İlçe de bir iki noktada önüme çıkan bu dedikodular ve hatta önce benim görmemem için beni engelledikten sonra sosyal medyada atıp tutan zat-ı muhteremlerin yazıp çizdiklerinden sonra böyle bir açıklama haber yapmak farz oldu.

Kolay anlaşılması açısından madde madde gidelim.

1- 09-11 Mayıs tarihlerinde Uluslararası eğitim kongresi Demirci’de Eğitim Fakültesi kampus alanı içinde yapılacak. Bu haberden dolayı kongre iptal edilmedi. Yabancı konuklar ve katılımcılar yine Demirci ilçesine gelecekler.

2- “Demirci’ye kötülük etti “ diyenlere şunu sormak isterim. Kongre iptal edildi mi? Cevap edilmedi. Bunun neresinde kötülük?

3- Bu haber yalan, iftira veya asılsız diyebilecek bir tane delikanlı çıkar mı? Cevap çıkamaz, çünkü haber dibine kadar doğru.

4- Haber doğru olduğu için Celal Bayar Üniversitesi Rektörlüğü devreye giriyor araştırıyor ve kongrenin Eskihisar Mahallesindeki kaçak ve ruhsatsız yerde yapılacak kısımlarını iptal ederek fakülte kampüsünün içine alıyor.

Bu maddelerin ardından biraz daha detaylara girelim.

Fakülte dekanı Ataç Hoca ile Selami Başkan böyle işleri “ biz yaparsak olur” mantığıyla hareket ederek ortaya döküyor.

Arka tarafta resmiyet, kanun, yasa var mı yok mu umurlarında değil.

Bakın bu olayda Rektör Çelebi hocanın devlet adamlığı ve hukuka saygınlığı olmasa olaya müdahale etmezdi. Rektör hoca yapılan haberden haberdar olup hemen olaya müdahale etti ve bilimsel bir toplantının hukuksuz yapılmış ve hatta orman arazisine tecavüzün açıkça ortada olduğu mekânda yapılacak kısımlarını iptal etmiştir.

"Şimdi bakış açısını değiştirerek bu olaya farklı yaklaşalım"

Eskihisar Mahallesindeki bu kaçak inşa edilmiş ruhsatsız ve tapu tecavüzü açıkça ortada olan adı güya kongre merkezi konulan yerde bu Uluslararası Kongre yapılmış olsa idi. Kongrenin bitişinin hemen ertesi günü çıkacak gazetelerde manşetten şöyle bir haber “ CBÜ ruhsatsız ve kaçak yerde eğitim kongresi yaptı “

Ne olurdu?  Ben söyleyeyim bu tam tamına skandal olurdu.

Haberin kongre tarihinden önce yapılmış olması birilerinin ilçeye pompaladığı dedikodular gibi memlekete kötülük değil bilakis iyilik olmuştur.

Selami Selçuk başkanın hukuk tanımaz, yasalara uymaz, yaptığı usulsüz işleri kılıfına uydurur ve hatta adaleti yanıltmak ve durumu kurtarmak için doğruları bile söylemediğine tanık olduğum onlarca olayı bilirim.

Ancak Fakülte Dekanı Ataç hocanın da gördüğüm kadarıyla pek ondan geri kalır yanı kalmadı.

Konferansa getirdiği ve yakın dostum dediği konuşmacı salondaki Atatürk posterine tahammül edemeyip kaldırtacak kadar haddini aşabiliyor.

Mesela bu kongre için esnafa çıkıyor. Bir yerde benim de kulağımı çınlatıp yardım istemek için gittiği esnaf dükkânında “ aslında bu fakülteyi buradan kaldırtmak lazım hiç destek olmuyorsunuz “ gibi laflar edebiliyor.

Bu kongrenin kaleminden not defterine ve hatta başka müştemilatı da yine bizzat kendisinin giderek tahsil ettiği Demirci esnafı sağlıyor.

Bindiği makam arabasını bile Demirci esnafının aldığı dekan hoca işin ta başında hayranı olduğu Abdülhamit için ikbal beklentisi içinde başlatacağı fakülteye yapılacak cami için “hayırseveri buldum cebimizden beş kuruş çıkmayacak” demişti. Bu ifade yakın zamanda edilmiş bir söz değil üstelik yalan derse de ispatlarım. İspat için eski bir belediye başkanını ve eski bir bakanı gözünün önüne dikerim. Bu cami için dediği de çıkmadı. Cuma namazlarının çıkışlarında cami kapılarındaki poşet tahsilâtı ile bu camiyi de yine Demircililer yapacak gibi gözüküyor.

Gençlik merkezi ve kütüphanesi olmayan fakülteye cami yaparak akıl almaz icraatlarına devam eden Perşembe günlerinin en aktif dekanı Ataç hoca’nın bundan sonra Demirci’den giden her ne işi olursa olsun Rektör Çelebi hoca tarafından dikkatle inceleneceğini sanıyorum.

Zira Rektör hoca sonu skandal olarak bitecek bir faaliyete son dokunuşunu yaparak hem devlet adamlığını, hem hukuka saygısını ortaya koymuştur.

Kendisinin 15 Temmuz gecesi darbe girişiminde Demirci’de halkla birlikte darbecilere karşı duruşunu da o gün takdir etmiş birisiyim.
Kendisi bu kongrenin kaçak ve ruhsatsız bir yerde yapılmasına mani olarak Ataç hocanın da ikbali konusunda bence etkili olmuştur.

Habercinin görevi kamu adına sorup sorgulamak, işlerini iyi yapmayanlara da hukuk ve yasalar çerçevesinde deyim yerinde ise haberini yapıp kamuoyunu ve yasaları arkasına alarak ayar vermektir.

Görev tamamlanmıştır.

Demirci ismi yine bir skandal ile birlikte anılmaktan son anda kurtarılmıştır.

Demirci’ye kötülük değil iyilik yapılmıştır.

Kamunun kaynaklarını bu yasal olmayan yerlere aktaranlar hakkında hukuk ve adalet dağıtan kurumlar gereğini yapacaktır.

Adalet gecikse de tecelli edecektir, işte o günü bekliyorum.

Mustafa Temiz

08.05.2018