Travmatik bellek ne demek?

"Travmatik bellek" terimi genellikle travmatik bir olayın yaşandığı anı veya anıları ifade eder. Bu olaylar genellikle kişiyi derin duygusal sarsıntıya uğratan, korkutucu veya tehlikeli durumları içerir. Travmatik bir olayın etkisi altında kalan kişiler, bu olayın anılarını hatırlamakta zorlanabilir ve bu hatıralar kendilerine rahatsızlık verebilir.

Travmatik bellek ne demek?

Travmatik bellek, genellikle aşırı stres, korku veya travmatik bir durumun etkisi altında yaşanan olayların, bellekte uzun süreli bir etki bırakarak hatırlanmasını ifade eder. Bazı durumlarda, kişiler bu tür anıları bilinçli olarak bastırabilirler veya bu anılar zihinsel savunma mekanizmaları tarafından engellenebilir. Ancak, travmatik belleğin etkisi altındaki kişiler bazen bu olayları rüyalarında, flaşback'lerde veya başka durumlarda tekrar yaşayabilirler.

Bu konu psikoloji ve psikiyatri literatüründe ele alınan bir konudur ve travmatik bellek üzerine yapılan araştırmalar, tedavi yöntemleri ve terapiler bulunmaktadır. Tedavi süreci genellikle bireye özeldir ve profesyonel yardım alınması önerilir.


Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Gül Eryılmaz, travmatik belleğe ilişkin değerlendirmede bulundu. Travmatik bir olay yaşama, böyle bir olaya şahit olmanın özellikle duygusal bellekte işlenmeden kalacağını kaydeden Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Gül Eryılmaz, günlük yaşantı sırasında 'aşırı tepkili olmak, tahammülsüzlük, sese duyarlılık, zil çalsa zıplamak' gibi belirtilerin görüldüğünü söyledi.

Yaşanan travmatik bir olayın kişi üzerinde psikolojik, sosyal, bedensel birçok etkisi olabileceğini kaydeden Prof. Dr. Gül Eryılmaz, bunlardan en önemlisinin de bellek üzerine olan etkisi olduğunu söyledi.

Beynin hafıza merkezi olaylara zaman damgası vuruyor
Travmatik bir olay yaşama, böyle bir olaya şahit olmanın özellikle duygusal bellekte işlenmeden kalacağını dile getiren Prof. Dr. Gül Eryılmaz, “Yani güncel bilgilerimizin belleği olan hipokampüs (beynin hafıza merkezi), olayları işlerken zaman damgası vurur. ‘Bu 10 yıl önceydi’ der. Bu bilgi beynin duygu üretiminde ve davranış yönetiminde önemlidir. Duygu yükü yüksek olaylar yani travma sonrası bilgi hipokampüste işlenemez ve örtük bellekte kalır. Yani herhangi bir durum, nesne geçmişi hatırlattığında sanki bugün olmuş gibi beyin yeniden bu olayı yaşar. Neredeyse hatırlamaz yeniden yaşar.” diye konuştu.

Dünya hakkında olumsuz düşüncelerde artış görülüyor
Travmatik belleğin kişilerde ne tür belirtilere neden olduğunu anlatan Prof. Dr. Gül Eryılmaz, “Günlük yaşantılar sırasında aşırı tepkili olmak, tahammülsüzlük, sese duyarlılık, zil çalsa zıplamak, kendi ya da dünya hakkında olumsuz düşüncelerde artış, sebepsiz anksiyete atakları, bedensel yakınmalar, sebebi bulunamamış ağrı bozuklukları, olumsuz ilişkilerden ayrılamama, sürekli kendini sabote etme, dikkat ya da bellek sorunları gibi belirtiler görülüyor.” dedi.

Kendine ya da dünyaya yabancılaşma olabiliyor
Bu durumun kişinin günlük yaşamını olumsuz etkilediğini de kaydeden Prof. Dr. Gül Eryılmaz, “Günlük yaşamda kişinin işlevselliğinde bozulma olacaktır. Kişiler arası ilişkilerde bozulma, depresif yakınmalar ya da sürekli hep aynı hataları yapma gibi kendine ya da dünyaya yabancılaşma olabilir.” şeklinde konuştu.

Posttravmatik stres bozukluğunun (PTSD) travma sonrası gelişen bir psikiyatrik hastalık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Eryılmaz, “PTSB’de de travmatik bellek vardır.” dedi.

Travmatik belleğin; travmanın özel tedavisi, EMDR (bir psikoterapi çeşidi), gerekirse ilaç tedavileri ile tedavi edildiğini anlatan Prof. Dr. Gül Eryılmaz, travmatik bellekle ilgili şu örneği de verdi:

“Çocukluk çağında yaşanan travmatik olaylar sonrası duygusal biri olarak kendini tanımlamanın kendisini ‘duygusal tepkiler veririm, hep duygum ön plandadır, bu nedenle hiç aklımı kullanmam’ dediği noktada duygusallık aslında travmatik belleğin bir belirtisi olabilir.”

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER