Okullar Açılırken / Ahmet Orhan Yazdı...

Ağustos ayının geride kalmasıyla yaz mevsimi yerini sonbahara, tatil ise yeni çalışma dönemine bırakmaktadır. 

Okullar Açılırken / Ahmet Orhan Yazdı...

Ağustos ayının geride kalmasıyla yaz mevsimi yerini sonbahara, tatil ise yeni çalışma dönemine bırakmaktadır. 
Eylül ayının önemli konusu olan İlk ve Orta dereceli okulların açılışı, bu yıl 12 Eylül tarihinde gerçekleşecektir. 
12 Eylül, tarihi anlamının ötesinde anne-babalar açısından son derce önemlidir. 
Türkiye’nin 0-17 yaş aralığındaki nüfusu 84 Milyonluk nüfusumuzun yaklaşık üçte biri kadardır. 
10 milyon gencimiz de yükseköğrenim görmektedir. 
Henüz yerleştirme ve kayıt işlemleri yapılmakta olan yükseköğrenimin ise genellikle yeni eğitim yılı ekim ayının ilk haftasına denk gelmektedir. 
Bu sayılar geleceğimiz açısından memnuniyet verici olmakla birlikte biz yetişkinlere önemli yükümlülükler getirmektedir. 


ÖĞRENCİ VE AİLE 


-Bu büyük nüfusu yedirip içirmek, örtüp giydirmekten başlayarak eğitimlerinin temin edilmesine kadar çok büyük sorumluluklar, Türk insanının çoğunluğunun çocukları için yaşamasını zorunlu kılmaktadır. 
Çocuklarımız bakımından ebeveynler büyük sorumluluklar alırken sosyal devlet olan Türkiye Cumhuriyetinin de en az onlar kadar önemli görevleri vardır. 
Sağlıklı ve çağın bilgileriyle donatılmış eğitimin, ücretsiz temin edilmesi devletin başlıca görevleri arasındadır. 
Ücretsiz ve kaliteli bir eğitimin verilebilmesi için birçok ögenin bir araya gelmesi gerekmektedir. 
Çocuk, aile, öğretmen ve okul bunların başından yer almaktadır. 
Milletimizin geleceğinin güvence altına alınması için aile öğretmen ve devlet çok uyumlu bir birlikteliği ortaya koymak durumundadır. 
Ülkemizdeki ebeveynlerin önemli bir kısmının hali hazırda açlık sınırı altında gelir sahibi olduğunu düşünürsek aile açısından durum iç açıcı değildir. 
Okul kıyafetlerindeki fiyat artışı %100 olurken, diğer kırtasiye ve çanta gibi eşyalarda %140 seviyesine kadar ulaşmıştır. 


ÖĞRETMENLER 


-Öğretmenler konusuna geçecek olursak onların da tamamen eğitim çalışmalarına odaklanmasını engelleyecek ciddi geçim sıkıntıları olduğu herkesin malumudur. 
İstanbul gibi metropollerde görev yapmak durumunda olan öğretmenlerin bırakın rahat yaşamak için zorunlu imkanlara sahip olmayı, kirayı karşılamakta bile büyük zorlandıkları olduğu bildiğimiz bir gerçektir. 
Görev yaptıkları kimi metropol ilçelerinde okullar bölgesindeki kiralar maaşlarının üzerinde dahi olabilmektedir. 
Bu durumda ancak karı-koca çalışan öğretmenler maaşlardan birini kiraya harcayarak hayatlarını devam edebilmektedir.  
Aksi taktirde genellikle bekar öğretmenler birkaç kişi aynı evi paylaşmak suretiyle bu sorunu aşmaktadırlar. 
Aslından iş bulma şansını yakalamış olan öğretmenlerin sorunları diğer ücretlilerden çok da farklı değildir. 
Elbette bu konularda meslek mensuplarının daha çok söyleyecekleri olacaktır. 


EĞİTİMDE DEVLET 


-Devlet tüm vatandaşlara en iyi şartlarda eğitim hizmeti ulaştırmaya çalışmasına rağmen istenen seviyeye ulaşabilmiş değildir. 
Her yıl gerek devlet, gerekse devlet vatandaş işbirliğiyle yeni derslikler yapılmakta olmasına rağmen sınıflardaki öğrenci sayısı 50 öğrenciyi aşabilmektedir. 
Böylesi bir kalabalıkta devlet okullarından verimli eğitimi beklemek hayaldir. 


OKUL SERVİSLERİ 


-Şehirleşmenin getirdiği yoğunluğun doğal sonucu olarak ortaya çıkan öğrenci servisleri ise başlı başına devasa bir problemli başlıktır. 
Servis ücretleri, akaryakıt fiyatlarında görünen muazzam artışın etkisiyle bir yıl önceye göre her hizmette olduğu gibi öğrenci velilerine rahatsızlık verecek boyuta ulaşmıştır. 


YÜKSEKÖĞRENİM 


-İlk ve orta öğretimlere ek olarak yükseköğrenim öğrencilerinin ciddi barınma, yaşam ve eğitim harcamaları söz konusudur. 
Asgariden bir öğrencinin ebeveynlere maliyeti en düşük emekli maaşı seviyesindedir. 
Devletin verdiği burs ve kredilerle yükseköğrenim gençliğine verdiği destek azımsanmayacak bir rakama ulaşsa bile ailelerin bu konudaki harcamaları kayda değer seviyelerdedir. 
 
Her ne kadar kısa başlıklarla eğitim sorunlarına değinmeye çalışsak bile ne kadar büyük bir toplumsal aktiviteden bahsettiğimiz görülecektir. 
Oysa eğitimin sayısal yönüne kısacık temas etmemize rağmen kalite yönüne temas dahi edemedik. 
Daha fazla can sıkıcı başlıklara burada ara vererek başta sevgili yavrularımız, gençlerimiz ve baş tacımız öğretmenlerimize sağlık ve huzur içinde kazasız, üzüntüsüz bir eğitim yılı diliyorum. 
Evlatlarının iyi yetişmiş bireyler olarak kendi geçimlerini sağlayabilecek seviyeye ulaşmaları ve devlete, millete, insanlığa faydalı insanlar olması için canla başla, fedakârca gayret gösteren anne-babalara da kolaylıklar temenni ediyorum. 
08 Eylül 2022
Ahmet Orhan

Güncelleme Tarihi: 08 Eylül 2022, 04:26
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER