Depresyon, uygun koşullar sağlandığında bipolar bozukluğa dönüşüyor

Depresyon bipolar bozukluğun başlangıç noktası mı?

Depresyon, uygun koşullar sağlandığında bipolar bozukluğa dönüşüyor

Hangi ilacın hangi dozda ne kadar süre ile verileceği önemli
Bipolar bozukluk, bir kişinin zaman içindeki duygu durumlarının aşırı dalgalanmalarına ve dönemsel olarak mani (aşırı yüksek enerji, ajitasyon, düşünce hızlanması) ve depresyon (aşırı düşük enerji, umutsuzluk, ilgi kaybı) atakları yaşadığı bir psikiyatrik bozukluktur. Bipolar bozukluk, esas olarak iki temel tipe ayrılır:

Bipolar Tip 1: Bu tipde en az bir kez mani atak yaşanmıştır. Mani, aşırı yüksek enerji ve aşırı hareketlilik ile karakterizedir. Bu durum, hayatı ciddi şekilde etkileyebilir ve hastaneye yatış gerektirebilir.

Bipolar Tip 2: Bu tipde mani ataklarının yerine hipomani (daha hafif mani) atakları vardır ve en az bir majör depresyon dönemi yaşanmıştır. Hipomani, maniye benzer belirtiler gösterir, ancak daha hafif şiddette ve genellikle daha az işlevsel bozukluklara neden olur.

Bipolar bozukluğun tam olarak nedeni bilinmemekle birlikte, genetik, nörobiyolojik, çevresel ve psikososyal faktörlerin bir kombinasyonu rol oynayabilir. Bipolar bozukluğu olan kişiler, duygu durumlarının kontrolünü zorlaştıran ani ve sık duygu değişiklikleri yaşayabilirler. Bu nedenle bipolar bozukluğu olan kişilerin profesyonel yardım alması önemlidir.

Tedavi, genellikle ilaçlar ve psikoterapi (terapi) kombinasyonu olarak uygulanır. İlaçlar, duygu durumu dengelemeye yardımcı olabilir ve atakların şiddetini azaltabilir. Psikoterapi, hastaların duygusal sorunlarıyla başa çıkmalarına, stresle başa çıkmalarına ve daha sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları geliştirmelerine yardımcı olabilir.

Bipolar bozukluk, yaşam boyu süren bir durumdur, ancak uygun tedavi ve destekle kişinin işlevselliği iyileştirilebilir ve ataklarının şiddeti azaltılabilir. Ayrıca, erken tanı ve tedavi, hastalığın ilerlemesini ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen komplikasyonları önleyebilir.

Üsküdar Üniversitesi ev sahipliğinde NPİSTANBUL Hastanesi’nin koşulsuz desteğiyle gerçekleştirilen 6. Basic Clinical and Multimodal Imaging (BaCI) Konferansı tamamlandı. Konferans kapsamında 12 farklı ülkeden 60 uluslararası araştırmacı, nörobilim, genetik, tıp alanlarındaki son gelişmeleri ele aldı. Konferansta ‘Depresyon bipolar bozukluğun başlangıç noktası mı?’ konulu bir sunum gerçekleştiren Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Uygun tedavi edilmeyen, uygunsuz antidepresan veya uyarıcı kullanımıyla dürtülen depresyon yıllar içinde bipolar bozukluğa dönüşür. Birçok etkenin eşliğinde risk artar. Bu noktada hangi ilacın hangi dozda ne kadar süre ile verileceği konusu önemli.” dedi. Konferansa katılan heyet NPİSTANBUL Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan eşliğinde NPİSTANBUL Hastanesi çalışmalarını da yerinde gözlemledi.

Üsküdar Üniversitesi ev sahipliğinde ve NPİSTANBUL Hastanesi’nin koşulsuz desteğiyle gerçekleştirilen 6. Basic Clinical and Multimodal Imaging (BaCI) Konferansı tamamlandı. Konferansta insan psikolojisini anlamak için nöroelektrofizyolojik teknikleri kullanan öncü klinisyenler, araştırmacılar ve bilim insanlarını bir araya geldi.

Konferans kapsamında Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir de ‘Depresyon bipolar bozukluğun başlangıç noktası mı?’ konulu bir sunum gerçekleştirdi.

“Depresyon, uygun koşullar sağlandığında bipolar bozukluğa dönüşüyor” 

Üsküdar Üniversitesi NP Sağlık Yerleşkesinde gerçekleştirilen konferansın 3. gününde ‘Depresyon bipolar bozukluğun başlangıç noktası mı?’ konusunu ele alan Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Duygu durum bozukluğu ya da depresyon da diyebiliriz, 1950’li yıllarda tek uçlu ve iki uçlu olarak ayrılmış. Uygun tedavi edilmeyen, uygunsuz antidepresan veya uyarıcı kullanımıyla dürtülen depresyon yıllar içinde bipolar bozukluğa dönüşür. Bunların yanında kişinin aile öyküsünde bipolarite ya da bipolarite geliştirmeye yatkın mizaç ve kişilik özellikleri varsa, alkol veya madde kullanım bozukluğu eşlik ediyorsa, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu varsa mani geliştirme potansiyelinin mevcut olduğu görülüyor. Yani bu olgularda risk daha yüksek. Dolayısıyla majör depresif bozukluk ya da yineleyici depresyon, uygunsuz tedavilerle bipolar bozukluğa doğru gider.” dedi.

“Uygunsuz tedaviyle ile bipolara dönüşen olgular da mevcut”

Bu noktada hangi ilacın hangi dozda ne kadar süre ile verileceği konusunun önemli olduğuna dikkat çeken Kesebir, “Karşımıza bir depresyon vakası geldiğinde biz onun bipolara evrilip evrilmeyeceğine dair ipuçlarını arıyoruz. Herhangi bir işaret görüyorsak riski yüksek olarak belirliyoruz ve tedaviyi ona uygun olarak planlıyoruz. Bu ipuçlarına sahip değilsek, bir işaret yoksa bir maniyi görene kadar ‘evet bipolar bozukluk’ diyemiyoruz. Ancak bazen hiçbir ipucu olmadan, belirgin özelliğe sahip olmaksızın sadece uygunsuz tedaviyle ile bipolara dönüşen olgular da mevcut.” açıklamasını yaptı.

Konferans heyeti NPİSTANBUL Hastanesini ziyaret etti 

NPİSTANBUL Hastanesi’nin koşulsuz desteğiyle gerçekleştirilen konferansa 12 farklı ülkeden 60 uluslararası araştırmacı, nörobilim, genetik, tıp alanlarındaki son gelişmeleri ele aldı.

Konferansa katılan heyet NPİSTANBUL Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan eşliğinde NPİSTANBUL Hastanesi çalışmalarını yerinde gözlemledi. Transkraniyal manyetik uyarım tedavisi ünitesi başta olmak üzere tüm birimleri gezen heyet yetkililerden bilgi aldı. Heyet ardından Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi laboratuvarlarını da gezdi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER