Domates, biber, patlıcan / Ahmet Orhan Yazdı...

Yazımın başlığını unutulmaz şarkıdan alıntılarken büyük Türk sanatçısı, gezgin ve aydını Barış Manço’yu rahmetle yâd ediyorum.

Domates, biber, patlıcan / Ahmet Orhan Yazdı...

Yazımın başlığını unutulmaz şarkıdan alıntılarken büyük Türk sanatçısı, gezgin ve aydını Barış Manço’yu rahmetle yâd ediyorum.

Bugün ülkemizi yönetmekte olan değerli büyüklerimiz için yaşam analizi yapma arzusundayım.
En düşüğünden verileri siz okuyucularımla değerlendirmeye çalışalım istiyorum.
Türkiye’de TÜİK’e göre genel enflasyon geçtiğimiz Mayıs itibariyle son çeyrek yüzyılın rekorunu kırarak %73,8 seviyesine ulaştı.
Bağımsız araştırma enflasyon araştırma grubuna(ENAG) göre ise bu oran %160 ile TÜİK verisinin iki katından daha fazladır.
Hayatın idamesi için gerekli her türlü mal ve hizmeti doğrudan etkileyen petrol ürünleri ve doğal gazda fiyat artışlarının bir yılda %400 olduğu bir ortamda hiper enflasyonun olması doğal sonuç olarak görülmelidir.
Enflasyonda durum böyleyken halkımız % 80’ninin orta ve dar gelirli dezavantajlı gruba dâhil olduğunu düşünecek olursak hayat pahalılığının hangi boyutta olduğunu tahmin etmek hiç kimse için zor olmayacaktır.

****

Türkiye’nin bir numaralı üretici meyve ve sebze hali olan Antalya Büyükşehir Belediyesi Halindeki 16 Haziran 2022 tarihindeki bazı sebze ve meyve fiyatlarına gelin birlikte bir göz atalım.
Tabii şunu da unutmayalım ki mevsim itibariyle hemen hemen sebze ve meyvelerin en bol olarak üretildiği dönemlerden birini idrak etmekteyiz.
Buna göre
Dolmalık biber          4-14 
Biber(Çarli)                1,5–15
Biber Kırmızı(Kaypa)  5–14
Domates                   1–16
Fasulye                     4–12
Hıyar                        1–5,5
Kabak                       1,5–6
Patlıcan                     3–8
Patates                      5–12
Soğan                        1–6
Meyveler
Karpuz                      1–3,8
Kavun                        2–7
Kayısı                        10–18
Şeftali                        13–20 liradan toptan satılmıştır.
Türkiye Ziraat Odaları tarafından açıklanan rakamlara göre tarladan bahçeden soframıza gelen yukarıdaki gıda ürünlerinin fiyatları tam tamına 5,5 kat artmış durumdadır.

****
Uzun lafın kısası halde 1 liraya satılmakta olan bir salatalığı en az 5,5 liraya satın almak durumundadır vatandaşlarımız.
Diğer gıda ürünlerindeki fiyatları da dahil ederek hesaplama yapacak olursak, vatandaşımızın filesindeki bir kg sebze ve meyvenin ortalama fiyatının en az 10-15 lira olması makul bir sonuç olacaktır.

****
Sebze ve meyvenin en bol olduğu günümüzde Pazar çantaları en az 200-300 liraya dolabilmektedir. 
Elbette bu ürünleri almış olmanız beslenebilmeniz için yeterli değildir.
Bakliyat, yağ, pirinç, bulgur ve makarnayı, haa bir de beyaz ve kırmızı eti de bu listeye dahil etmek durumunda olduğumuzu da unutmayalım.
Bu gruba da et hariç haftalık olarak aynı seviyede yani 200–300 lira harcamak durumunda olduğumuzu bir kenara not edelim. 
Günümüz insanının zaruri diğer harcamalarını hatırlayacak olursak;
Giyim, ısınma, barınma(yoksa evi kira), elektrik, su, ulaşım ilk akla gelenlerdir.
Şimdi sırayla bu listenin toplamını çıkarmaya çalışalım.
Beslenme için haftalık en az ortalama 500 lira.
Aylık olarak
Elektrik             200-300
Su                     100-150
Tüp(pişirme)     350
Ulaşım vs.         350
Kirayı göz ardı edecek olursak buradan da en az aylık 1000 liralık bir gider söz konusudur.
4 Hafta üzerinden beslenmeye 2000
Kira hariç aylık zorunlu harcamayı da ilave ettiğiniz de ortalama 3000 liralık bir gider ortaya çıkmakta.
Mevsimsel olarak ısınma giderinin, giyim harcamalarının ve kiranın ne kadar olabileceğini varın siz tahayyül edin.

****

Ülkeyi yönetenlerin vatandaşımıza hitap ederken hiç olmazsa bu en azından yukarıda hesap edilmiş rakamları akıllarının bir köşesinde tutarak konuşmaları milletimizin fertlerine saygılarını gösterecektir.
Tarım ürünlerine taban fiyat belirlerken, Temmuz ayında kanununun emri olarak ücretleri arttırırken vicdan, insaf ve kendilerini büyük çoğunluğun yerine koyarak karar vermeleri bırakın yönetici sorumluluğunu, bir insanlık borcudur.
Bu borç da öyle %40-50lerle kapanacak gibi değildir.
“Vatandaşımızı hayat pahalılığına ezdirmeyiz” sözü ağırdır!
Üst perdeden söyleyerek bu ağır yük kaldırılamaz.
2500 liralık emekli maaşıyla hayatta kalmaya çalışan emeklilere en az %100 zam yapılırken asgari ücretlileri de kimse göz ardı etmemelidir.
Malum bir kısım zevatın dışında milyonlar için tahammül sınırı aşılmış, bıçak kemiğe dayanmıştır.
Her ne pahasına olursa olsun vatandaşımızın yüküne omuz verilmelidir.
Gerekirse uluslararası tahkimle tahkim(!) edilmiş olanlara yapılmakta olan ödemeler ötelenmeli devletin aşırı harcamalarından vazgeçilmelidir.
Vatandaşın önüne her çıkışında hiç kullanılmamış giyimlerle arzı endam etmekten vazgeçilerek tasarruf mesajları verilmeli, israf içinde olanlardan hesap sorulmalıdır.

****
Devlet harcamaları asgari seviyeye indirilmelidir.
Denizin bittiğini herkes bilmeli ve ona göre hareket edilmelidir.
Makam arabalarının büyük çoğunluğu derhal hizmetten alıkonulmalıdır.
Devletimizin gösterişli binaları dururken otellerin lüks salonlarındaki toplantılar terk edilmelidir.
Daha bunlar gibi nice tedbir yürürlüğe konulmalı, bütçe disiplini sağlanmalıdır.
Hırsızdan, rüşvetçiden hesap sormak için üç maymunu oynamak yerine, devletin elindeki bilgiler doğrultusunda “nereden bulunduğunun” hesabı görülmelidir.

****
Ancak böyle bir durumda kamu vicdanı felah bulacak, vatandaşımız gönül rahatlığıyla her türlü maddi-manevi fedakârlığa rıza gösterecektir.
Aksi takdirde beka diyerek Türk Milletinin yoksullaşmasına göz yummanın, talanı, yağmayı görmezden gelmenin, bütün maddi-manevi yükün sade vatandaşa yüklemenin bedeli çok ağır olacaktır.

****

18 Haziran 2022
Ahmet Orhan

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER