmen, o anıların kafamda dönmesi bile Camcı Şakir'in hoş adam olmasından mı nedir, beni gülümsetti.
Güzel şeyler aklıma geldi, düşündüm, bana göre hiç kötü hatırladığım bir anı hiç olmamıştı.
Ardından iyi söz ettirecek bir adamdı, Demirci'nin Camcı Şakir'i.
Onun mesleği gereği kestiği cam narin bir malzeme ve kırmadan dökmeden, istediği ölçüyle en az zararla kesme hüneri gibi, diliyle de adeta bir insana konuşması aynı şeydi. Kırmadan, dökmeden ve gönlünü alarak.
Işıklar içinde uyu Camcı Şakir, ardında hoş bir sada bırakarak gittin.
28 Ocak 2020
Mustafa Temiz
