Davutoğlu’ndan Soylu’ya istifa çağrısı

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ,başta Süleyman Soylu olmak üzere tüm sorumluları istifaya çağırdı.

Manisa Son Haber
Davutoğlu’ndan Soylu’ya istifa çağrısı

Davutoğlu düzenlediği haftalık basın toplantısında 90’lı yıllarda olduğu gibi devlet-mafya-şirket kaynaşmasının yaşandığına dikkati çekerek  “Bugün her zamankinden daha çok gerçek bir ‘Temiz Siyaset Devrimi’ne ihtiyacımız var. Öncelikle başta İçişleri Bakanı olmak üzere, sorumluların istifa etmesi gerekir” dedi.

Davutoğlu’nun açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

“İçişleri Bakanlığı makamında oturan birinin, kendi ifadesiyle bir ‘suç örgütü liderinin’ iddialarına yönelik sözde savunmalarına, cevap adı altındaki hedef saptırmalarına, sapla samanı birbirine katıp gerçekleştirdiği iftiralarına hep birlikte şahit olduk. Mitinglerde şov yapmasına izin vermek, iktidarı eleştirenlere karşı tehditler savururken sus pus olmak ve destek vermek, hakkında soruşturma yapıldığı günlerde dahi kendisine koruma polisi tashih etmek, ayran içip ayrı düşünce de hedef saptırıp muhalefeti suçlamak, tam da bu kara düzen sisteminin memuruna yakışır bir tavır olmuştur.

"Uyuşturucu trafiğinin Türkiye ayağı yargılanmalı"

Kokain baronlarının kim?" olduğu merak edileceği yerde dedikodu, iftira ve hedef saptırmanın adı siyaset olmuştur. Muhatap kendileri iken, muhalefetten çete liderine abi, abla, hoca tayin etmek ne tür bir aklın, hangi seviyede bir sıkışmışlığın ürünüdür? Bakın buradan uyarıyoruz; Bu uyuşturucu trafiği konusu eğer ciddi biçimde soruşturulmaz ve sorumlular Türkiye’de yargılanmazsa, tıpkı Rıza Zerrab olayında olduğu gibi ülkemizi uluslararası arenada ciddi sıkıntılara sokacak; aleyhte gelişmelerin ileride dağ gibi önümüze yığılmasına sebebiyet verilecektir. 'Biz zaten uyuşturucuyla mücadele ediyoruz' diyerek 5 ton gibi devasa oranda uyuşturucunun Türkiye ayağı örtülmeye çalışılmamalıdır. Bu trafiğin içinde kimler varsa Türkiye Cumhuriyeti savcılarınca, Türk devletinin mahkemelerinde yargılanmalı ve ülkemizin adı da temize çıkarılmalıdır.

"Soylu, Ağar’a ‘gönül koymuş’, milletle alay ediyorlar"

Bu iktidar itham, iftira ve karalamaları bir yana bırakıp iddialara cevap vermelidir. Gerekli soruşturmaları açıp bu sürecin Susurluk’tan beter bir hale bürünmesine engel olmalıdır, 'Susurluk-darbe-ekonomik-sosyal kriz-deprem' döngüsünde olduğu gibi, salgın krizi-ekonomik kriz derken daha da derinleşerek girdabını büyütecek olan bir devlet kriziyle de karşı karşıyayız artık. Sorarım sizlere değerli vatandaşlarım, 2000’lerde vesayet sistemi lehine meclisten çekilen bir şahsın, 90’ların kirli odaklarıyla boy fotoğrafları verdikleri bir vasata ne ara ulaştı bu memleket 1990’larda nasıl bir rol ifa ettiği belli olan, Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu’ya 'o tuğlayı çekersek bütün bir duvar çöker' diyen bir şahsiyetin, eski bir İçişleri Bakanı’nın, yüksek döviz geliri getiren bir yere çökmesini sorgulamak için bir çete reisinin konuşması mı gerekiyordu? İçişleri Bakanı kendisine gönül koymuş! Kendisinden dil sürçmesini geri almasını bekliyormuş! Ülkeyi getirdikleri yere bakın. Milletle alay ediyor bunlar. Sen daha önce bu marina için şeffaf bir ihale açılmış mı, kanun, yönetmelik işlemiş mi diye hesap sormuş muydun?

"Başta Soylu olmak üzere tüm sorumlular istifa etmelidir"

Bu kadar kolay mıdır bu işler? Bu nasıl bir devlet anlayışıdır? Bu resmen bir devlet-mafya-şirket kaynaşması değil de nedir? Ortada kanun, kurum ve kurallarıyla işleyen bir aygıt mı var yoksa tıpkı 90’larda olduğu gibi, mafyatik yapılarla, büyüttükleri şirketlerle vekalet ilişkisine girişmiş, tabelasında da 'derin devlet' yazan bir mekanizma mı? Aziz milletim, Buradan açıkça çağrıda bulunuyor ve ilan ediyorum ki; Bu durumu ancak bir 'Temiz Eller Operasyonu'; sözde değil gerçek bir 'Temiz Siyaset' çıkışı temizler. Bugün her zamankinden daha çok gerçek bir 'Temiz Siyaset Devrimi’ne ihtiyacımız var. Öncelikle başta İçişleri Bakanı olmak üzere, sorumluların istifa etmesi gerekir. Ülkenin kanalizasyon borularını tıkamış olan bu foseptiğin logar kapağı kaldırılmalıdır. Eğer bu hükümet bunu beceremeyecekse, toptan istifa etmeli, şeffaflık temelinde temiz siyaseti kimin inşa edeceğine önüne konacak sandık aracılığıyla halk karar vermelidir.

"Korku bulutları dağları sarmış!"

Önce ülkenin İçişleri Bakanı çıkıp bizi bir mafya liderinin hocası ilan etti; devletin en tepesindeki zat da 'içimizdeki Mescid-Aksa’ları yıkmaya çalışanlar' diyerek nereye vardığından şuursuz cümleler eşliğinde bizleri itham altında bıraktığını zannetti. Bizler 'bunlar Filistin meselesini ne zaman araçsallaştıracaklar, iç siyasetin aracı ne zaman kılacaklar acaba?' diye beklerken, bizleri yine şaşırtmadılar! Belli ki korku bulutları dağları sarmış! Belli ki, karanlık ilişkiler ağı orta yere serilirken, bizler hedef tahtasına konunca onların üzerinin örtüleceği zannedilmiş.

"Onlar damat bakanın İsrail ile gizli pazarlıklarını da bilir"

Onlar damat bakanın İsrail ile normalleşme sürecinde devlet kayıtlarına geçmeyecek şekilde yürüttüğü temaslarda Filistinlilerin ve Mavi Marmara şehitlerinin haklarını ikinci plana atarak şahsi ve zümrevi çıkarlarını ve uluslararası imajlarını önceleyen ne tür pazarlıklar yapıldığını da bilirler. Bizi haksız ithamlarla bayram günü suçlamadan önce bu görüşmelerde ve daha sonra Trump döneminde Trump’ın damadı ile yürütülen damatlar diplomasisinde neler görüşüldüğünü açıklasınlar. Biz ayrıldıktan sonra doğrudan Mescidi Aksa’nın İslami ve tarihi kimliğini korumak amacıyla yapılan yardımların niçin kesildiğinin hesabını bir versinler."

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER