Özdağ'dan “Coronavirüs'e karşı tedbirlerde geç kalındı” iddiası

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Özdağ Coronavirüs tehditinin 2013 yılından bu yana bilinmesine rağmen tedbir alınmamasını sert bir dille eleştirdi.

Manisa Son Haber
Özdağ'dan “Coronavirüs'e karşı tedbirlerde geç kalındı” iddiası

Tıp Dünyası'nın görüşüne göre 2013 yılından beri virüsün varolduğunun açıklandığını kaydeden Özdağ, “Peki, ozaman soruyorum; Dünya Sağlık Örgütü Coronavirüsü neden hafife aldı. Dünya'da kalkınmış olan tüm ülkeler ABD'den Kanada'sına, Hollanda'sından Almanya'sına varıncaya kadar tıp ve ilaç sektöründe söz sahibi bu ülkeler neden virüsü hafife aldılar? Bize dönecek olursak Türkiye bu virüsü neden hafife aldı?” dedi.

Tüm Dünya'nın ilk olarak Çin'den yayılan 21.yüzyılın en büyük ve yaygın felaketi Corona Virüsü ile mücadele ettiğini kaydeden Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Özdağ Türkiye'de ve tıp alanında kendini kanıtlamış ülkelerde virüse karşı tedbirler konusunda geç kalındığını ifade etti. Maçların ertelenmesi konsunda ister Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun, ister şahsının defalarca kez uyarıları olmasına karşın Türkiye Futbol Federasyonu'nun erteleme konusunda geç kaldığını kaydeden Özdağ, “UEFA ve Şampiyonlar Ligi maçları ertelenmesine rağmen Avrupa Şampiyonası maçları ertelenmesine rağmen Türkiye'de maçlar oynanmaya devam etti. Sonuç ise ortada. Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim'e, Galatasaray 2. Başkanı Abdurrahim Albayrak'a ve eşi Hanımefendiye geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Galatasaray Beşiktaş maçından sonra Sayın Terim'in maçların ertelenmesi ve alınması gereken tedbirlerle ilgili haklı çıkışını her daim hatırlayacağız. Hatta o süreçte Gelecek Partisi Genel Başkanımız Sayın Ahmet Davutoğlu o dönemde yaptığı açıklamayla, “Maçlar derhal ertelenmelidir” ifadesinde bulunmuştu. Çünkü partimizin Politikaları İzleme Kurulu var. Bu Kurulumuz içerisinde de Gençlik ve Spor Politikalarını İzleme Başkanlığımız var. Türkiye'nin maçlarda dahi coronavirüs tehditini ilk başta hafife alması büyük bir hata” dedi.

VİRÜS 2013'TEN BERİ VARSA NEDEN TEDBİR ALINMADI?

“Coronavirüs'ün 2013 yılından bu yana var olmasına karşın bağışıklık sistemimiz bu virüse karşı koyuyordu. Son zamanlarda yine Tıp Dünyası'nın görüşüne göre bu virüs'ün DNA'sının değişmesinden dolayı artık insanlara zarar veriyor” diyen Özdağ sözlerine şöyle devam etti, “Coronavirüs Çin'den tüm Dünya'ya yayılmasına rağmen komşu ülkelerimizden sonra Türkiye'de yayıldı. Türkiye'ye gelmeden önce de İran'da vakalar görüldü. Biz maalesef bu denli virüs tehditine karşın İran'la zamanında kapıları kapatamadık. Çünkü Türkiye olarak ekonomik anlamda sıkıntılarımız vardı: İran'dan ticari manada yoğun bir şekilde giriş çıkış trafiği yaşanıyordu. Yine diğer bir sıkıntı Coronavirüs tehditine karşı Umre'ye turlar devam etti ve kapılar kapatılmadı. Umre dönüşünde ise bu vatandaşlarımıza yönelik ciddi bir karantina uygulamasında geç kalındı. Biz muhalefetiz diyerek herşeye tu kaka da demeyeceğiz, her şey güllük gülistanlıkta demeyeceğiz. Güllük gülistanlık olanın hakkını vereceğiz ama yanlışa'da yanlış deme cesaretini her daim göstereceğiz. Tüm bunların yanısıra yurt dışı seyahatleri konusunda vatandaşların bilgilendirilmesinde geç kalınmıştır.”

ÖN TEDBİRLER ZAMANINDA ALINMADI

Uçak seferlerinin geç iptal edildiğini ve okulların kapatılmasında geç kalındığını da sözlerine ekleyen Özdağ, “Türkiye'deki Hükümet yetkilileri meselenin çok ciddi olduğunun ilk başlarda farkına varamadılar. Varanlar olsa dahi Türkiye'nin yaşamış olduğu ekonomik sıkıntılardan dolayı, “Şu an gündeme getirsem zarar verir” endişesiyle ön tedbirler alınamadı. Dolayısıyla insan sağlığı maalesef bir noktada hafife alındı. İlk başlangıçta geç kalınsa da tüm bunların yanısıra çok önemli tedbirler de alındı. Geç kalınsa da doğru bir kararla okullar tatil edildi, Üniversiteler tatil edildi. Üniversiteler tatil edilse de ilk başlarda Öğretim Görevlileri yine okullara gönderildi. Bu da bir hataydı. Okullarda mecbur bir sebepten ötürü bir tatil var ise bu Öğrencisinden, Öğretmenine, Ögretim Görevlisinden İdarecisine kadar herkesi kapsar” dedi.

TÜRKİYE'DE 300 BİN İNSAN CEZAEVLERİNDE

Kafeterya, Kahvehane gibi işyerlerinin Coronavirüs tedbirleri kapsamında kapatılma kararında da geç kalındığını da kaydeden Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Özdağ, bu işyeri ve işletmelerin kapatılması kararında da İçişleri, Ticaret ve Sağlık Bakanlığı'nın koordinasyon ve birlikte karar verme noktasında ikileme düştüğünü belirtti.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun cezaevleriyle ilgili bir öneriyi ortaya sürdüğünü kaydeden Özdağ, “İnfaz Yasası gündemde. 300 Bin kişi şu anda Cezaevinde. Bu mahkımlar arasında hamile kadınlar var, bebekler, çocuklar var. Cezaevlerinde tedbirler arttırılarak infaz yasası daha hızlı bir şekilde çıkartılabilir. Terör suçları başta olmak üzere bazı suçlar hariç tutularak hamileler, bebekli kadınlar ve çocuklar öncelikle bir an önce Cezaevlerinden tahliye edilerek cezaları ev hapsine dönebilir.

YANLIŞIN KARŞISINDA DOĞRUNUN YANINDAYIZ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Coronavirüs'e karşı alınan tedbirler hakkında da değerlendirmede bulunan Özdağ, “Dünyada da benzer tedbirler alınıyor. Açıklanan paketin çoğu ekonomik tedbirlerdi. Keşke biraz daha virüsün yayılmasını engelleyici tedbirler getirilebilseydi. Önemli olan esnafın borcunu, SSK ödemelerini ertelemek değil. Tabi ki bu da önemlidir ama devlet 2 veya 3 ay SSK primlerini üstlenebilirdi. 10. maddede ifade edilen 500 bin TL’nin altında alınacak evlerle ilgili peşinatın yüzde 10’a, kredi miktarının yüzde 90’a çıkarılması da yanlıştı. Tabii ki böyle bir düzenleme yapılabilir. Ama müteahhitlere ellerindeki evleri satmak için yeni bir imkan sunulmasının Korona ile ne alakası var? Bu tip düzenlemeler virüsün arkasına saklanmış başka amaçların varlığı anlamına gelir ve vatandaşı şüpheye sevk eder. Başka bir bağlamda böyle bir düzenleme yapılsaydı kimsenin aklına farklı bir şey gelmezdi. Yine de alınan tedbirlerin, gösterilen çabaların olduğunu görüyorum.Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca ve tüm sağlık personelini alkışlıyorum. Hepsi iyi bir performans sergiledi, Ancak Sayın Bakanın tam manasıyla bağımsız hareket edemediğini gördük, gecesini gündüzüne kattı. Bazı tedbirlerde gecikme olmuş olabilir, yapılanları görmezden gelmek de haksızlık ve adaletsizlik olur. Farklı partilerde olmak her şeye muhalefet etmek anlamına gelmez. Böyle bir siyasetin ülkeye de faydası olmaz. Ülkemizde muhalefet hep doğru/yanlış ayırımı yapmadan her şeye muhalefet şeklinde yapılıyor. Onun içinde partiler inandırıcılık sorunu yaşıyorlar. Bu gibi durumlarda en doğru siyaset farklılıkları geri plana atarak bu felaketi en az bedel ve maliyetle atlatmak için herkesle hiçbir kompleksi taşımadan dayanışma içinde olmaktır. Vatandaşın beklediği de budur. Nitekim bu süreçte bir çok çevreden “virüs geldi gerilim ve kamplaşma siyaseti bitti. Televizyonları daha rahat açabiliyoruz. Neydi o düşmanlık siyaseti?" sözlerini duyuyoruz. Bu Türkiye siyaseti açısından önemli bir gelişme. Demekki vatandaş sükunet bekliyor, pozitif bir siyaset dili istiyor. Bu virüs salgınının hepimiz için bir derlenme, toplanma ve muhasebe vesilesi olmasını diliyorum” dedi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER